Kimyasala karşı mücadelenin yeni aşaması

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Irak Parlamentosu Erdoğan’a, Bozdağ’a, Akar’a ve Soylu’ya çok ağır bir darbe indirmiş bulunuyor. Çünkü bu isimler “kimyasal silahların kullanılıp kullanılmadığını araştırma” taleplerini alçakça karaladılar, bu talepleri güya Türk ordusuna hakaret olarak yaftaladılar ve Şebnem Korur Fincancı gibi bir Adli Tıp uzmanı profesörü hapse attılar.
  • Tehlikeleri geriletmenin yolu, Erdoğan rejimi Irak’ı baskı altına alma fırsatı bulamadan, Parlamento Komisyonunu uluslar arası hekimlerle birleştirmektir, böylece araştırmaya Türk devletinin müdahalesi önlenecektir.

 

Zaman zaman, protesto gösterilerinden yorgun düşen yurtseverler, özellikle yurtdışında hemen hemen bütün hafta sonlarını alanlarda kilometrelerce yol yürüyerek faşist rejimle mücadele eden kardeşlerimiz, Demirel’in ünlü aforizmasından esinlenerek, “sokaklar gerçekten de yürümekle eskimiyor, ama ayakkabılarımız eskiyor” demekteler. 

Onlara şimdi şöyle bir müjde verebiliriz: “Eskiyen pabuçlarınızı Erdoğan’a ters giydirdiniz.” 

Irak Parlamentosu Türk devletinin Irak topraklarında HPG gerillalarına karşı kimyasal silah kullandığı iddialarını araştırma kararı aldı ve geniş bir araştırma komisyonu kurdu. “Fetih Koalisyonu” sözcüsü, komisyonun amacını “Kimyasal silahların kullanıldığına dair belgeleri Birleşmiş Milletlere başvurmak üzere toplamak” diye açıkladı.  

En son İstanbul’da, Silopya’da ve Düsseldorf’ta yapılan gösteriler kimyasal silahlara karşı mücadelenin şimdiki birinci aşamasında kesinlikle başarıya ulaştı. Suskun Avrupa siyasi partileri konuşmaya başladı ve Türk devletinin adım adım işgal ettiği Irak devleti, kendi topraklarında işlenen savaş suçlarını araştırma kararı aldı. 

Kimyasal silahlara karşı çıkan halkın ve nihayet harekete geçen uluslar arası kimi güçlerin seslerini İstiklal’de patlatılan bombanın sesi bastıramadı. 

Bütün gün ekmek parası için ter döken insanların dinlenecekleri hafta sonlarında alanlarda da ter dökmeleri boşa gitmedi. Eskiyen ayakkabılar, harcanan emekler mücadelenin er geç zafere ulaşacağına olan umutları bir kere daha yeniledi.  

Halkın PKK’ye olan güveni de bir kere daha haklılık kazandı. Kürt özgürlük hareketi yürüttüğü silahlı mücadeleyi, barışçı kitle mücadelesiyle ve diplomatik girişimlerle öylesine sağlam bir şekilde birleştiriyor ki, Erdoğan rejimi elindeki muazzam askeri-teknik devlet gücüne, küresel devletler arasındaki çelişkilerden  yararlanma kurnazlığına, onları korkutmaya dönük şantaj taktiklerine, devasa propaganda aygıtına, elindeki polis ve yargıyla yürüttüğü kitlesel tutuklamalara, patlattığı bombalara  rağmen dünyada yalnızlaşıyor ve Kürdistan halkı ve özellikle kadınları tecrit çemberini adım adım kırıyor. 

Kimyasal silahlara karşı mücadelenin birinci aşamasında elde edilen bu başarının daha öte ilerletilmesi ve iktidardaki çetenin savaş suçlusu olarak yargılanması mücadelenin ikinci aşamasında çok daha aktif, yaratıcı ve etkin mücadeleyi hep birlikte sürdürmemize bağlı.  

Bu bağlamda Irak Parlamentosunda kurulan araştırma komisyonuna çok yönlü desteği örgütlemek de bu mücadelenin önemli bir parçası. Şu anda dünya çapında duyarlı hekimlerin tümü, örneğin tutuklanmadan önce Berlin’de Şebnem Korur Fincancı’yla birlikte kimyasal zehirlerin kurbanlarıyla ilgili görselleri inceleyen Avrupalı hekimler, Türk devletinin kimyasal silah kullandığında birleşti. Şimdi Irak Parlamentosunun kurduğu araştırma komisyonu, uluslararası hekimlerle, özellikle Adli Tıp uzmanlarıyla işbirliği kurduğu zaman, dünya kamuoyunu kuvvetle tatmin edecek sonuçlara ulaşacaktır.  

Komisyonla tarafsız hekimlerin işbirliği büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü bu işbirliği Türk devletinin Irak devleti üstünde baskılarını, tehditlerini ve tertiplerini boşa çıkaracak olan biricik önlemdir. Sonuçta Irak bir devlettir ve onun da diğer devletler gibi çıkarları vardır. Bu çıkarların tehdit altına alınması karşısında, bütün zayıf ve kriz içinde olan devletler gibi, Irak devleti de saldırganlara direnme gücünü kaybedebilir. O nedenle Hekimlik yemini ve ahlakına bağlı hekimler, “Sınır Tanımayan Doktor” hareketinin gösterdiği gibi, her hangi bir çıkar gözetmedikleri için böyle saldırı ve tehditler karşısında, ilkelerine sadık kalacaklardır. Irak parlamentosunun komisyonu işte bu hekimlerle işbirliği yaptığı zaman, Türk devletinin her türlü tehdidine karşı koyabilecektir. 

Şu açıktır: Irak devleti yapacağı araştırmanın güvenliğini ve inandırıcılığını Ş.Korur Fincancı gibi dürüst ve tarafsız hekimlerle işbirliği yaparak sağlayabilir, araştırmayı güvenceye alabilir.  

Irak Parlamentosu Erdoğan’a, Bozdağ’a, Akar’a ve Soylu’ya çok ağır bir darbe indirmiş bulunuyor. Çünkü bu isimler “kimyasal silahların kullanılıp kullanılmadığını araştırma” taleplerini alçakça karaladılar, bu talepleri güya Türk ordusuna hakaret olarak yaftaladılar ve Şebnem Korur Fincancı gibi bir Adli Tıp uzmanı profesörü hapse attılar. Şu anda Fincancı’nın “işlediği” suçu Irak parlamentosu, sözü edilen zevata meydan okuyarak işlemiş bulunuyor. 

İç politikada “araştırmayı” suç sayan ve araştırma talep edenleri hapse atan Türk devletinin, dış politikada aynı “suçu” işleyenlere karşı her türlü araç ve yöntemle saldırıya geçeceğinden şüphe bile edilemez. Eğer Irak araştırma komisyonu “tarafsız hekimlerle” işbirliğini hızla gerçekleştirmezse, Erdoğan rejiminin Irak topraklarındaki yıkıcı gücüyle Irak devletini geriletebileceği, hatta bu “araştırmayı” kendisini “temize” çıkartmanın aracı haline getirmeye çalışacağı kesinlikle hesaba katılmalıdır. 

Şimdi Başûr Kurdistan’ının halkı, Barzani yönetiminin bugüne kadar kimyasal silahlarla ilgili araştırma taleplerine düşmanca yaklaşan politikasına Irak parlamentosunda alınan karar temelinde çok daha etkin bir şekilde mücadele etme imkanına kavuşmuştur. Ancak bilmek gerekir ki, Irak devletine karşı Türk devletinin tehditlerine Barzani yönetiminin katılması Irak devletini çok daha büyük krizlerle yüz yüze getirecek, bu da Başûr’un Türk ordusu tarafından işgalinde yeni bir dalgayı tetikleyecektir.  

Bütün bu tehlikeleri geriletmenin yolu, Erdoğan rejimi Irak’ı baskı altına alma fırsatı bulamadan, Parlamento Komisyonunu uluslar arası hekimlerle birleştirmektir, böylece araştırmaya Türk devletinin müdahalesi önlenecektir. Yapılması gereken, tarafsız hekimlerin Irak Parlamento Komisyonuna katılma başvurularını örgütlemektir. 

Irak parlamento komisyonunun Şebnem Korur Fincancı’yı araştırma sürecine katılmaya davet ettiğini düşünün. Nasıl olur? 

Kolay olmasa da çok güzel olur.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.