Trump’ı beklerken Suriye
Ziya ULUSOY yazdı —
- Erdoğan, Trump’ın seçim zaferinden nemalanacağını, Trump’a Suriye ve Rojava’da hakimiyetin ABD’ci ittifakın vekili olarak kendisine verilmesini öneriyor. Gerçekleşeceğini de umuyor.
Colani’nin Heyet Tahrir Şam’ı (HTŞ), ABD ve Batılı emperyalistlerin desteğinde, Erdoğan-Bahçeli faşizminin ordusunun kurmay yöneticiliğinde, İsrail’in savaş makinasının sağladığı güç dengesi değişimi sayesinde iktidara getirildi.
Erdoğan-Bahçeli faşizminin Colani üzerindeki hegemonyası o denli güçlü ki, nasıl hareket edeceğini adeta ona dikte edebiliyor, ideolojik kardeşliğin verdiği yakınlık ve 13 yıllık gerici savaş suçu ortaklığının samimiyeti davranışlara kadar yansıyor.
Erdoğan-Bahçeli faşizmi, daha Şam’ı fethetme operasyonu içindeyken Suriye’de kendi işgal ordusu desteğinde SMO çetelerini YPG/SDG’ye saldırttı. Kobanê, Tel Rıfat, Mınbiç’i işgal etti ve Tişrîn barajına saldırdı. Colani iktidara getirildikten sonra da saldırılarına devam etti.
Ortadoğu’da siyonist savaş makinası emperyalist destekle dengeyi ABD-İsrail-İngiltere ittifakının hakimiyeti yönünde değiştirdi.
ABD’de başkan değişimi aralığında bölgesel güçler, Netanyahu ve Erdoğan özerkçe işgal alanlarını genişletmeyi, karşıtlarını imha etmeyi sürdürüyor. Savaş sahasında kan dökücü “zaferlerini, Trump’ın masasına götürerek, fetih ve nüfuz paylaşım payını artırmaya girişiyor. Erdoğan, ülkücü katillerin ETKO’sundan devraldığı “bir gece ansızın geliriz” sloganıyla Netanyahuvari savaş ağalığı yapıyor.
Emperyalist ve bölgesel güçlü kapitalist devletlerin savaş makinalarının gücü, çatışması, soykırım ve işgali, paylaşımın nasıl olacağını belirliyor.
Erdoğan, Trump’ın seçim zaferinden nemalanacağını, Trump’a Suriye ve Rojava’da hakimiyetin ABD’ci ittifakın vekili olarak kendisine verilmesini öneriyor. Gerçekleşeceğini de umuyor.
Fakat ABD emperyalizminin çıkarlarının sürekliliğini izleyeceği dikkate alınırsa ve şimdiden görülmeye başlanan Türkiye’nin Rojava’da askeri işgalini genişletmesine ABD emperyalist kurumlarının sıcak bakmadığıdır.
Erdoğan, Trump’ın Suriye’den güçlerini çekmesi söylemine de güvenerek önerisinin gerçekleşebileceğini umuyor.
Trump ve ekibi, içte kitle desteği için bu söylemi kullanırken, Rusya ile Ukrayna savaşı hariç, savaş kudurganlığında selefine göre daha saldırgan. Şimdiden Kanada, Grönland, Panama’ya ilhak öneriyor. “Askeri güç kullanmayı dıştalamama” haberlerini yayıyor. Musk’la birlikte Avrupa’dan Latin Amerika’ya faşist yönetimleri işbaşına getirmeye çalışıyor. Tabii ki faşist yönetimleri, ABD’nin dünya hakimiyetini korumada savaş ortağı olarak kullanmayı amaçlıyor.
Bunun öncelikli gereği olarak Trump da, Erdoğan ile YPG’yi uzlaştırmaya çalışacak. Olmuyorsa çıkarlarının daha güçlü ve nüfuzlu koruyucusu olarak Erdoğan faşizmini tercih edebilir.
Fakat Erdoğan ile Netanyahu’nun çıkarlarının bölgesel savaş ağalığında çatışmaya başlamakta olduğu bir döneme giriyoruz. Netanyahu’nun da sıkı destekçisi ve dostu olan Trump bunu teğet geçemez. Dolayısıyla olası İran rejimine karşı savaş patlak verirse ancak o koşullarda Erdoğan-Bahçeli’nin savaş güçlerini kullanmak için politika değiştirip Rojava devrimi güçlerini imhasını destekleyebilir.
Erdoğan-Bahçeli faşizmi, öncelikli olarak Rojava devrimi güçlerini ezmek politikası güdüyor. Fakat ABD’nin “uzlaşın” politikasına uyum sağlama gösterisini bir taktik olarak sahnelemeyi ihmal etmiyor. Teslim alamadığı, imha edemediği, direnişin bu faşist amacı engelleyebildiği koşullarda, uzlaşma gösterisini sahneliyor. “YPG’yi, PKK’yi dağıtın”, “silahları gömün yoksa silahlarla birlikte sizi gömeriz” tehditini savurma eşliğinde uzlaşma gösterisini sahneliyor.
Sahnelediği gösteriyle sonuç alamazsa öncelikle hava desteği eşliğinde bu kez Colani’nin güçlerini (ve yeniden SMO’yu) askeri sahaya sürecek. Nitekim Colani’ye “federasyon da özerklik de olamaz”, “bütün silahlı güçler silahsızlandırılacak” demeçlerini verdirtti. Kendisi de faşizmin kara mizahını sergiliyor, “Suriye’de Kürtlerin de hamisiyiz, sorun YPG’dir” diyerek herkesin aklıyla alay ediyor.
Suriye’de Colani iktidarı istikrar imkanına sahip değil. Güçler ilişkisinin denge kazanacağı zamana kadar Erdoğan da ABD ve İsrail de Suriye’den askeri güçlerini çekmez. Gazze’deki ateşkesten sonra bölge savaşının nasıl seyir alacağı belirsiz.
Rojava devrimi güçlerinin, azalan manevra imkanını kullanması normal. Esasen Suriye ve bölge halklarına seslenerek, onların demokratik ve emekçi kurtuluş özlemlerini sahiplenerek etkisini yeniden artırabilir. “Canavarlar zamanı”nın savaş ağalarına karşı asıl koruyucu olan budur.