Türklerin vahşi emperyalizm çağı

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Gücü ele geçiren, IŞİD’in türevi İslamo Faşistler “Osmanlı ruhu” diye diye, “vahşi emperyalizm çağı” sularına yelken açtılar. Dişlerine göre gördükleri Irak ve Suriye ile Kürt parçalarında, “Beyaz adam”ın Amerika kıtasında yaptıklarını yapıyorlar. 

Türklerde, kendince olan “elit”inden başka, kimsenin “emperyalizm” denilen kavramından haberi yoktu. Bu kavram da diktatörün yasakları arasındaydı. Türkler, Prof. Sıddık Sami Onar’ın, 1960 darbesinden sonra inşa ettiği Anayasa’nın, “diktatörlükte açtığı gedik”ten içeriye sızan ışıkla, bu kavramdan haberdar oldular.  Özüyle Kemalist olan Türk solu, “bu yeniyi” çok sevdi. Onu “Soğuk Savaş” yıllarında, “Moskova’ya selam” ve de “ilerici”liğin “alameti farikası” olarak sloganlaştırdılar. “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi” diye diye…

Oysa Moskova bu dönemde, Asya içleri, Doğu Avrupa’yı pençeleri arasında tutuyor, Afrika ve Latin Amerika’ya uzanma manevraları yapıyordu.

Kemalistlerin ruh babası olan İttihat ve Terakki ise genişlemek için, Birinci Dünya Savaşı’nı başlatan, emperyalist eli kanlılardan biriydi.

Onun mirasçısı ırkçı Türk devleti ise çağın emperyal gücü Britanya ve Fransa’nın el verip sınırlarını çizmesiyle doğdu. Ve sınırlarını belirlemesiyle kurulmuştu. Yani bir emperyalizm çocuğuydu. Atatürk’ten itibaren de “emperyal” ülkelere hizmet verip ücret niyetine aldığı karşılıkla yaşadı.

Atatürk’ün Lenin’in yayılma çabalarına sunduğu katkı bir yana, güçsüz, takatsız Suriye’ye yaptığı emperyal atak ile Hatay’ı işgal ve ilhak etti. Öteki komşulara güç yettiremedi, ama Avrupalı beyazlar Amerika kıtasında yaptıklarının benzerini, içerideki halklara yaptı. Vahşi emperyal atağın kan sesi ve insan feryadı “arş û ala”ya çıktı.

Türk devleti, sonrasında da emperyal güçlerin kolunda yürüdü. Süveyş Kanalı savaşında İngilizlere, Kuzey Afrika’nın kurtuluş savaşında Fransızlara destek verdi. “Kore nire, bura nire” demeden, Kore’ye asker gönderdi. Vietnam savaşına karşı çıkan gençlere, sokakta işkence edip tutukladılar.

Konumuz emperyalizm olduğuna göre, başa dönersek emperyalizmin tarihi oldukça eskidir. Başlangıcını il devletlerin oluşumuna bağlamak mümkündür. Makedonyalı İskender, Roma imparatorluğu ve benzerleri…

Roma, unutulmaz eserler ve evrensel hukukun temel ilkeleriyle gelip geçti. Osmanlı ise emperyalist bile olamadı. O hırsızlık ve soyguncu olarak geldi ve öyle gitti.

Ama emperyalizme damga vuranlar İspanyollar ve izleyen Portekizlilerdir. Korsan gemileriyle Karayiplere açılan Britanya tabii ki…

İspanya’nın Amerika kıtasına varmasıyla, Avrupalıların oralara akını başladı. Sonra fazlalık buldukları ev sahiplerini (yerli halkları) kırarak yerleştiler, “vahşi emperyalizm çağı”nı başlattılar.

Bu vahşi bir zulümdü. Yüz yıllarca sürdü. Çok insan öldürdüler. Soylar kurutarak soygun yaptılar. Ama, 1800’lerden itibaren yenilmeye başladılar. Daha sonra Fransızların Vietnam’dan, İngilizlerin Çin’den, Hindistan’dan kovulmasıyla çözülme başladı. Kuzey Afrikalılar Fransızlar, Libyalılar İtalyanları yenerken Kara Afrika ayaklandı ve giderek vahşi emperyalizmin çöküşü başladı.

Ama bitmedi. Şekil değiştirdi. Üniformalı katiller, buruk yağdıran siviller kayboldu. Onların boşluğunu, eli çantalı, şık giyimli, boynu kıravatlı, kibar davranışlı tacirler doldurdu.

Günümüz dünyası, artık herkese açık pazardır. Gücü olan pazarda yerini alıyor. Ama şimdi de tekelleşmeye çalışan Çinliler sorunu çıktı. Önemli değil. Önemli olan katil orduların kaybolmasıydı.

Ama, hayal kırıklıkları “mexeli” (yatağı) Ortadoğu’da, uyumsuzluğu ile çağ ıskalayan Türk devleti işte! Onlar, “vahşi emperyalizmin” ölümünden habersiz…

Gücü ele geçiren, IŞİD’in türevi İslamo Faşistler “Osmanlı ruhu” diye diye, “vahşi emperyalizm çağı” sularına yelken açtılar. Dişlerine göre gördükleri Irak ve Suriye ile Kürt parçalarında, “Beyaz adam”ın Amerika kıtasında yaptıklarını yapıyorlar. Bir zamanlar “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi” diyen Kemalistin desteği de yanlarında. (CHP lideri, Türk ordusu Efrîn ve Rojava’yı işgale giderken ardından el sallıyor, keyiften “ayağınız taşa değmesin” naraları atıyordu.)

Kürtlere, bir zamanlar İspanyolların Mayalara, Asteklere yaptığını yapıyor, onları kırım ve işkence ile bastırarak, yerlerine İslamo Faşistleri yerleştirerek kendine mal ediyor.

Ama bilmedikleri bir şey var: İngilizler, dilleri, kültürleriyle işgal ettiler Çin’i, Hindistanı. Fransızlar, aynı yoldan giderek Fas’ı, Tunus, Cezayir’i işgal ettiler. Bugün, onların yerinde yeller esiyor…

Kürtler soylarının tarlası, atalarının kültürünü yedirmeyeceklerdir. Atatürk’lerinin pabucunu da geride bırakarak, işgaldeki Arap topraklarından kaçtığından haberleri yok bunların. Oysa Kürt yurtseverleri, dünkü Araplardan, hatta Çinliler, Hintliler, Fas, Tunus, Cezayirlilerden de bin kat daha donanımlı. Bunlar da günlerini görecekler…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.