Rojava Kürt devletine doğru
Ahmet KAHRAMAN yazdı —
- “Sol rozetli” Ergenekoncular ve tekmil İslamo Faşistlerin aklı şaşacak, öfkeden bölgenin zırlayan delisi kesilecekler, ama şimdi de Rojava, devlet adayı olarak dünya kamuoyunun gündeminde. Görünen o ki, Rojava devletinin de eli kulağında.
İsrail devleti Hitler rejiminin zulmünden doğdu. Ermenistan, Türk ırkçılığının kıyıcılığından…
Bir başka örnek:
Ortadoğu, Osmanlı devletini ele geçirip ırkçı histeriyle sonunu hazırlayan, Türk babası, ağa babası olan İttihat ve Terakki çetesinin geride bıraktığı küllerden doğdu. Katliam ve sıram sıram dizilen darağaçlarından sonra, Suudi Arabistan, Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün devletleri ortaya çıktı.
Güney Kürdistan (Irak Kürdistanı) haritası, Irak Arap ırkçılığının Kürtlere “kitle imha silahı”yla saldırmasından sonra, Amerika tarafından çizildi. Kürdistan devlet statüsü ile “Kürtlük” adına öne çıkanlara sunuldu. Onlar da götürüp Kürt soyunun “iflah olmaz düşmanı” Türklere ikram ettiler.
Bu da, tarihin utançla sıvalı kara yazgısı işte.
“Sol rozetli” Ergenekoncular ve tekmil İslamo Faşistlerin akılı şaşacak, öfkeden bölgenin zırlayan delisi kesilecekler, ama şimdi de Rojava, devlet adayı olarak dünya kamuoyunun gündeminde. Görünen o ki, Rojava devletinin de eli kulağında.
Rojava kültür ve yaşama bicimiyle kadim Kürdistan’ın parçasıdır. Birinci Dünya Savaşı sürecinde, tren hattı sınır kabul edilerek parçalandı. Ama halk birbirinden kopmadı. Suriye’de kalan topraklar, “binxet” adını aldı. Akrabalık bağlarını Türklerin mayın tarlaları bile koparamadı.
Türklerin 1925’ten 1939’a kadar uyguladığı soykırım sürecinde, kuzeyden sayısız Kürt “binxet”e geçti. Daha sonra kimileri geri döndü, ama çoğunluk orada kaldı.
Nitekim, bir Kürt temsilci olan Gülistan Kılıç Koçyiğit, Türk parlamentosunda şöyle diyordu:
“Tabii Kobanê ve Heseki’’ye karşı saldırıların riskini söyleyeceğim. Benim, oradaki halkım katliamla karşı karşıya.”
Ancak haydutlara rağmen, dostları da var.
Amerika, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri, yer yüzünün süper gücüdür. Bu güç Türkleri de besledi. Ordusunu giydirip silahlandırdı. O ordu şimdi insan kesen katiller, tecavüzcüler, hırsız ve soygunculardan olan İslamo Faşist çetelerle birlikte katliam, işgal, hırsızlık ve soygun seferlerinde.
Aynı Türk devleti, insanlığa karşı işlediği suçlara evrenin gücü Amerika’yı ortak etmek için yalvarıyor, “Kürtlerle ortaklığı bırak, emrinize kolordular vereyim” diyor.
Ama “bahtsızın sözü” söz değildir. İnandırıcılığı yoktur. O nedenle, Kürtlerle müttefiklik berdevamdır. Türk, hırsız ve katil çetecilerin ortak saldırısına karşılık olarak bölgedeki askeri gücünü iki katına çıkardı. Yeni yılda yapılacak yardım için, bütçesine fon koydu.
Dostluğun “nişanesi olarak” Rojava Güçleri Genel Komutanı General Mazlum Kobani ve yönetimin Diş İlişkiler sorumlusu İlham Ahmed, Donald Trump’ın 20 Ocak’ta Amerika’ya, Başkanlık görevini devir alma törenine davet edildi. Devletsizin temsilcileri olarak.
Öte yandan İsrail nüfus olarak küçük, bölgenin tartışmasız birinci gücüdür. Netanyahu, bir süreden beri 60 milyonluk Kürt halkının Türk soykırım tehdidi altında olduğunu söylüyor, Dışişleri Bakanı Saar dünyayı Kürtlere yardıma çağırıyor.
İsrail’in desteği, en az Amerika’nınki kadar değerlidir, Kürtler için. Tabii ki de çok önemlidir. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’dan sonra eski Cumhurbaşkanı Hollande de Türk ve İslamo Faşist çetelerin Rojava‘ya saldırılarının kabul edilemez olduğunu vurguluyordu.
Gelecek için Amerikan liderliği konusunda yıldızı ışıldayan Senatör John Kennedy ise Erdoğan’a sesleniyordu:
“Kürtlerden nefret ediyorsun. Ama onları serbest bırak. Kürtler barışçı, farklı bir halk ve Amerika’nın dostudur. İstihbaratımız, Suriye’yi işgal etmeye çalıştığını söylüyor. Yapma. Kürtleri rahatsız edersen, Kongre’ye yaptırım için başvuracağım ve size yaptırımlar gelecektir.”
Bunlar dünyadaki desteklerden, sadece bir kaçı.
İlginçtir, destek yağdıkça, “sol” rozetli Ergenekoncular, İslamo Faşistlerle bütünleşiyor ve “emperyalizm” diye diye Amerika ve İsrail’e ağız dolusu sövgü yağdırıyorlar. Ama aç halkına at ve eşek etini “kuzu” niyetine yediren devletlerinin emperyalist ataklarını görmüyor, bön bön bakmakla kalıyorlar.