Yeniden Trump‘ın ABD’si ve dünya
Ziya ULUSOY yazdı —
- Trump ekibi raporunda Türkiye’nin rakip ittifaka kaptırılmamasını ve Suriye’de Kürtler yerine Türkiye’nin desteklenmesini öneriyor. Trump bu değişikliği gerçekleştirirse, Erdoğan’ın Fırat’ın Kuzey ve Doğu Suriye’de işgali genişletme saldırganlığının yolu daha fazla açılır.
Trump‘ın ABD’si dünya ve Ortadoğu’ya neler getirecek sorusu herkesin paylaştığı bir soru.
Trump öcelikle Çin’i hedefinin odağına koyarak ama AB’yi de kapsayacak biçimde gümrük duvarlarını yükseltmede somutlaşan ticaret rekabetini keskinleştirecek. 1. dönemde başlattığı bu politikayı dillendirdi, Çin’e %60, diğer ülkelere %20 gümrük koyacağını vurguladı.
1. döneminde Atlantik’in iki yakası arasında kendisinden önceki (TTIB) anlaşma hazırlığından ABD’yi çekmişti. Şimdi ağırlıklı olarak Çin’i hedef alsa da AB’yle de ekonomik rekabeti sertleştirmeye devam edecek.
ABD’ye karşı misillemeyi kışkırtacağını yeterince hesaba katmayan bu politikanın, siyasi ve askeri alanda rekabeti tırmandıracağını varsaymak gerekir.
Trump ve Biden dönemlerinde ulusal güvenlik belgelerinde temel düşmanlar olarak Çin ve Rusya hedefe konuyordu. Fakat Trump, Rusya ile savaştan yana değildi.
Dünya çapında silahlanma rekabetini tırmandırma politikasını izledi, buna bağlı olarak Rusya ile yapılmış olan INF antlaşmasını (orta çaplı nükleer silahların imhası) iptal etti. Fakat yine de savaş alevlerini Rusya’ya değil Çin’e karşı yükselten politika izledi. Şimdi devam edecek.
Trump’ın ekibinin Heritage Vakfı için hazırladığı Project 1925 raporunda Trump’ın izleyeceği emperyalist politikanın ana hatları belirgin.
Rapor, Rusya ile uzlaşıp Ukrayna savaşının dondurulmasını öneriyor. Trump muhtemelen bunu gerçekleştirecek. Rusya’nın işgali altında ve ilhak ettiği bölgeleri geri almayı öngörmeyen, silahsız ara bölgeyi içeren savaşı dondurmayı Trump yönetimi önerecek. Rusya buna kabul etmeye hazır, Ukrayna yönetimi ise rededecek durumda değil.
AB emperyalizmine de bunu kabullendireceği ve dahası NATO’ya katkılarını artırmalarını dayatacağı anlaşılıyor.
Trump, geçen süreçte Çin’e karşı ABD liderliğinde kurulan QUAD ve AUKUS gibi savaş paktlarını güçlendirecek. Muhtemelen Tayvan sorunu üzerinden savaş kışkırtıcılığını alevlendirecek. Çin’in dünya çapındakinin aksine iç mesele saydığı Tayvan üzerine askeri duyarlılığının yüksekliği biliniyor. Duyarlılığına rağmen Tayvan sorununda meydan okuyamama ile savaş alevi yakma ikilemine sokacak.
Trump’ın eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, QUAD benzeri askeri bir paktı ABD, İsrail- Mısır ve Suudiler için de önermişti. Trump gündeme getirebilir. Bu, ABD’nin bölgede İsrail’in soykırımcı savaşından sonra güçlendirilecek hakimiyetinin kalıcı akeri gücü rolünü de oynar.
Trump ABD-İran anlaşmasını fesh etmişti. Gerçi Biden bu anlaşmaya yeniden dönmedi. Ama İsrail’in ABD’yi İran’la savaşa çekmesine ilişkin daha ihtiyatlı davrandı.
Trump’ın ekibi sözkonusu raporda İran‘ı da zayıflatmayı, muhalefeti desteklemek gerektiğini vurguluyor. Ki bu İran rejimini değiştirmeyi öngörmektir.
Bu aynı zamanda şimdi İsrail’in İran’la savaşı tırmandırmasını desteklemek anlamına geliyor.
Trump geçmişten beri savaş masraflarına karşı laflar etse de ve ağırlık noktasını Çin’i Doğu ve Güneydoğu Asya’da askeri kuşatma altına almaya verse de, Biden döneminde olduğu gibi Ortadoğu’da hakimiyetini yeniden güçlendirme işini sürdürecek.
Trump, Netanyahu çetesinin soykırımcı savaşı sürdürmesini hangi safhaya değin destekleyecek?
Trump, İsrail’le Arap devletleri arasında “Yüzyılın Anlaşması”nı gerçekleştiren, Golan Tepeleri ilhakını tanıyan, Kudüs’ün İsrail’in başkenti yapılmasını resmen de destekleyen sicile sahip. Biden’a askeri desteği artırmasını öneren biri. İran’ı zayıflatmayı da öngördüğüne göre İsrail’in savaşı Suriye ve İran rejimlerini zayıflatmaya değin aktif destekleyeceği anlaşılıyor.
ABD’ci Arap rejimlerinin Esad’ı İran müttefikliğinden koparma çabası var, bu çaba sonuç verirse başka ama değilse Suriye rejimini zayıflatma da İsrail eliyle yaşanacak.
Trump ekibi raporunda Türkiye’nin rakip ittifaka kaptırılmamasını ve Suriye’de Kürtler yerine Türkiye’nin desteklenmesini öneriyor. İşgalci Erdoğan’ın bunu öteden beri hevesle önerdiğini biliyoruz. Trump bu değişikliği gerçekleştirirse, Erdoğan’ın Fırat’ın Kuzey ve Doğu Suriye’de işgali genişletme saldırganlığının yolu daha fazla açılır. Rusya ile ABD arasındaki zımni anlaşma bir yana atılır, yeniden rejimi devirme ile Rojava devrim güçlerini geriletme saldırganlığı tırmanışa geçebilir.
Tabii bütün bu gelişmeler ABD emperyalizminin Pentagon gibi kurumunun görüşlerinin uyarı ve düzelticiliği yönünde gerçekleşebilir.