Saldırı, başkaldırı ve fren
Ziya ULUSOY yazdı —
- CHP, gençlik -halk başkaldırısına dayanarak saldırıyı frenledi ama tutuklamaları, kısmi belediye gaspını önleyemedi. Tüketici boykotu ve mitinglere halkı çekerek başkaldırıyı sönümlendirme karşılığında Erdoğan faşizmini yumuşatmayı deniyor.
Mart başkaldırısı, CHP’nin hegemonyasını üzerinden atamadığı için mitingler ve tüketici boykotuyla sönümlenmeye gidiyor.
Erdoğan-Bahçeli faşizmi, Esenyurt belediyesi gaspı/tutuklamayla başladığı saldırısını, 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye gaspı/tutuklamasına vardırma vesilesiyle gençlik ve halk başkaldırısı patlak vermişti.
Üniversiteli gençliğin boykot ve yürüyüşleriyle öncülük ettiği Saraçhane merkezli fiili-meşru eylemler başkaldırının omurgasını oluşturdu. Öğrenci gençlik eylemleriyle önünü açıp sürüklediği mücadele polis barikatını çiğneyerek yıktı ve başkaldırıya cansuyu sağladı. Dahası, CHP yönetimi Saraçhane’yi ve fiili -meşru eylemi, kitle militanlığını sona erdirmeye karar verince, öğrenci gençlik okul boykotlarıyla sürdürmeyi de denedi, denemeye devam da ediyor. Ancak CHP hegemonyası giderek kitle üzerinde yeniden oluştu ve gençliğin militanca ısrarı başkaldırıyı sürdürmeye yetmedi.
Erdoğan faşizmi, burjuva muhalefete sert ve sonuç alıcı darbe vurma saldırısını, kitle desteğinde çok önemli bir zayıflama ama tersine askeri yayılmacılıkta Suriye fethi momentinde başlattı. Kitle desteği kaybı iktidarın terörünü daha büyük çaplı biçimde burjuva muhalefetin öncüsü partiye yönelterek iktidarını süreklileştirme girişimine yol açıyorken, Suriye fethi kibirden baş dönmesine, yayılmacı başarısını İslamcı faşizmi kalıcı kılmanın yeni bir denemesine yolaçtı.
Erdoğan, beklemediği başkaldırı karşısında sopayla freni birlikte kullanmak zorunda kaldı. Örneğin belediye gaspına, özel mülke çökmeye, zindan sopasıyla korkutmaya devam etti. Büyükşehiri gaspetmede ve Gezi başkaldırısındaki düzeyde öldürücü devlet terörünü kullanmada fren yaptı. Bunda başkaldırının etkisini muhafazakar kitlenin önemli bir bölümüne “seçim hakkı da gasp edilemez ki” biçimde yansımasının rolü oldu. Çünkü Erdoğan da seçim-kitle desteği enstrümanını dayandığı kitleyi faşist saldırılarına iknada sihirli değnek misali kullanageldi. Faşist terörü burjuva muhalafete de dizginsiz uygularsa sihirli değneğini ve emperyalist hükümetlerin desteğini kaybedebilirdi.
Öte yandan eyleme katılan- sempati duyan halkalarıyla da- genç kitle daha fazla politize olur devrimci harekete kayabilirdi, bu çok daha büyük risk demekti.
CHP, gençlik -halk başkaldırısına dayanarak saldırıyı frenledi ama tutuklamaları, kısmi belediye gaspını önleyemedi. Tüketici boykotu ve mitinglere halkı çekerek başkaldırıyı sönümlendirme karşılığında Erdoğan faşizmini yumuşatmayı deniyor. Gençlik ve halk fiili meşru eylemiyle sadece polisin sert barikatını değil, CHP’nin uzlaşıcılığını da aşarak başkaldırdı, CHP’yi eylemiyle bir adım sürükledi. Fakat bilinç ve örgütlülük zayıflığı nedeniyle CHP insiyatifi yeniden ele alarak başkaldırıyı sönümlendirmeye çalışıyor.
Erdoğan, kibiri nedeniyle ve iktidarını kaybetmemek için süreçte faşist terörü daha fazla kullanmayı hesaplasa da, burjuva muhalefetle ilişkili başkaldırılarda göze alamaz. 2015’i ise burjuva muhalefete asla uygulayamaz. Her yeni ve daha yüksek şiddeti, kitle desteğinin büyük çaplı kaybına yol açar.
Üstelik genç kuşak korku duvarını aştı. Devrimci ve emekçi sol hareketin inisiyatifine, çalışmasına elverişli hale daha fazla ve kitlesel olarak gelebilir.
Gerek işçi sınıfının devrimci hareketinin aşırı zayıflığı, gerekse devrimci ve emekçi sol hareketin kitle mücadelesindeki örgütlü güç birikimi zayıflığı, Mart başkaldırısında kendisini daha fazla gösterdi. Seküler milliyetçi faşizan kitle görece kitlesel olarak eylemde sonuna kadar yeralabildi, CHP insiyatifi nispeten kolayca ele alıp hegemonyasını yeniden kurabildi.
Devrimci ve emekçi sol hareket, ihtiyaç duyulan inisiyatif ve çalışmayı geliştirebilmesi için, kendisinin ve başkaldırının zayıflıklarını nedenleriyle doğru analiz edebilmeli. Daha önemlisi nasıl giderebileceğinin çözüm yollarını, çalışma yöntemleri ve mücadele biçimlerini irdeleyip açıklığa kavuşturmalı, başarıyla pratiğe uygulayabilmelidir. Başkaldırılara ve mücadeleye katılan kitleyi anlayabileceği program(lar)a kavuşturabilmeli ve etrafında toplanacağı birleşik bir odak yaratabilmelidir.
Bu devrimci gelişme sağlandığı ölçüde, Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı da işçi sınıfı ve egemen ulus emekçilerine güvenerek birleşik atılıma geçebilir, işçi sınıfı ve halkların birleşik anti faşist kitlesel mücadelesi, uzlaştırıcıların seçimle kurtuluş beklentisinin yerini alarak, mücadelenin yeni baharlarını yaratabilir, yaratmalıdır.