Barbarlık uzadı, yüz yılı aştı

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Kürt kanı uzayarak, yıllara yayıldı. Uzunluğu yüz yılı geçti. Rojava, Güney Kurdistan bu katillerin eseri olarak kanıyor. Kuzeyde kan akışı hiç durmadı, yangınlar hiç sönmedi. Bunlar, kötülükle beslenen kötü, kötücül insanlar.

Bunlar cahil, cühela, yer yüzünün kötülükçü yabanileri…

Atatürk’ü örnek alarak geldiler. Atatürk, devletin kuruluşunu Fransız ve İngilizlerden teslim alana dek, uygar bir kişilik, safi insan edalıydı.

“Köprüyü geçene kadar”, bir batılıdan daha batılı görünmek için, çarıklı, poturlu adamlarına burjuva batı burjuvası gibi “Frak” giydiriyor, çarşaflı hayattan gelen kadını “dekolte” kılığa sokup eline kadeh veriyor, sonra dans pistine çıkartıyordu.

Ve bir batılıdan daha hızlı demokrattı, Türk’ün atası. Ermeni’den daha çok Ermeni, Rum’dan bin kat hızlı Rum’du. Kürtler ise din kardeşi ve de nasıl olmuşsa kader ortağıydı. Onlara “Özerklik-otonomi” armağan  ediyordu. Tabii ki keöprüyü geçene dek…

Köprü, İngiliz ve Fransızlardan devletin tapusunu teslim alma olayı idi. Ve o günü beklerken, hem sabırlı, hem de insanlık dağıtımında, olağanüstü derkede cömertti.  Ama tapuyu aldığı gün, “Ata” hafıza kaybına uğradı. Ermeni ve Rumların dibi kazındı. Kürt’ün özerkliği buharlaştı. Havaya karıştı. Varlığı, dili yasaklandı.

İtiraz eden Kürt lider Şeyh Said’i tuzağa çekti. Sonra “isyan var“ davulları gümbürdeterek, kırıma çıktı, “vur ha vur” insan kırdı.

Kırım için, Kurdistan’ı pafta pafta ayırdı. Sırası geldikçe, her  parça veya bölge için ayrı birer “isyan” adı icat edip bebek, çocuk, ihtiyar katli düzenledi. Zilan, bu soykırım paftalarından biriydi. İsyan yok, Türk’e taş atmak hiç yoktu. Ama katilin de  utanma diye bir değer yargısı yoktu.

Geçen hafta, Zilan barbarlığının yıl dönümüydü. Resmi rakamlara göre, günlerce süren kırımda, 14 bin kişi katledildi. Yıl dönümünde, bir tanığı dinledik. Ölü diye yerde bırakılan bir çocuktu, bu. Hamile kadın karınlarının süngüyle deşilip bebeklerin dışarıya çıkarıldığını da anlatıyordu ki, Hitler’in ordusu bunu yapmadı. 

İktidar ve iktidar adayı Türk liderler Zilan’ın yıl dönümünde, geçmişte Bosna’da yaşanmış bir katliamı  lanetlemek için, sıraya girmişlerdi. Hiçbiri katiller soyundan değildi, sanki. Biri, ötekinden daha insandı. O kadar insandı ki,  hiç biri Zilan barbarlığını hatırlamadı. Ve “ah insanlığına tüküreyim” demedi.

Nasıl desindi ki, hepsinin eli, yüzü Kürt kanıyla kızıl. Katillik, onlara atadan miras…

Ve pek tabii ki, günün hırsız ve katilleri iktidara yürürken, en az Atatürk’leri kadar insan, insancıldı. Atatürk Kürtlere özerklik vadetmişti. Bunlar, daha ileri gittiler. Özerklik görüşmelerini başlattılar. Ama işte, Türk’ün yaktığı mumun ömrü yatsıya bile varamadı.

Atatürk’ün mirası, bunlar tarafından bağlılıkla sürdürüldü. Kürt kanı uzayarak, yıllara yayıldı. Uzunluğu yüz yılı geçti.

Rojava, Güney Kurdistan bu katillerin eseri olarak kanıyor.

Kuzeyde kan akışı hiç durmadı, yangınlar hiç sönmedi.

Dün "PKK gerillaları var" diye bağları bombalıyor, sivil katliam yapıyor, köyler yakıyor, şehirler yıkıyorlardı. Ama bugün gerilla yok. Onlar gideli yıllar oldu.

Ancak, gerilla yerli yerindeymiş gibi yangınları devam ediyor. Köyler, bölgeler sarılıp insan avlanır. Yollar kesiyor, insan tutukluyorlar.

Kurdistan’ın dağı, taşı ağacı da düşman. Kötülük ise bunların yaşama biçimi. Büyük büyükleri, seri katillerin bile utanç duyduğu onursuzlukla öldürdükleri Kürt sayısıyla övünüyorlar.

Şu tiksindirici haline bakın barbarın: Kürt’ün karnı doymasın kötülüğü için, sürülerine yaylalar, dağlar yasaklı. Berivanların yolu kesik.

Yangın çıkınca ormanın, tek duran ağacın yasını tutuyor, yangını söndürmek için uçak, helikopter filoları uçurtuyor, yangın çıkarıp bir ağaç yaktı diyen insan tutukluyor.

Ama esir Kurdistan’da orman diye çalı bırakmadılar. Geli ve ulu tepelerin ağaçlık ve ormanlarını, para kazanmak için, ihaleye çıkardılar. Kamyon konvoyları, odunlaştırılmış Kurdistan ormanlarını taşıyor, Diyaré Rome’ye…

Bunlar, kötülükle beslenen kötü, kötücül insanlar ki, tu yüzlerine!..

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.