Kalpazanın son darbesi

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Türk devletinde durum budur. Devlet yok Reis ve Sarayından sadır buyruklar var. Polis onun emrinde, adliye, askeriye onun buyruğunda. Onun resmine, suratı, endamına bakılarak infazlar yapılıyor, icraat yürütülüyor.
  • İstanbul’un Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e “çerden, çöpten” kurulan tuzak da, “çok yönlü” ve “çok amaçlı” son darbeler sürecinin bir devamı ve kurbanıdır. Reisin artık alışılan başlıca entrikası, muhalefeti keyfince düzenlemekti.
  • Prof. Ahmet Özer’in suç kanıtı ise Özerin hesabına gelen kira gelirinin “PKK’den gelen para” olarak gösterme kalpazanlığı ve bir Kürde baş sağlığı dileğinde bulunmasıydı…

Bunlar, gecekonduların tozlu yollarında “adam çarpan”, aile içinde kurs görmüş, Orhan Kemal’in sözüyle “terbiyeden geçmiş” dolandırıcı, kalpazanlardır. Darbeden darbeciliğe koşan, organize “bir mafyöz” çeteciler…

Hedef seçtikleri insanların yolunda fak, tuzak kurarak, “hayatlar söndürerek” geçinip “tek adam” doruğuna kazık çakmaktır, işleri. Türk tipi “terör devlet”inde, “tek olan” yüce önder “Reis”tedir.

Reis fak, tuzak planlar, militer güç ile polis ve adliye “icra” yani “buyurulanı infaz” eder. “Reis”, terör hayatının tek kıblesidir. Başka yok.

Bu konuda doğruyu söyleyen kişi de Nazi Almanya’sının bir yargıcıdır. Yargıç, bir soru üzerine, “Ben Hitlerin resmine bakarak, kararlarımı veriyorum” demişti.

Türk devletinde durum budur. Devlet yok Reis ve Sarayından sadır buyruklar var. Polis onun emrinde, adliye, askeriye onun buyruğunda. Onun resmine, suratı, endamına bakılarak infazlar yapılıyor, icraat yürütülüyor. Budur, Türkün gerçeği…

Reis Sarayı rejiminin işleyişi budur, böyledir.

“İcracılar”, gerektiğinde kitaba uydurmak üzere suç ve eylem icat edip insan boynuna asıyor ve hayatını çürütüyorlar.  

8 yıldır içerde esir ve 42 senelik hapis cezasından hükümlü, Selahattin Demirtaş’ın “şu suçu işledi” diyebilecek kimse yoktur. Ama can almış, soyguna yapmış, insanlar zehirlemiş mafya reisleri “Reiz Sarayın’da, “guccuk adamın guccuk Sarayında” , ama Selahattin, tüm siyasi partilerin asıl işi olan mitinge çağrı suçundan cezalı…

Geçtik Selahattin’i, o duruşu, söylemi ve insanca bir hayata dair hayalleri olan bir Kürt. Bu yüzden “suçlu” doğanlardandır, o. Ama hapiste yedinci yılını tamamlayan Osman Kavala’nın, Can Atalay’ın “şu suçu var” diyebilecek insan bulabilir misiniz? Hayır. Ama, onlar birer mahpus. Çünkü Reis’in çıkarına dokundular.

Ve yolsuzluktan, kalpazanlıktan yargılanarak gelen Reis, öte yandan darbecilikten darbelere koşucudur. Anayasayı tanımıyorum haykırışı, mahkeme kararları geçersiz naraları ilk darbeleridir, onun. Ortalığın kanı, irini, iniltisi, mala, mülke çökmeler, uluslararası terörle ortaklığı, işgalciliği öteki darbeleridir…

İstanbul’un Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e “çerden, çöpten” kurulan tuzak da, “çok yönlü” ve “çok amaçlı” son darbeler sürecinin bir devamı ve kurbanıdır.

Reisin artık alışılan başlıca entrikası, muhalefeti keyfince düzenlemekti. “Siyaset pazarı” onun en büyük başarısı, en büyük rakibi MHP ile entrika oyunları düzeliyordu, artık. En haşin rakiplerinden Süleyman Soylu ve Numan Kurtulmuş emrinde, parti neferiydi. Meral Akşener, “Saraydaki kızıl saçlı kadın”dı.

Son süreçte, Kürtlere kurduğu entrika tuzağı elinde patladı, bir kasaba esnafı olan Genel Başkan Özgür Özel ile birlikte CHP de etki alanına girdi. CHP’yi bölüp parçalamak için ise Vanlı bir Kürt ve bilim adamı olan, Kürtlerin oy verdiği parti ile uzlaşma sonucu, CHP Esenyurt Belediye Başkanlığına seçilen Ahmet Özeri, “kurban” seçip darbe düzenledi. Aynı gün, yerine kayyum atadı. Prof. Ahmet Özer’in suç kanıtı ise Özerin hesabına gelen kira gelirinin “PKK’den gelen para” olarak gösterme kalpazanlığı ve bir Kürt’e baş sağlığı dileğinde bulunmasıydı…

Ama asıl amaç, CHP’yı “Kürtler ele geçirdi” yaygarası ile ırkçıları ayrıştırıp bölmek, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu darbeleyip saf dışı etmekti. Süreç buna işliyor şimdi.

Çünkü “çok dindar, bir fazla milliyetçi hırsızlar” ile kimi  “vatansever kalpazanlar” ganimet yoluna göz dikmiş, İstanbul’un “yeniden fethini” bekliyorlardı.

Nitekim Ahmet Özer darbesine karşı İstanbul’da düzenlenen gösteride, CHP’de ilk ayrışma gün ışığına çıktı. Türk ırkçısı Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Afyon Belediye Başkanı Burcu Köksal ve Düzce Belediye Başkanı Tanju Özcan çağrıya uymadı ve gösteriye katılmadılar.

Ama Reis, Özgür Özel üzerinde çalışmaya devam ediyordu. Ona milliyetçi tutumu nedeniyle teşekkür ediyor, bir başka nutkunda “yanımda dur Özgür” demeye getiriyordu.

Kalpazan’ın sonsuza kadar iktidarı için, darbe süreci Kürt Ahmet’le başladı. Nerede duracağı mı? İşte o, belirsiz…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.