Devletli sistem geleceğimizi karartmasın

Demir ÇELİK yazdı —

  • Hiçbir ilke ve kuralın işlemediği karmaşık ve girift ilişkilerin söz konusu olduğu hibrit savaşı, son kırk yılımızı gasp etmiş, çalmaya da devam edecek gibidir. Çünkü insanlıktan sapma devletli sistemin neden olduğu yapısal ve tarihsel kriz varlığını sürdürüyor.

Üçüncü Dünya Savaşı 40 yıla varan bir süredir devam ediyor. Sovyet sisteminin çökmesinden on yıl kadar önce dünya iki kutupludan giderek çoklu aktöre doğru yelken açmıştı. Bir yandan ABD, Sovyet Rusya ve Çin, diğer yandan AB, Japonya, Hindistan ve Brezilya bu çoklu emperyal güçlerin başında geliyordu. Sovyet sisteminin çökmesi ile birlikte emperyalistler arası çelişkiler daha da keskinleşmeye ve çatışmalara dönüşmeye başlar. Ancak önceki iki dünya savaşından dersler çıkaran emperyalistler klasik savaş araç ve yöntemleri yerine çelişki-ilişki-çelişki sarmalı esasına dayalı savaş stratejilerini geliştirmeye baktılar. Her gün ittifak güçleri ile müttefik güçlerin yer değiştiği çoklu alanlarda süren çelişki-ilişki-çelişki ve yeniden ilişkiyle devam eden Üçüncü Dünya Savaşı’na kırk yıldır gezegenimiz tanıklık etmektedir. 

Üçüncü Dünya Savaşı’nın temel karakteri; birbirine muhtaçların birbirlerini yıpratma, birbirlerini geriletme esasına dayanmaktadır. Bu yaklaşım ve uygulamalar bütününe hibrit savaş denilir. Hibrit savaş, geleneksel askeri yöntemlerle siber saldırılar, propaganda, ekonomik baskı ve düzensiz savaş gibi asimetrik yöntemlerin bir arada kullanıldığı savaş türü olmaktadır.

Hibrit savaşta devletler, esas olarak doğrudan askeri çatışma yerine rakiplerini zayıflatmak veya etkilemek için çeşitli stratejiler kullanır. Hibrit savaşta devletli sistem öncelikle propaganda araçları üzerinden manipüle etme, algı oluşturma, görsel ve işitsel medya aracılığıyla toplumu yönlendirme ve ideolojik araçlar aracılığıyla toplumda rızalık üretme stratejilerini devreye koyar. Toplumda üretilen rızalık ve yönlendirme sonucu dezenformasyon kampanyaları ile siber saldırılar, siyasi ve ekonomik manipülasyonlar ve devletli sistemle problem yaşayan, statüden yoksan ve demokratik hak taleplerinde bulunan yerel grupların desteklenmesi gibi yöntemler kullanarak karşı gücün yıpratılması, korku ve kaygıya kapılması yöntemleri ile devreye konulur.

Bu savaşın temel bazı özelliklerini sıralarsak;

1. Geleneksel ve asimetrik unsurların birleşimi: Konvansiyonel askeri kuvvetler ve gerilla taktikleri gibi düzensiz yöntemleri aynı anda kullanılabilen savaş türüdür.                                  

2. Siber saldırılar: Düşmanın iletişim altyapısını, enerji ağlarını ve finansal sistemlerini hedef alarak dijital ortamda zarar verme stratejisinin uygulandığı savaş türüdür. İsrail’in hem Gazze’de Hamas’a, Lübnan’da Hizbullah’a karşı kullandığı saldırılar buna iyi bir örnektir.           

3. Dezenformasyon ve propaganda: Sosyal medya ve geleneksel medya aracılığıyla kamuoyunu manipüle etme, yanlış bilgi yayma ve hedef ülkenin iç istikrarını bozma, yöneten ile yönetilen arasında çelişki oluşturma, çatıştırma ve toplumsal huzursuzluk yaratma vb. Türkiye’nin Kürt Siyasal Hareketi’ne karşı sıkça başvurduğu hibrit savaş yöntemidir. Haklı ve meşru talep sahibi Kürt Siyasal Hareketi’ni manipüle etme, kriminalize ve terörize etme üzerinden toplumda algı oluşturma, Türk devletinin özel savaş uygulaması olmaktadır.         

4. Ekonomik ve siyasi baskılar: Ambargolar, yaptırımlar ve siyasi nüfuz kullanarak ekonomik zayıflatma, kendi stratejisine biata zorlama. Rusya'nın Kırım'ı ilhakı ve Ukrayna'daki iç savaşta uyguladığı taktikler, hibrit savaşın bu boyutuna denk düşüyor.  

5-Diplomatik yalnızlaştırma: Dünyanın küçük bir köye dönüştüğü günümüz dünyasında rakibi uluslararası ilişkilerde yalnızlaştırma ve izolasyona tabii tutma emperyalistlerin sıkça başvurdukları Hibrit savaş yöntemi olmaktadır.  

6. Vekil güçler kullanımı: Devletler, doğrudan savaşmak yerine devlet ve iktidar dışı kalmış ya da mevcut egemenlikçi sisteme karşı mücadele eden silahlı grupları destekleyerek çıkarlarını korumaya ve rakiplerine zarar vermeye bakar. Farklı bölgelerde  çoklu aktörlerin yukarıdaki yöntemlerle yürüttükleri Üçüncü Dünya Savaşı bu nedenle önceki iki dünya savaşından farklı olarak kırk yılı bulan uzun süreli bir savaş olarak sürmektedir. Temel stratejisi klasik savaş yöntemlerinden farklı olarak, düşük maliyetle daha etkili sonuçlar elde etmek ve düşmanı savaşın her aşamasında zayıf düşürme amaçlı olduğu için yıllara sair bir savaş hali yaşanmaktadır.

Hiçbir ilke ve kuralın işlemediği karmaşık ve girift ilişkilerin söz konusu olduğu hibrit savaşı, son kırk yılımızı gasp etmiş, çalmaya da devam edecek gibidir. Çünkü insanlıktan sapma devletli sistemin neden olduğu yapısal ve tarihsel kriz varlığını sürdürüyor. Devlet ve iktidar olduğu sürece yapısal ve tarihsel krizde doğası gereği olmaya devam edeceğinden stratejiler ve yöntemler değişse de savaş ve savaşçı politikalar da devam edecektir. Bu nedenle Dünya Demokrasi Hareketi hepimizin önceli olmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.