Putin saldırıya izin verecek mi?
Ahmet KAHRAMAN yazdı —
- Türk rejimin başı, dün Rus lider Putin’le uzun bir telefon görüşmesi yaptı. Karşılığında ne vadetti bilinmiyor, ama Rojava’ya saldırı için izin istediği gerçek. Rusya, Suriye’nin davetlisi ve Suriye’yi korumak için orada. Üstelendiği göreve rağmen, geçmişte Suriye toprağı Rojava’yı bunlara açmıştı. Yeniden satar mı, onu bilemiyoruz.
TC, sonunda ırkçı bir terör devleti durağında demirledi. Anlı şanlı NATO ittifakı üyeliği kartı da cebinde…
Hallere bakın: NATO, İkinci Dünya Savaşı’nın yıkımına yol açan diktatoryal vandallığa, ırkçılık ve yayılmacığa karşı kurulmuş bir ittifaktır. Senedinin dibacesinde “demokrasi” kavramı vardır. Biraz daha açmak gerekiyorsa eğer NATO, ırkçılığı suç sayan, insan hakları ve özgürlükleri temel alan, ekonomik, sosyal ve siyasal veçheleriyle demokrasiyi vazgeçilmez sayan ülkelerin ittifakıydı!
Türkler, bu ittifaka katılmak için, Atatürk’ün kurduğu diktatoryal rejime son verdiğini açıklamış, demokrasi şartı olarak çok partili sisteme geçmişti.
Ancak, Türk rejiminin bu konuda verdiği, namus sözü de hiçbir zaman realize olmadı. Hayata geçmedi. NATO içinde ırkçı, faşist bir ada olarak kaldı. Türk faşizmine göz yumuldu.
Çünkü, Türk devleti Rusya imparatorluğu ile sınırdaştı. Sınır bekçiliğine karşılık, devlete parasal yardımlar yapılıyor, ordusu besleniyor, giydirilip silahlandırılıyor, sivil halkına süt tozu içiriliyor, kaşar peyniri yediriliyordu.
Az şey değildi, tüm bunlar. Ama bu kadarla kalınmıyor, NATO içinde faşist bir terör yapılanması olarak yaşamasına göz yumuluyordu.
Bugün Anayasa’nın “Sarayca uygun görülmeyen” hukuk düzeni raftadır. Açık deyişle yürürlükte değildir. Adliye, polis ve ordu iktidarın özel gücüdür. Demokrasi, Saray’ın gönlüne göredir. Seçilmiş belediye yönetimleri, önce görevden alınıp yerine memurlar atanıyor, sonra gerekçeler üretiliyor. Kürt’ün mal mülk, en önemlisi can güvenliği yoktur.
Eşkıyalık her yerde. Mafya iktidar katlarında…
Türk devleti, NATO’nun savaş halinde olduğu İslami terörle bir bütündür. Teröristlerden kurulu kiralık ordu, NATO standartlı silahlar donanımlıdır. NATO’nun terör listesinde olan kimi örgütler (IŞİD ve Müslüman Kardeşler), Türk devletinin himayesi altındadır. Bunlar, NATO silahlarıyla NATO ile savaşıyorlar. IŞİD’in temsilcisi iki gün önce Saray beslemesi bir televizyonda, Türk halkını aydınlatıyordu.
Türk devleti, NATO’nun savaş halinde olduğu Rusya ile geniş bir ilişki ağı içindedir.
Türk devletinin NATO üyesi olarak kalmasının anlaşılır yanı yok, ama üye işte.
Avrupa Birliği, açık faşist yapısına rağmen, onunla ilişkiler yumağı halinde.
Türk rejimin başı, dün Rus lider Putin’le uzun bir telefon görüşmesi yaptı. Karşılığında ne vadetti bilinmiyor, ama Rojava’ya saldırı için izin istediği gerçek.
Rusya, Suriye’nin davetlisi ve Suriye’yi korumak için orada. Üstelendiği göreve rağmen, geçmişte Suriye toprağı Rojava’yı bunlara açmıştı. Yeniden satar mı, onu bilemiyoruz.
Ama bildiğimiz, bunların dişlerine kan değmiş kurt gibi, kendilerinden geçkin halde, dört bir yanda boğazlanacak Kürt aramaları. Bu arayışta İsrail’e "katil" diye diye Rojava’da kadın, çocuk katlediyor, çocukların açlıktan ölmesi hesabıyla fırınları, buğday depolarını, susuzluktan kıvranarak can vermeleri için, su depo ve kuyularını bombalıyor.
Kürt kini, olan akıllarını çalkaladığı için gözleri bağlı deli tosun kesilmiş oraya buraya tosluyorlar. PKK gerillaları, yıllar önce Kuzey’den çekildiği halde, onlarla savaş görüntüsü altında, sivil savunmasız halka işkence ediyor, yaylaları, çayırları, tarla, ve bahçeleri halka yasaklayarak, hayatı ambargo altına alıyor, yol kesen eşkıya oluyorlar.
Hiçbir şey bulamayınca, Türk halkı onları savaşta bilsin diye Cudi ve Gabar dağlarına savaş ilan ediyor, yıkıp kendilerince teslim almak için dinamitler patlatıyorlar.
Yaptıklarıyla kendilerince Hitler’i taklide çalışıyor, ama gülünçleşiyorlar. Hitler ırkçılığında her şey vardı, fakat bomboş, sessizce duran dağlara savaş açma gülünçlüğü yoktu.
Kürt düşmanlığı bunların geçim yoludur. Bununla “fukara” kitleleri afyonlayıp, yana alıyorlar. O arada malı mülkü götürüyor, kızları, oğulları, damatları dünya zenginleri arasında birer zengin kesiliyor.
Putin izin verir mi bilinmez, ama Türk ırkçı lider Bahçeli’nin “iyi polis” rolü bir aldatmacaydı. Faşizm kanla beslenir. Bunlar Kürtlere saldıracaklardır…