İstikamet Rusya ve Çin’e, ileri! 

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Dün tapındıkları Batı, artık düşman. Türk’ün yönü Çin ve Rusya’ya dönük. Bu ikilinin patronluğundaki Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika, kısa söylemle “Brics” paktı üyeliğine soyunuk bekliyorlar. Gönülleri hoş olur ve içlerine alırlarsa, gönüllerince Kürt öldürecekler…

İngilizler ve Fransızlar, Lozan’da Anayasasının temel ilkelerini tesbit ve Kemalistlere imza ile onaylatarak, devletin tapusunu teslim ettiler. Kürtler ve Müslüman olmayan halkların hak ile özgürlükleri “namus sözü” ile imza altına alındı.

Henüz kendini “Türk’ün atası” ilan etmemiş olan Mustafa Kemal, “Batılı olduk” diyerek potur üstüne frak giymiş, Yunan fesini atıp devşirme Türk’ün başına kasketi, “lenger” şapkayı oturtmuş, sonra tabanı cilalı salonlarda valsa başlamıştı.

Kemal, dehşetli bir Batıcıydı, ama “bexte Romê tune bû…” Tapu tesliminden hemen sonra, namus sözü havaya uçtu.  Selanikli Mustafa Batı’ya sır çevirdi. Etrafta müttefik arayan Rusların “yeni kurtarıcısı” Lenin’e yönünü verdi. Ondan iç düşmanı yok etmek için silah, cephane, askerlerine “melbusat”, üstüne kaputu, başlarına Kemalistlerin “kalpak” dediği “papax”, ek olarak devrik Çar’ın çil çil altınlarını aldı. Karşılığında Gürcistan ve Ermenistan için, Lenin’e “miktarı kafide” asker gönderdi.

Artık Türk’ün iki geri, bir ileri dans figürü çağıydı. Ortalık kan içindeydi. Soygun, talan ve çökme serbestti. “Yaşasın ölüm” vakti, İzmir yangını, Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinin sahiplerinden arındırma zamanıydı. Karadeniz Rumlarının hallaçla savrulması, Trabzon’daki Sümela Manastırı’nın 1923’te ateşe verilmesiyle noktalandı. Çanakkale yöresi ve Trakya Yahudileriyle Kürtler sıralarını bekliyorlardı. Kürtlerin öfkesini patlatmak için, Şeyh Said’in yolunu kestiler. Sonra kesintisiz 15 yıl süren, vahşi bir soykırıma geçtiler.

Ama “iki ileri, bir geri figürlü kanlı dans” berdevamdı. Rus musluğu kapanınca, Alman Nazilerine yönlerini verdiler. Hitler’in ham demir, krom ve bakır olan ihtiyacını karşılayarak beslendiler. Hitler yenilgiye evrilince, savaş ilan edip “ben Batı’ya hayranım” şarkısıyla, Amerika’nın kucağına gittiler. Kendilerini beğendirmek için, faşist yasalar zemininde “Türk tipi demokrasi” gömleği giydiler. Yalakalık, yalama sürecine girip ordularını Amerikan savaş artığı giyim ve silahlarla donatarak, çıkarlarına bekçi oldular. NATO’ya girmek için, Kore’ye asker gönderip öldürttüler. Başkan Eisenhower’in başlattığı “cadı avı"nda göze girmek için, adam astılar. Sol’un Avrupa’da yükseldiği 1960’larda para, kredi uğruna “para militer” MHP’yi sokağa saldılar. Üç üniversiteli öğrenciyi ipe çektiler. “Batı’ya sadakat, hizmet” diye, işkence ettiler, onlarca genci kurşunladılar.

Özetin özetiyle, insanlık arayışıyla ayağa kalkan Kürtleri, Batı demokrasisi karşıtı gösterip, Kürt halkını ölüm çemberine aldılar. Batılılar, Kürtleri “terörist” ilan ederek, barbarlara yem ettiler. Yangın ve ölüme göz yumdular.

Böyle gelindi, bugünlere. Türk’ün İslamo faşizm çağıdır, şimdi. Lümpen (ayak takımı) iktidarda, İslamo faşist terör yürürlükte. Para sesi nereden gelirse “Türk ölmez, ezanlar susmaz” şarkısı söylemekteler. Dün tapındıkları, içeriye girmek için kapısında ağaç oldukları Batı, artık düşman. Türk’ün yönü Çin ve Rusya’ya dönük.

Bu ikilinin patronluğundaki Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika, kısa söylemle “Brics” paktı üyeliğine soyunuk bekliyorlar. Gönülleri hoş olur ve içlerine alırlarsa, gönüllerince Kürt öldürecekler…

Ayrıca Brics”ı, İslamo faşizmin barınağı olarak hayal ediyorlar.

Çünkü orada nemalanıp dolandırma vaziyetlerine girmek için, hak, hukuk, adalet şartı yok. Yargı bağımsızlığı, polis ve asker yansızlığını, parlamentonun demokrasi işlevini arayan, soran, sorgulayan da yok. “Tek adam diktatörlüğü ile kaz adımlarıyla yürümek, vatan bölünmez, ezanlar susmaz naralarıyla kitleleri uyutmak kolay. Çünkü, CHP tipi cici muhalefete bile yer yok oralarda. Putin’in muhalifleri, Recep Erdoğan’ınkiler gibi içeride, ölüm yolunu bekliyor…

Brics üyeliğinde Recep ül Tayyip hazine anahtarını, daha rahat belinde şangırdatacaktır. Polis, AKP polisliğine devam edecek. Adliye Reis’in emrinde, asker dediğin “İmamın ordusu”, imam da partinin emrinde yol alacaktır.

Ahalinin sürüleşmesi hızlanacak, arada bir duyulan “açım” iniltileri zindanlarda boğulacak, Reis’in nutuklarında beyan ettiği gibi hayat güllük, ülke gülistan olmaya devam edecek. Televizyonlar bugünkü gibi salt Reis’e övgü dolu olacak.

Reis ömür boyu “payidar” kalacak. Türk bu sayede mutlu bir dünyalı olacak…

Bu projenin ilk adımı,  Reis’in “Brics”e üyelik başvurusuydu. O adımın atıldığı haberi de “dostum Putin”den  geldi. Gözün aydın, Türk! Lenin, Hitler, Batı derken kefeni yine yırttın. Hadi iyisin, iyi. Recep ömrün boyu başında duracak ve bayrak inmeyecek, ezan da susmayacak…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.