Erdoğan için yolun sonu
Selim FERAT yazdı —
- Erdoğan neden yolun sonuna geldi? Erdoğan’ın kurtuluşu artık neden mümkün değil? Tüm bunlar sesli/sessiz sorulan sorular. Erdoğan’ın yükselişi ile düşüşü aynı madalyonun iki yüzüne işaret ediyor.
Yerel seçimlerden sonraki tablo:
Tansiyonu yüksek propogandanın, savaş politikasının Erdoğan rejiminin devamına çare olmadığı bir Türkiye;
Uzun nefesli bir mücadele birikimiyle, yürüyüşe devam eden Kurdistan.
Erdoğan neden geriledi?
Erdoğan neden yolun sonuna geldi?
Erdoğan’ın kurtuluşu artık neden mümkün değil?
Tüm bunlar sesli/sessiz sorulan sorular.
Erdoğan’ın yükselişi ile düşüşü aynı madalyonun iki yüzüne işaret ediyor.
Bu rejimin, Cumhurbaşkanı’na hakaretten dolayı verilen cezalarla, Cumhuriyet’in resmi sloganı ilan ettiği "Yaşasın Reis“, artık Erdoğan etrafında kümeleşen kitlelerin ortak şemsiyesi değildir.
Kriz dönemlerinde, "Erdoğan bunu da başarır“ sloganını kanıksatma dönemi sona erdi.
Bunun önemli nedenlerinden biri, Erdoğan’a dayalı rejimin ekonomik ve sosyal maliyetinin olacağından fazla yüksek olmasıydı.
Ekonomik çarpıklığın kitlelere maliyeti, dayanılmaz biçimde yükseldi ve kitlelerin sosyal hareket alanı giderek daraldı.
Topluluklar ve bireyler nefes alamaz hale geldi.
Kârsız iş alanlarına mahkum edilen işgücü, işçi ailelerinin yaşamını idamesi için gerekli gelirden yoksun kıldı.
Buna bir de Erdoğan’a bağlı bir elit kesimin, kitlelerle bağlantısı olmayan başka bir dünyada hayali mümkün olmayan zenginliklere sahip olması, kitlelerin yönünü değiştirmesi için bir alarm niteliğindeydi.
Erdoğan’ın rejiminin yenilgisi ve gerilemesinin asıl nedenleri bunlar.
Devlet aygıtına el koyan Erdoğan, ekonomik nedenlerden dolayı kıtlaşan kaynakları kimin alacağı konusunda karar verdiğinde (Bilal ve diğer aile fertlerine bağlı vakıflar vd.), ona bağlılıktan vazgeçen kitlelerin yolcusu olduğu gemi "Erdoğan Limanı“nı terketti.
Yönlendirme, kontrol, manipülasyon ve propogandayı daha da artıran Erdoğan, kulakların ona göre olmadığını gösteren kitlelerle karşı karşıya kaldı.
Kitlelerin tüketim alışkanlıkları, yukardakilerin şaşırtıcı ekonomik büyümelerine rağmen, giderek mağdurlaştı.
Son yıllarda, bu durumu protesto etmeden kabul eden kitleler, homurdanmaya başladılar.
Erdoğan rejimi, özel tüketimin karşılanması ile savunma harcamalarının artırılması arasındaki riskli dengelemede başarısız kaldı.
Bu da gösterdi ki, geçmiş tarihle eş tutulamaz.
Şimdi belirliyor.
Geçmişle ilgili Erdoğan hikayesine "tarih“;
Kitlelerin şimdiye vurduğu damgaya "gelecek“ denilir.
Erdoğan döneminin sonuna gelindiği tezi, Erdoğan’ın gireceği yeni bir savaşa yenilir mi?
Savaş konsepti, Kurdistan’daki sosyal ve Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’nin özellikle de son yıllarda dünyanın yakınen tüm ülkelerinde duyulmasını engelleyemedi; aksine bunun böyle olmasında etkili nedenlerden biri oldu.
Sesli veya sessiz bir itiraz duyuyorum: Ya kayyumlar yeniden atansa?
Bunun cevabını da Sabri Ok’a bırakıyorum: "Eğer bir kez daha kayyum atamak isterlerse daha çetin, daha radikal bir serhildan gerekecektir. Bu anlamda rehavete kapılmamak gerekir… AKP iktidarı da en yukarıya çıktı; çaresi yok, aynı şekilde düşecektir."