Güncel

Hal ve gidiş

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Bölgedeki ve dünyadaki kaygan zemin, belli ki bütün aktörleri temkinli olmaya ve süreci oyalamaya sevk etmektedir. Ama bu durum uzun süremez. Bu durumun uzun sürmesi hem halkın güvenini sarsar hem de her türlü provokasyonu gündeme getirebilir.

Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile hız kazanan yeni süreç tartışmalarla, kuşkularla birlikte sürüyor. 150 yıllık kanlı bir süreci bitirmek ve barışçı çözüm mecrasına girmek kolay değildir. Ama bu yol tercih edilmiş ve bu yola girilmişse geri dönmek de kolay değildir. Dolayısıyla sorunları örtbas etmeden, küçümsemeden, çözmek için gerekleri yerine getirilmeli ve herkes bütün gücünü ortaya koymalıdır.

Osmanlı’nın son döneminde gündeme gelen Kürt direnişleri hep kanla bastırılmıştır.  Daha “Cumhuriyet” kurulmadan Koçgiri isyanı gündeme gelmiş ve kanla bastırılmıştır. Eski başbakan ve cumhurbaşkanı Demirel, devletin arşivlerinde 28 Kürt isyanı olduğunu ve hepsinin bastırıldığını gururla anlatıyordu. Demirel’e göre bu son isyan 29. isyandı ve o da bastırılacaktı. Aslında bu sadece Demirel’in düşüncesi değil, devletin kemikleşmiş yaklaşımı ve politikasıydı. Ne var ki yanlış çıktı. Son isyanın farkı sadece numara farkı değildi.

Cumhuriyet tarihine bakarsak, Koçgiri’den bugüne kadar bütün isyan liderlerinin tuzağa düşürülüp katledildiğini görürüz. Öyle ki, bu isyanların lider kadrosunun ne cesedi ve ne de mezarı vardır. Bırakalım isyancı liderleri, isyanlara karşı çıkan ve hiçbirinde yer almayan Şeyh Said-i Kürdi’nin bile mezarı tahrip edilip cenazesi kaybedilmiştir. Bu şartlarda Kürt halkının derin bir acı ve güvensizlik içinde olması çok doğaldır.

1993 baharından beri yapılan ateşkes ve barışçı çözüm çağrılarının hepsi de devlet tarafından komplolarla sabote edilip sonuçsuz bırakılmıştır.

Bu şartlarda yapılan son çağrı büyük bir heyecan ve umut yaratmış olsa da, halkın kuşkuları bir anda ortadan kalkmış ve unutulmuş değildir.

Son süreç hakkında, KCK ve DEM Parti kaynakları da kuşkularını dile getirmektedir.

Ömer Öcalan son görüşme ile ilgili olarak şunu açıkladı:

“Kürt halkının size inancı son derece nettir. Bu konuda problem yoktur ama bazı kuşkuları vardır. Bu yaşanmışlıklardan kaynaklı insanlarda devlete ve iktidara karşı kuşkular vardır. Buna dönük, ‘halk haklıdır, doğrudur, doğru düşünüyor, durum böyledir ama ben umudumu koruyorum. Bu sürecin yürümesi için elimden geleni yapacağım’ dedi.”

Şüphesiz ki, bu bir pazarlık ve sözleşme süreci değil, yeni bir mücadele sürecidir. Halka güven verip inandırıcı olmak zorundadır. Böyle olmadıkça da hiçbir gelişme olmaz.

Bugüne kadar görüşünü net olarak ortaya koymayan ama kayyımcı politikalarıyla halka gözdağı vermeyi sürdüren Cumhurbaşkanı cephesinin net tavrı hala belli değildir. Bölgedeki ve dünyadaki kaygan zemin, belli ki bütün aktörleri temkinli olmaya ve süreci oyalamaya sevk etmektedir. Ama bu durum uzun süremez. Bu durumun uzun sürmesi hem halkın güvenini sarsar hem de her türlü provokasyonu gündeme getirebilir. Süreci baştan tıkar, çürütür.

Sorunun bir pazarlıkla değil demokratikleşme ile çözüleceği açıktır. Rejimin diktatörleşmesiyle hiçbir sorun çözülemez.

Bu nedenle demokrasiden yana olan bütün güçlerin ve halk kesimlerinin birleşmesi gidişata, ortak olarak müdahale etmesi gerekiyor.

Bu sürecin sağlıklı olarak yürütülmesi için Sayın Öcalan üzerindeki her türlü kısıtlamanın kaldırılması, Öcalan’ın istediği kişilerle görüşebilmesi, isteyen kişi ve kurumların da Öcalan ile görüşebilmesi yani müzakerelerin halka açık olarak yürütülmesi ve böylece halkın da doğrudan sürece dahil edilmesi şarttır. Yoksa devletin Kürdofobik keyfine kalmış kısıtlı görüşmelerle böylesine ağır bir sorunun süratle çözülmesi çok zor hatta olanaksızdır. Yüzyılların birikmiş, katmerlenmiş sorunu yüz günde çözülemez. Ama kararlı ve doğru adımların atılmasıyla halklara bir çözüm umudu verilirse gerisi çok kolay olmasa da gelecektir. Ortadoğu halkları için umut ve çözüm kapısı açılmış olacaktır. O zaman hal ve gidiş notu yükselecektir.

paylaş

   

Güncel

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.