Suriye krizi ve çözüm yolu

Demir ÇELİK yazdı —

  • Mevcut kaosu yaratan güç kendi stratejisini açıklamadan kimse de boşa düşmek istemiyor. Bu suskunluğun ve sessizliğin halklar yararına olmayacağını iyi bilen Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi en makul ve rasyonel çözüm önerisini kamuoyuna deklere etti.

Suriye krizi çoklu aktörün, çoklu ittifak gücünün neden olduğu karmaşık ve girift siyasi, idari, sosyal, kültürel, inançsal bir krizdir. Bu nedenle çözümü kolay olmayan uzun soluklu farklı aktörlerin stratejilerinin çelişkisi ve çatışmasına sahne olacak potansiyele sahiptir. Bir yandan küresel güçler, diğer yandan Türkiye, İran, Mısır, Suudi Arabistan ve İsrail gibi bölgesel güçlerle bu her iki devletli sistemin kullandığı vekil savaşçılarından oluşan yüzlerce irili ufaklı selefist örgütler. Herbirinin ajandası ve önceliği farklı olan bu çoklu aktörlerin asgari müşterekte buluşmaları çok zor görünüyor. Bu nedenle çok boyutlu, derinlikli yoğunlaşmayı gerektiren uzun erimli bir yaklaşımı ve analizi gerektirmektedir.

Çöken ekonomisi, teslim alınan askeri ve sivil bürokrasisi ve dağılan toplumsallığı ile hem ağır ekonomik ve siyasi kriz söz konusudur hem de insani ve güvenlik sorunlarının kuşatıcılığındaki Suriye, kendisini ve çevresindeki ülkeleri direk ve dolaylı etkileyecek gelişmeler söz konusudur. Şu ana kadar çözüme ilişkin küresel ve bölgesel güçler fikir beyan etmiş değillerdir. Muhtemeldir ki her bir gücün kendine göre stratejik yaklaşımı vardır. Ancak mevcut kaosu yaratan güç kendi stratejisini açıklamadan kimse de boşa düşmek istemiyor. Bu suskunluğun ve sessizliğin halklar yararına olmayacağını iyi bilen Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi en makul ve rasyonel çözüm önerisini kamuoyuna deklere etti. Özerk Yönetim Çözüm Beyannamesi ile geleceğin Suriye’sinin nasıl olması gerektiğine ilişkin önemli belirlemelerde bulunmuş, toplumun çoklu kültürünü, çoklu kimliğini esas alan demokratik Suriye inşasının genel çerçevesini deklere etmiştir. Bu çözüm beyannamesinden hareketle yapılması gerekenleri bende kendi cephemden formüle etmek istersem şunları ifade edebilirim:

1- Siyasi çözüm ve kapsayıcı diplomasi: Tüm tarafların dahil olacağı müzakere süreci sağlanmalı. BM öncülüğünde müzakere platformu oluşturulmalıdır. Suriye'deki farklı etnik ve inanç (Kürtler, Araplar, Türkmenler, Aleviler, Asuri-Süryaniler vb.) kesimleri siyasal çözümleri ile eşit haklar sahibi olmak kaydıyla bu platformda yer almalıdırlar. Geçiş hükümeti, müzakere platformunun işini kolaylaştıran, sivil, demokratik ve özgürlükçü anayasanın hazırlığı içinde gerekli uzlaşı ve diyalogu geliştirmelidir.

2. Tarafsız ve sürekli insani yardım: Suriye'deki sivillere yönelik insani yardımlar, çatışmaların taraflarından bağımsız bir şekilde BM ve diğer uluslararası kuruluşlar aracılığıyla ulaştırılmalıdır. Mültecilerin gönüllülük esasıyla, güvenli ve onurlu geri dönüşü sağlanmalıdır.

3. Güvenlik ve ateşkesin sağlanması: Sürdürülebilir bir ateşkes mekanizması ve İŞİD, El Kaide ve El Nusra ve diğer radikal grupların yerel halka ve halklara saldırısını önlemek üzere BM Barış Gücü oluşturulmalıdır. Başta Türkiye olmak üzere bölgesel güçlerin müdahalesinin önüne geçilmelidir. Topraklarından zoraki göçertilmiş yüzbinlerce insanın evine, toprağına gerin dönmesinin koşulları oluşturulmalıdır. Bunun ilk adımı olarak BM Barış Gücü harekete geçmeli; Türkiye‘yi işgal ettiği Suriye topraklarından çıkarmalı, kendisine bağlı çeteleri silahsızlandırmalıdır. Suriye halkları kendi kaderlerini belirlemede özgür olmalı, söz, karar ve yetki sahibi olmalıdır.

4- Sosyal ve kültürel yaşamın canlandırılması: Uluslararası fonlarla Suriye'nin altyapısı yeniden inşa edilmeli, ekonomisi, sosyal ve kültürel yaşamın canlandırılması için gerekli destekler sunulmalıdır.

5. Bölgesel ve uluslararası destek: ABD, Rusya, AB ülkeleri ile Türkiye, İran ve İsrail başta olmak üzere Suriye krizinin yaşanmışlığında pay sahibi olan uluslararası ve bölgesel güçlerin Suriye’nin kalkınmasına bütçelerinden pay ayırmalıdırlar. Özellikle ABD ve Rusya gibi küresel güçlerin, Suriye üzerindeki çıkar çelişki ve çatışmalarına halklar ve inançlar kurban edilmemelidir.

6. Savaş suçlularının yargılanması: Uluslararası Ceza Mahkemesi veya bir geçiş adaleti mekanizması ile savaş suçları ve insan hakları ihlallerine neden olan devletler, kişiler ve gruplar yargılanmalıdırlar. Toplumsal barış için yerel düzeyde barış ve uzlaşı komisyonları oluşturulmalı, siyasal ve toplumsal istikrar için yol temizliği yapılmalıdır.

7. Ekonomik ve sosyal politikalar: Tarım, hayvancılık, ticaret  ve sanayi sektörleri yeniden canlandırılarak yerel halkın ekonomiye katılımı artırılmalı, halklar kendi topraklarını özgürce ekmeli ve biçmelidirler. Eğitim ve sağlık hizmetlerin yeniden inşası için uluslararası destekler örgütlenmeli, Sınır Tanımayan Doktorlar inisiyatif almalıdır. Bu adımların başarıya ulaşması için herkes ve her kesim sabırlı, kararlılık ve diyalog esasıyla hareket etmelidir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.