Yumuşama
Suat BOZKUŞ yazdı —
-
Özgür Özel, siyasi yumuşama istiyorsa bu olumlu olabilir ama doğru halkaya asılmak şartıyla… Açık ki ülkedeki gerilimin ana nedeni Kürtlerle savaştır. Bu savaş sürdüğü sürece siyasette bir yumuşama olamaz.
Yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkan ve ilk seçimde iktidar olmaya hazırlanan CHP lideri Özgür Özel haklı olarak gündemde kalmaya devam ediyor. Özel’in konuşmaları ve açıklamaları geniş çevreler tarafından ilgiyle izleniyor ve yorumlanıyor. Erdoğan ve Bahçeli ile yaptığı görüşmeler halen açıklığa kavuşmuş değil. Bu konudaki söylenti ve tahminler sorunu açıklığa kavuşturmaktan bir hayli uzak.
Özgür Özel’in gündeme getirdiği “yumuşama” ne anlama geliyor? Daha önemlisi gerçekçi midir? Özel’in karşısındaki siyasi yapıyı irdelemeden ham hayaller beslemek ve yaymak yanıltıcı olacaktır.
Türkiye siyasetinde “sağcılar” her zaman kışkırtıcı ve gerginlik-sertlik yanlısı olmuştur. Siyasetlerini toplumu kutuplaştırma ve çatıştırma üstüne kurmuşlardır. Bu eskiden komünizm tehlikesine karşı, milliyetçi, dinci bir cephe kurmaya yaramıştır. Böylesine bir cepheleşme aç yığınları “bayrak ve cennet aşkına” koşturtmaya ve uyutmaya yardımcı olmuştur. Menderes’in kurduğu Vatan Cephesi ve Demirel’in kurduğu Milliyetçi Cephe(MC)’ler hala hafızamızda canlıdır.
Erdoğan ise “beka” sorununu diline dolayıp Kürtlere karşı bir savaş cephesi olarak Bahçeli ile Cumhur İttifakı’nı kurmuştur. İrili ufaklı, gizli-açık parti ve çevrelerin katılımıyla çeteleşen bu ittifak halka karşı bir çamur cephesine dönmüştür. Bu cephe girdiği her seçimi ve referandumu kaybettiği halde derin devletin bir tercihi olarak iktidara yapışmıştır. Bırakmaya hiç de niyeti yoktur. Son 31 Mart bozgunundan sonra mızrak çuvala sığmayınca dolambaçlı yollarla iktidarda kalmayı denemektedir. Gerçi Bahçeli açıkça “Bu devlet sandıkla kurulmadı” diyerek seçim sonuçlarını takmayacağını açık etmiştir ama gene de görüntüyü kurtarmak uğruna göstermelik adımlar atılmaktadır. TBMM başkanının yeni anayasa maskesiyle zaman kazanıp muhalefeti yıpratma ve dağıtma taktiği izlediği anlaşılıyor.
Özgür Özel’in birinci partinin lideri ve muhtemel Cumhurbaşkanı adayı olarak bütün siyasi çevrelerle ilişki kurma ve onları yumuşatma-uzlaştırma çabası normal bir çabadır. Ama bu ne için ve nereye kadar mümkündür?
Daha şimdiden Erdoğan ile gizli anlaşma içinde olduğu söylentileri ayyuka çıkmıştır. Ayrıca bu olsa bile hangi zeminde anlaştığı açıkça ortaya konmalıdır. Kılıçdaroğlu’nun kendi partisinden bile gizli olarak Özdağ ile anlaşma yapması hala unutulmamışken, Özel’in benzeri çabalar içine girmesi siyasi intihar olacak ve hem sonuç vermeyecek hem de kendisine umut bağlayan halk tarafından affedilmeyecektir.
Özel, siyasi yumuşama istiyorsa bu olumlu olabilir ama doğru halkaya asılmak şartıyla…
Açık ki ülkedeki gerilimin ana nedeni Kürtlerle her alanda ve her düzeyde sürdürülen savaştır. Bu savaş sürdüğü sürece Türkiye ve bölge siyasetinde bir yumuşama olamaz. Ülkedeki sorunların ana kaynağı da budur.
Bu sorunların bir anda çözülmesini hayal etmiyoruz. Ama bir yol haritası rehberliğinde atılacak olan adımlar siyasi atmosferi değiştirip yumuşatabilir.
Örneğin bu konuda en önemli gösterge Sayın Öcalan üzerindeki hukuk dışı tecrittir. Bu tecride son verilmesi, hasta ve yaşlı tutsakların ölüme terk edilmeyip özgür bırakılmaları atılacak ilk adım olabilir. Sadece bu adımlar bile yeni bir dönemin işaret fişeği olarak büyük rol oynayacaktır. Tabii ki bunun için Özel ve CHP liderlerinin de bunun gerekliliğine inanmaları gerekir.
Bu adımlar atılmadıkça “milli takım ruhuyla” yapılacak yenilik ve sahte yumuşamalar daha büyük savaşın ve soykırımların hazırlığından başka bir anlama gelmeyecektir.
Seçimler daha yeni yapıldığı halde, Van belediyesine yönelik komplo ve yeni bir kayyımlar operasyonu hazırlıkları devletin içinde ve derinliklerinde iki eğilimin çatıştığını gösteriyor. Ama bu sadece bir çete savaşı değildir. Kararı verecek ve sonucu belirleyecek olan özgürlük mücadelesini yükselten halklarımız olacaktır.