Bugün ve yarın esastır
Ziya ULUSOY yazdı —
- Politik İslamcılığı da kullanan Türkçü MHP, dünden farklı olarak “Atatürk milliyetçiliği”ni kullanmada daha fazla hamasetli. Türk halkı arasında hakim olan anti-Kürt fikrin politik getirisini bu kanaldan da sağlamak istiyor. Benzerini Erdoğan da yapıyor. İstanbul fethine Malazgirt’i, Enver Paşa’yı, Gazi’yi ekliyor.
Türkiye’de faşizm ve gericilik, dünün ve şanlı geçmişin imparatorluk “parıltısı” veya emperyalist işgale karşı mücadelesi üzerine demagojiyi amaçlı olarak yoğunlaştırıyor.
Geçmişe atıfla gelecekte de imparatorluk hayali satarak halk kitlelerini bugünkü hakimiyetine bağlıyor. AKP, MHP ve benzeri partilerin İslamcı ve Osmanlıcı geçmişe atıfla 2053, 2071 hayalini satmaları, işgalci yayılmacılığa destek genişletmeleri bunun örneği.
Bu arada “şanlı geçmiş”te “ekende biçende yok yiyende ortak Osmanlı”nın bir avuç feodal aristokrasinin, dini yönetici/ruhban kesiminin, halkları yarı köle bağımlılığının boyunduruğu altında sömürdüğünü gizlemek bu demagojinin diğer getirisi. Bugün Türk burjuvazisinin aşırı sömürüsünü gizlediği gerçeği daha da büyük siyasi getiri.
Hayal satan imparatorluk demagojisini dün ve yarın arasında bugüne bağlarken, Erdoğan’ların üstadı Kısakürek, şu dini motifi formüle eder: (Mealen) “Tanrı müslüman ülkelerin kurtuluşuna önderlik misyonunu Türk milletine vermiştir.” “Geçmişte Osmanlı bu rolü oynadı, bugün de Türk milleti bu rolü oynayacaktır!”
Tabii ki emperyalizmden kurtuluş kapitalizm temelinde olacak, Asya’nın ve Müslümanların öncüsü Türk milletinden burjuvazi dünyaya hakim olacak!
Bunun imkansızlığı bir yana ama hayal gerçekleşirse ABD tekellerinin yerini Türk tekelleri alacak o kadar. Ama elbette bu imkansız ve asıl amaç, işçi sınıfı ve diğer sömürülen sınıfları, bu hayali demagojiyle burjuvazinin faşist iktidarına bağlamak, sınıf mücadelesinde aktif saldırgan olarak kullanmak (politik İslamcı ve ülkücü çeteler), yakın bölgede yayılmacı savaşlarda ateşli asker olarak kullanmak (“askerlik yan gelip yatma yeri değildir”) güncel gerçek dünyadaki hedeftir.
Bugün faşist diktatör Erdoğan ve yaveri Bahçeli, bu hayali satarlarken bu hedefi güdüyorlar. Dünün imparatorluk(lar) “parıltısı”nı, bugünün işgalci, kitle katliamcısı yayılmacılığını, bununla Türk halkına fayda değil Türk burjuvazisine yeni bölgesel talan/sömürü alanları elde etmek istedikleri gerçeğini gizliyorlar.
Güncelde “ezerek mi, köleci barışla mı genişleyelim” söylemi Türk halkı arasında etkili kılınmış durumda. Kürt halkına da söylemin ikinci şıkkı yutturulmaya çalışılıyor.
Bugün geniş kitlelerin politik İslamcılık ve Kemalist milliyetçilik hegemonyasında burjuvazinin iktidarının ve kapitalizmin destekçileri olarak şekillendirildikleri koşullarda yaşıyoruz.
Kemalistler, emperyalist işgale karşı mücadelenin mirasını iktidarının ve kapitalizmin hayrına onlarca yıl tepe tepe kullandılar. Süreçte generallerin faşist milliyetçiliğinden modernist burjuva milliyetçiliğine (ulusalcılık) uzanan versiyonları ile kapitalizme hizmet ettiler.
Politik İslamcılığı da kullanan Türkçü MHP, dünden farklı olarak “Atatürk milliyetçiliği”ni kullanmada daha fazla hamasetli. Türk halkı arasında hakim olan anti-Kürt fikrin politik getirisini bu kanaldan da sağlamak istiyor. Benzerini Erdoğan da yapıyor. İstanbul fethine Malazgirt’i, Enver Paşa’yı, Gazi’yi ekliyor. Ama aynı zamanda Kürt halkının muhafazakar kesimini etkilemek için Kemalist geçmişe (ama daha çok) İnönü dönemine çatmayı asla ihmal etmiyor.
Yine de ulusalcılar ve CHP, Kemalistlerin asıl temsilcileri. Geçmişin politik mirasını kullanarak modern milliyetçilikle halkı arkalarında tutmaya çalışıyor, bu yolla kapitalizmin devamını sağlamaya uğraşıyorlar. Bunu yaparlarken, işçi sınıfına ve Kürtlere geçmişte baskı ve katliamları, halka demokrasi yokluğunu haklı göstermeye çalışıyorlar.
Kitlelerde hakimiyet kuran bu burjuva ideolojileri karşısında, işçi sınıfı ve halkların kurtuluşunun bağımsız çizgisinde mücadele, geçmişin yalnızca ezilenlerinin mücadele mirasına atıfta bulunur. Bunu kıskançlıkla korur ve günümüzdeki mücadele için olduğunu bir an için unutmaz ve ihmal etmez. Fakat bunun üzerine değil bugün ve gelecek üzerine yoğunlaşır.
Burjuvazinin her iki fraksiyonunun halkı yedeklemeye ilişkin “şanlı geçmiş” argümanları düne değil, Türk burjuvazisinin bugününe ve yarınına hizmet ediyor.
İşçi sınıfı ve halkların kurtuluş mücadelesi de, güncel mücadelelere önem vermeli ve yarını, sosyalizmi kurmaya hizmet etmeli, bunlar üzerine yoğunlaşmalı.
Erdoğan ve Bahçeli çetesinin dün üzerine yoğunlaştırarak bugünü unutturma ve yarın için hayal satma yöntemine karşı etkili olacak yol ve yöntem budur.