Akrep ve imkan
Ziya ULUSOY yazdı —
- Erdoğan, faşizmini kalıcı kılmak için, seçilmişlere darbesini Kürtlerle sınırlamaktan taşırarak CHP’ye vardırmakla, adeta akrebin kuyruğunu sokması misali, kitle eylemini kışkırttı.
Bu yılın Newroz’u yaygın biçimde kutlanıyor. Kürt halkımızın milyonlar halinde katılımıyla barış ve demokrasi şöleni yükseliyor. Nevroz şöleni kutlu olsun ve özgürlüklerin gelişmesine güç versin.
***
Erdoğan, Esenyurt ve diğer CHP’li bellediye başkanlarını tutuklattıktan sonra, İBB başkanı İmamoğlu ve arkadaşlarını gözaltına alınca, CHP alanlara çıkmak zorunda kaldı.
Erdoğan’ın valisinin OHAL yetkisi kullanarak ilan ettiği eylem yasağını, halk kitlesi yırtarak fiili meşru eylemliliğe yöneldi. CHP’nin faşizmle uzlaşma çizgisinden taştı.
Bu şunun için önemli, CHP, Erdoğan faşizmiyle uzlaşma içinde arkasına bağladığı halk kesimini pasifize ediyordu. Bunu elbette burjuvazinin kolektif çıkarlarına sadık bağlılığı nedeniyle yapıyordu. Erdoğan’a kızarak burjuvazinin kolektif çıkarını yakmaya gerek yoktu. Nitekim seçimden seçime “güzel olacak” hayaliyle faşizme karşı halk öfkesini sönümlendirebildi.
Alanlarda özellikle üniversite gençliği mücadeleciliğiyle dikkat çekiyor. İstanbul’da Saraçhane’den Taksim’e yürümek istedi. Ankara’da Erdoğan faşizmine karşı ODTÜ, Hacettepe, Bilkent gençliği bağımsız eylemciliğe yöneldi. Halk desteğini de alabildi.
Arada Boğaziçi Üniversite direnişi dışında uzun yıllardır üniversite gençliği apolitiklik içindeydi. Geleceksizliğe mahkum edilmesine, akademinin İslamcı-Türkçüleştirilmesi için demokratik güçlerin tasfiye edilmesine karşı tepkisiz kaldı, devrimci öğrencilerin mücadeleye girişmesine ilgisiz kaldı. Fakat şimdi, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin İslamcılaştırılmaya karşı direnişinden sonra, yeniden bu kez de seçilmiş belediye başkanlarına saldırı/belediye gaspına, ağır anti demokratik koşullarda seçim imkanına darbe yapılmasına karşı tepki vesilesiyle faşizme karşı eyleme geçiyor.
Üniversite gençliği fiili meşru bu eylemliliğini ne kadar yaygınlaştırabilir ve andaki eylemliliği ne kadar uzun sürdürebilir? Vurgulamak gerekir ki, gençliğin seçim imkanına darbeye karşı çıkma vesilesiyle başlattığı eylemliliği yaygınlaştırması daha önem taşıyor. Çünkü eylemdeki seçkin üniversitelerden başka çok sayıda üniversitenin milyonları bulan öğrenci kitlesi var. Mevcut eylemlilik diğer üniversitelere, dahası liselere yaygınlaştırılabildiği ölçüde öğrenci gençlik özgücüne güvenini geliştirecek, burjuva muhalefetten beklentiden kopacak, faşizme karşı mücadelenin yeniden önemli ve sürekli bir kesimini oluşturacak.
Gençliğin mücadele içinde öğrenmesi de önemli. Faşizme karşı omuz omuza sloganı kitlenin genelinde benimsendiği gibi gençlik de eylem içinde bu sloganı benimsiyor. Yetinmiyor, “Tayyip istifa” sloganını yükseltmeye çalışıyor. Antifaşist bilincin ifadesi olan bu sloganların yanı sıra naif ve apolitik sloganlar da var. Bir yandan polis barikatına yüklenerek Taksim’e gitmeye çalışırken diğer yandan, “Özgür bizi Taksim’e götür” gibi naif döviz taşıyanlar da var. Elbette mücadele içinde öğrenmesini bilecek naifliği azaltıp faşizme karşı kararlılığın taleplerini ve sloganlarını yükseltecek, bilincini kuşanacak.
Öğrenci gençlik eylemler içinde önemini kavrayarak örgütlenmesini de geliştirecektir. Liberal örgütsüzlüğü “özgür birey”in tercihi sanan yanılgısı ve faşizmin sert saldırılarından korunmanın sığınağı sanan öğrenci gençlik başladığı eylemliliklerin başarısı için örgütlenme çabası içine giriyor. Bu çaba kalıcı kitlesel örgütlülükleri benimsemesine basamak teşkil ediyor. Bu basamaktan kalıcı kitlesel örgütlenmelere gitmeli. Bu örgütlenmeleri büyük çaplı eylemlilikler arası tekil, okul ve yerel eylemliliklerin aracı yaparak da geliştirmeli, her geniş çaplı eylemliliğin güçlü kaldıracı yapmalı. AKP nasıl ki TÜRGEV ve diğer örgütlenmeler, MHP ülkücü gençlik örgütlenmesi aracılığıyla genişçe örgütleniyorsa, faşizme karşı eylemliliğe geçen üniversite gençliği de kitlesel örgütlenmesini geliştirmeli.
Erdoğan, faşizmini kalıcı kılmak için, seçilmişlere darbesini Kürtlerle sınırlamaktan taşırarak CHP’ye vardırmakla, adeta akrebin kuyruğunu sokması misali, kitle eylemini kışkırttı. Erdoğan, Suriye’de himayesi ve askeri desteğinde İslamcı iktidar kurma hazırlığındayken fetihçiliğinin kibriyle bu saldırısını başlattı. Kitle eylemini faşizmle uzlaşan CHP sürdürür mü, belirsiz! Ama mücadeleden öğrenen gençlik halk desteğini alarak eylemi sürdürmeyi ve yaymayı deneyecek.
Newroz şöleniyle zamandaş olarak gerçekleşen eylemlilik, kibriyle kuyruğunu sokan Erdoğan’a karşı, halk ve gençlik eylemliliğini sürdürmenin bir imkanı. Değerlendirildiği ölçüde faşizmi yıkma mücadelesinde başarılarından biri olacak.