AfD değil, alternatif konfederalizm

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Avrupa’da “Demokratik Konfederalizm, dinler, mezhepler arasında barış ve buradan hareketle Demokratik Ulus” hareketinin öncüsü Kürt örgütleri, diğer Müslüman halkların örgütleriyle diyalog kurabilecek, onların saflarında DAİŞ’çi terörizmi geriletebilecek biricik güçtür.

Eski Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin (DDR) iki eyaletinde “Müslüman göçmen ve mülteci düşmanı” AfD adlı neo-nazi partisinin seçim “zaferi” bir çok bakımdan yorumlanmayı hak ediyor. Tırmanan dünya savaşının sonuçlarından birisi bu neo-Nazi hareketin güçlenmesidir.

Bu yazıda en önemli sonuçlardan birine değinmekle yetinilecek. Almanya’da ve tüm Avrupa’da bulundukları ülkelerin ister vatandaşı olsunlar, ister olmasınlar, şu anda kamplarda çile çekenler de içinde, tüm Müslüman Avrupalılar İkinci Dünya Savaşı’nın eşiğinde Yahudiler nasıl ırkçı histerinin kurbanı olduysalar, birebir olmasa da benzer bir tehdit ve tehlike karşısındadırlar. Şu anda hedefte mülteciler olmakla birlikte, ırkçı tırmanış, devletlerin hızla almaya başladığı anti-demokratik önlemler, eğer önlenemezse, tüm Müslüman Avrupalıları hedef alacaktır.

Solingen’de yaşananlar, İslamofobyanın Müslüman göçmenler ve mülteciler arasında, şimdilik azınlıkta olan bir kesimi şiddete yönelttiğini gösteriyor. Afganistan’dan, Arap ülkelerinden gelen mülteciler arasındaki DAİŞ türevli unsurlar şimdiden harekete geçmeye hazırlanıyor. Birkaç daha büyük şiddet olayı ırkçılığı rakipsiz bir siyasi harekete dönüştürür. Krizdeki Avrupa demokrasisi tehlikeye girer. “Barışçı” Avrupa Birliği rüyası sona erer. Cihatçı inanışın yaygın olduğu Müslüman topluluklar kesinlikle Yahudi halkına benzemez ve Hıristiyan ırkçılığına karşı İslam ırkçılığı Avrupa’da dini çatışmalara neden olur. İsrail’in Filistin’de soykırımcı işgali, Avrupa’da yaşayan Müslüman nüfus arasında fundamentalist eğilimleri daha da tırmandıracaktır. Avrupa başkentleri DAİŞ’in katliamlarını yeniden hatırlamak zorundadır.

Hatırlayacağı daha önemli bir başka gerçek daha var: Kürt halkı, onun partisi PKK ve hepsinin önderi Öcalan. Kürt özgürlük hareketi Kobanî’de DAİŞ’i yenilgiye uğratamasaydı, İslam adına yapılan bu terör hareketi Avrupa halklarının çok daha fazla kanını akıtacaktı.

Kürt halkına, onun partisi PKK’ye ve Önder Öcalan’a şükran borcu olan Avrupa devletleri şimdi ne yapıyor? Avrupa’da yaşayan Müslüman halkların içinde biricik laik ve barışçı Kürt halkına karşı baskıyı her geçen gün arttırıyor. Türk devletinin Başûrê Kürdistanı işgal ve ilhak saldırılarını destekliyor, Bakurê Kürdistan’da işlenen hukuk cinayetlerini görmezden geliyor, Öcalan’a karşı tecrit işkencesine, kendi hukukuna rağmen itiraz etmiyor. Ve özellikle ırkçı partilerin tırmanışta olduğu Almanya, Kürt siyasi aktivistlerini her fırsatta tutuklamaya devam ediyor.

Kürt halkı dinci terörizme, İslami cihatçılığa, Hıristiyan düşmanlığına, anti-semitizme karşı Avrupa halklarının güveneceği biricik Müslüman, Alevi, Hıristiyan, Ezidi inanışındaki halklar topluluğudur.

Farklı etnisitelerden, dinlerden, mezheplerden ve kültürlerden insanların barış içinde yaşadığı Kürdistan halkları Avrupa’da barışın ve demokrasinin teminatlarından biridir. Diğer Müslüman halkların saflarındaki DAİŞ’çi terörizme karşı Kürt halkı, tüm Müslümanları Avrupa’da barış ve demokrasi saflarında birleştirebilecek en örgütlü, en bilinçli ve eylemli halktır.  

Kürt halkı Apocu paradigmalarla donanmıştır. Bu halk kendisini Avrupa’da “yabancı” bir toplum olarak görmüyor. “Kürdistan anavatanımız, Avrupa ortak vatanımızdır” diyor. “Dilimiz Kürtçe, kökümüz Kürtlük, ulusumuz, bütün etnisiteleri, dinleri, mezhepleri ve kültürleri kapsayan Demokratik Ulus’tur diye haykırıyor. Avrupa ortak vatanını demokratik Konfederalizm bayrağı altında dost halklar birliği haline getirmek için, barışçı yollardan mücadele ediyor. Irkçı partinin “Almanya için Alternatif”inin gerçek alternatifi Demokratik Konfederal Avrupadır, bu ırkçı alternatifin milliyetçiliğinin alternatifi tüm Avrupa Demokratik Ulusudur.

Şimdi Avrupa’da “Demokratik Konfederalizm, dinler, mezhepler arasında barış ve buradan hareketle Demokratik Ulus” hareketinin öncüsü Kürt örgütleri, diğer Müslüman halkların örgütleriyle diyalog kurabilecek, onların saflarında DAİŞ’çi terörizmi geriletebilecek biricik güçtür. Bir çoğunu vaktiyle tanıma fırsatı bulduğum Melleler, Pirler ve Dedeler, Avrupa’daki Sünni, Şii, Alevi müslüman halkları hem Hıristiyan ırkçılığına, hem de İslamcı terörizme karşı “Ortak vatan Avrupa’nın selameti” adına örgütleyebilir, bilinçlendirebilir, onları insanlık aleminde hakkettikleri mertebeye yükseltebilir.

Kürt Müslüman kadın din alimleri özgürleşen Kürt kadınlarının büyük örgütlü gücüyle, diğer Müslüman topluluklarının kadınlarını Avrupa’da barış ve demokrasi mücadelesinde harekete geçirdiği zaman, bu gücün karşısında hiçbir Hıristiyan ve Müslüman erkek egemenci güç duramaz.

Avrupa’nın geleceği, birbirini yiyen, parçalanmış, iktidarcı ve sömürücü düzen partilerine değil, demokratik konfederalizm hareketine sıkı sıkıya bağlıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.