Güncel

Erdoğan’ın işgal gücü Suriyeli mi?

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Erdoğan daha baştan Suriye gerici iç savaşını örgütlerken, Emevi Camii metaforuyla işgal amacını ilan etmedi mi? Gerici iç savaşı örgütlerken, dünyanın diğer ucundan, Türkiye’den Suriye’ye İslamcı, ülkücü yabancı çeteleri taşıdığı göz çıkaran bir gerçek.

Erdoğan-Bahçeli faşizmi, Rojava ve Kuzey ve Doğu Suriye’de işgali sürdürmekle kalmıyor, genişletmek için askeri saldırılarını sürdürüyor. Sivil halkı vurmaya devam ediyor.

5-6 Şubat’ta Brüksel’de toplanan Rojava Daimi Halk Mahkemesi Erdoğan’ın ordusunun işgal alanlarında işlediği savaş suçlarını ele aldı. Erdoğan, ordusu ve SMO çeteleriyle ağır savaş suçları işledi. Daha önce de IŞİD ve diğer İslamcı ve Türkçü çeteleri Rojava ve Şengal halkının üzerine sürerek soykırımcı ve kitlesel katliamcı suçlar işlemişti.

Erdoğan, Fidan ve Güler, “Özerk Yönetimi ve YPG’yi dağıtın, yoksa tüm Rojava’yı işgal ederiz” tehditlerine devam ediyorlar.

Erdoğan ve işgalci savaş yönetimi, Rojava’da direnişle karşılaşınca HTŞ’yi YPG ve Kuzey ve Doğu Suriye halklarına saldırtmaya çalışıyor. Politik İslamcı ideolojik yakınlık ve savaş suç ortaklığı, Erdoğan’ın HTŞ’yi bu saldırganlığa TSK desteğinde sürme olasılığı elbette var.

Fakat ne HTŞ kendi başına bu saldırıyı göze alabilecek güçte ne de Suriye üzerinde nüfuz ve paylaşım oyununu ağır gerici savaşla oynayan emperyalist ve bölgesel Arap devletleri, Suriye’yi Erdoğan’ın yutmasına izin verirler.

Erdoğan ve işgal yöneticileri, Suriye’yi himayeci sömürgesi yapmaya çalışır ve YPG’ye savaş tehditini sürdürürken, kullandığı başlıca iki argüman; “yabancı güçler yurtdışı edilsin”, “Türkiye’nin güvenliği için”.

Hitler’den Netanyahu ve Erdoğan’a, bütün faşistlerin kara mizahı aynı. Dünya ve bölge halklarına en gelişkin tekniğe dayanan hava ve kara silahlarıyla en acımasız terörü uyguluyor fakat halkların direnişinin yarattığı ve sivil halkı hedeflemeyen devrimci, demokratik, komünist güçleri terörist ilan ediyorlar.

Vurgulamak istediğimiz ise “yabancı güçler” demagojisi. Erdoğan faşizminin işgalci savaş ordusu Suriyeli mi? Erdoğan daha baştan Suriye gerici iç savaşını örgütlerken, Emevi Camii metaforuyla işgal amacını ilan etmedi mi? Gerici iç savaşı örgütlerken, dünyanın diğer ucundan, Türkiye’den Suriye’ye İslamcı, ülkücü yabancı çeteleri taşıdığı göz çıkaran bir gerçek. Himayesine alarak iktidara taşıdığı HTŞ içinde çok sayıda yabancı savaşçı var, Erdoğan onları “Suriye’nin öz evlatları” uydurmasıyla onaylar ve Suriye’yi işgal çeteleri olarak örgütlerken, savaş kudurganlığının arsızlığıyla “Suriye Kuvay-i Milliye’si”, “Suriye Milli Ordusu” olarak nitelerken, YPG, SDG’yi terörist ve bölücü ilan ediyor, PKK, MLKP, TKP/ML, DKP, TKEP-L gibi devrimci örgütleri, enternasyonal devrimcileri ise “yabancı güçler Suriye’den çıkarılsın” tehditiyle yabancı ilan ediyor.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Suriye savaş kaosu içinde halk iktidarı olan biricik yönetimdir. Halkları iktidara taşıdığı gibi, ulusal ve inançsal özgürlük temelinde birarada yaşatmayı başardı, gerici ve halkı imha eden savaştan uzak durdu. Sivilleri hedef almayan biricik yönetim ve örgütlere sahiptir. Politik İslamcılık ve milliyetçilikten Arap halkını demokratik bir seferberliğe çekebildi. Ve ana amaç olarak demokratik Suriye hedefine bağlı kaldı. Bugün de bu hedefini sürdürüyor.

Erdoğan ve Batılı emperyalistlerin HTŞ’yi iktidara taşımasının şaşkınlığı dağıldıkça, Suriye halkları ve emekçileri, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin demokratik ve halkçı siyasi niteliğinin önemini daha fazla görmeye başlayacaklar. Şimdiden değişik inanç ve ulusal topluluklara mensup halklar bu gerçeği farketmeye başladılar.

PKK Kürt halkının ulusal özgürlük mücadelesinin öncüsüdür. Bakur’da da Rojava’da da. Diğer Kürdistan parçalarında da. Komünist ve devrimci örgütler Rojava ve Kuzey Suriye halkçı devriminde yeraldılar. Bugün halkların devrimleri daha fazla birbirine bağlanıyor. Enternasyonalist çizgide mücadele ettiler. Erdoğan’ın ve Batılı emperyalistlerin, İsrail’in sömürgeci gerici savaşına karşı, halkların devriminde yeralmak, kapitalist emperyalizme ve faşizme karşı devrimci bir görevdir. Erdoğan’ın da Batılı emperyalistlerin de, HTŞ’nin de, başta PKK olmak üzere devrimci partileri, Kuzey ve Doğu Suriye’den “kovma” hakları yoktur. Hesap vermeleri gereken işgalci savaş suçları vardır.

Erdoğan faşizmi Suriye’de yabancı işgalci güçtür. Önce işgalle, İslamcı ve Türkçü yabancı ve yerli çeteleri örgütleyerek Suriye’yi böldü. Şimdi yuttu, kalan Özerk Yönetimi yutmasına izin verilmemeli.

paylaş

   

Güncel

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.