Katillerin gururuna bakın siz!

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Ali Yerlikaya, vakti zamanında Konya’ya sürgün edilmiş bir Kürt ailenin oğludur. “İkbal ve istikbal” için, Kürtlüğünden istifa edip “Orta Asya yalanından fırlak” bir Türk olup İslamo faşizme ilhak ile “biat” etmiştir. Mensubu olduğu ırka, insan soyuna zulümde, kanıtlamış olmalı ki “zaptiye başı (İçişleri Bakanı) yapılmıştır. Şimdilerde öldürdüklerini bir katile yaraşırlıkla iftiharla, gururla açıklıyordu.

Aşağıdaki kısa metin, bana ait değildir. Değerli bir tarihçi Ayşe Hür’ün X’de yayımlanan cümleleri:

“Milli Savunma Bakanlığı açıklama yapıyor: 'Harkurk, Gara, Kandil ve Asos’ta 24 hedefi vurduk.' Türkiye terörist dediği Iraklı, Suriyeli Kürtleri vuruyor. İsrail de terörist dediği Gazzelileri ve Lübnanlıları vuruyor. Eee, ne fark var arada. Biz yapınca mübah, İsrail yapınca mı günah?..”

Bombaladıkları topraklar insansız değildi. Büyük Türk büyüklerinden, babası gibi ekonomist Bilal’in de anlayacağı dille, bombalananlar insandı. Dünyanın herhangi bir yerindeki insanlardan farkları yoktu.

Bu toprakların çocukları da gülen, oynayan, sevildikçe güzelleşen, oyuncaklarla sevinen çocuklardı. İnsanları da öyle. Üreten, hayatlarını zenginleştirmek için didinen, hüzünlenen, kahkahayla gülen, aşık olan, her Kürt gibi sevinince ya da hüzün basınca govende duran insan işte. Farklı olarak özgür yaşama dair, ardı arkası kesilmeyen umutların sıralandığı hayalleri kuran…

Ve bu insanların dağlarında narin, nazenin yaban keçileri “kalin ve nalin” ile şarkılar söylüyor, keklikler ötüyor...

Katilleri bu insanların tepesinden aşağı, “xalxalok" böceklerinin, en keskin renkli kelebeklerin, ayrı bir tür olan Kürdistan tilkilerini, apak kuyruklu tavşanları, kurdu, dodo kuşunu, dağ bülbüllerini alevlere boğdular, zehirli gazlara tuttular.

Sonra işledikleri cinayetleri marifet, insanlığa hizmetmiş gibi gururla ve bir caniye, hırsız, talancıya yaraşan gururla yer yüzü insanlarına açıklıyorlardı ki, annemin deyimiyle “lanet gelsin” bunlara.

Herkes kendince insan işte. Kimileri tarihi gelişim içinde, bilim, teknik ve sanat alanındaki katkılar, keşifler, anıtları yer yüzüne; annemin dikiş iğnesinin ucu kadar bile katkı sunmamış olan kimileri de, yaktıkları ırkçı vahşetleri ve döktükleri insan kanıyla övünüyorlardı. Ve bu katiller de dünyada kendilerine yer buluyor, “insan kılığında” ortalıkta dolanıyorlardı.

Ve Türkler, “kendileri sütten apak çıkmış kaşık” gibi temiz göstermek için, dönüp dönüp aynadaki yüzlerine “höykürerek”, “katil İsrail, İşgalci İsrail” diye naralanıyorlardı. Oysa güneş altında, gözler önündeydi onlar. Evrenin tiksinti saçan bir insanlık suçu olarak tespit ve tescil ettiği üzere ırkçıydı, kendileri. Irkçı sulardan gelen eli kanlılardı. Kırdıkları halkların yurdu, yuvasına çöken barbarlar…

Yüz yılı geçkin bir zamandan beri, kanlarını kaşıklarcasına Kürtleri kırıyorlar. Ama yenemediler. 1914’te hile ve kapana sıkıştırdıkları Mele Selim’i astılar ama Kürtleri yenemediler. 1914’lüler 1925’de bir başka güçle çıktı karşılarına. 1926 Ağrı Dağı’nda devlet kurup disiplinli ordu yaratanlar, İran’dan, İngilizlerden, Ruslardan aldıkları destekle muharebeyi kaybettiler, ama yenilmediler. Yenilen 1980’lerde, yeniden barbara karşı silaha sarılamazdı.

1914’de başladıkları gibi (ki 1914’ün baş katilini daha sonra parlamentolarına başkan yaptılar) Kürtleri, sadece ama yalnızca Kürt oldukları için kırıyor, Hitler’in toplama kamplarını andıran hapishanelerde öldürmeye çalışıyorlar. Hitler’in karış karış dünyada Yahudi aradığı gibi, bunlar da yeryüzü boyunca Kürt izini sürüyor, yeni icatla terör estirip can alıyorlar. Atatürk’ün başaramadığını başarıp Kürt soyunu kurutmak, kalanı teslim olmuş, düşmüş Kürt yardımıyla asimile etmek için, Kürdistan’ın güney parçası ve Rojava’da işgalcidir bu ırkçı canavarlık. Kuzey ise metre metre yeniden işgal edildi. Dikenli telleri eksik, esir kampıdır Kuzey. Nefes almak bile izinledir.

Kürt’ü açlık çemberine almak için, Kürdistan dağları, verimli mera ve yaylaları Kürt’e yasakladır. Daha iki gün önce Şırnak yaylalarına yasak indiği açıklandı. Bağlı bir işgal toprağı, kuşatılmış hapishaneydi. İsrail’e “terörist” diyorlar, ama yer yüzünde haydutluk örneğinde tektir, bunlar.

Bu sabah, günlük hayatıma başlamak için, çalışma masama oturduğumda İslamo faşist rejimin baş zaptiyesi Ali Yerlikaya’nın bir övünmesiyle karşılaştım. Bu Ali, eskiden “Eli” idi. Kendisi, vakti zamanında Konya’ya sürgün edilmiş bir Kürt ailenin oğludur. “İkbal ve istikbal” için, Kürtlüğünden istifa edip “Orta Asya yalanından fırlak” bir Türk olup İslamo faşizme ilhak ile “biat” etmiştir. Mensubu olduğu ırka, insan soyuna zulümde, kanıtlamış olmalı ki “zaptiye başı (İçişleri Bakanı) yapılmıştır. Şimdilerde Türk oğlu Türklük kumunda oynayan eski “Eli”, son altı ayda 825 terörist öldürdüklerini bir katile yaraşırlıkla iftiharla, gururla açıklıyordu.

Terörist dedikleri Kürtlerdir. Elindeki kanla, yüz seneden beri insan kanıyla beslenen terör devleti Kürtlere “terörist” diyor. Yüzüne örtü yapmak üzere İsrail’e de terörist diyorlar. İsrail’in burnu dibinde bir işgalci, işgalci olan da İsrail. Böyledir bunlar.

Not: İsrail savaşta yeni bir çağ başlattı. Barbarlarla savaş halinde olan Kürtlere de bu silah yeni ufuklar sunuyor. Bu konudaki yazı, belki daha sonra…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.