Bir bu eksikti: Recep Tayyip şimdi de put

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Bunca put varken, Recep Tayyip’in eksiği ne? O da bu çağda, vahşet devri, dönemlerin Tanrı Kralları gibi yasaların koruması altında. Herkese sövüp sayıyor. Çoğu çocuk, onbinlerce kişi “onu sevmeme suçu”ndan yargılanıyor, Türk’ün mahkemelerinde.

Recep Tayyip, kendini her kalıba soktu, soktular. Bir, “put” olması eksik kalmıştı. O da oldu. Tatvan Belediye Başkanı Mumin Erol, onun “suratı”nı asıp altında oturmadığı için, “Puta tapanlar” çağının anlayışıyla cezalandırılmak üzere hakkında soruşturma açıldı.

“Put”, “ilkel toplumlarda olağanüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya nesne, tapınak, tapıncak, sanem, fetiş” diye tanımlanıyor. “Put” diye adlandırılan ilkel çağın bazı “nesneleri” (taşlar), bugün hala Mekke’deki Kabe’de korunuyor ve tavaf ediliyor.

Kadim zamanlar, kimi krallar da, tapınılan (put)dı.  Tanrı ya da yarı Tanrı Kral deniyordu, onlara. Gazabından korunmak veya dileklerin kabulü için, uğruna adaklar adanıyor, kurbanlar kesiliyordu. Genç kızlar, delikanlılar da birer “kurban”dı.

“Diyarê Romê” topraklarını işgal eden Osmanlı Sultanları (Padişah) Tanrı Kralların bir başka versiyonuydu. Onlar da, Tanrı Krallar gibi ülkenin mutlak sahibi, ahali ise Tanrı’ya biat edenler gibi birer “kul”du. Osmanlı askeri bir “kul” olan Mustafa Kemal, “sahip Sultanı” kovup, “Tek Adam” olarak ondan daha çok hiddet ve şiddetli yetkilerle yerine kurulunca, “Diyarê Romê”nin bu parçası, ırkçı güdülere esir Türkiye oldu.

Mustafa Kemal de, önce unvanını Türk’ün atası diye tescilledi. Tanrı Krallar ritüelinde olduğu gibi, “bizzat” kendisi, kendisinin olmadığı mahallerde de görünüleri (fotoğraf ve heykel) tavaf edilip önünde eğilinen, adı konmamış tapınak oldu.

Ve de tanrılar gibi yasayla, “kem” sakınılmak üzere korumaya alındı.

Daha sonra, askerlerce asılan Başbakan Adnan Menderes, insan adanan biri oldu. Bir Türk, uğruna oğlunu yatırıp kesmeye çalışırken engellendi. Ama askerlerinin esiri olarak idam gününü beklerken, sevenleri “kanatlanıp uçarak kurtulacak" kehanetini yaydılar. Ama uçamadı, rahmetli. İpte sallandı.

Geçelim bunları. Kimi Türklerin, hep bir “tapınak” adamları, yani putları oldu. Olmadığı zamanlar yarattılar. Geçelim. Günümüzde müritlerini soyma zengini tarikat “reiz”leri yarı tanrı gibidir. Hastalığa şifa, uzun ömre deva diye, ayakları yıkanıyor ve pis kokulu suyu içiliyor. Tanrı Krallar çağında bile bu görülmedi.

Eh, bunca put varken, Recep Tayyip’in eksiği ne? O da bu çağda, vahşet devri, dönemlerin Tanrı Kralları gibi yasaların koruması altında. O herkese sövüp sayıyor. Ama biri, “nörü’yon  Recep” deyince, “buyur buradan yak” denilerek tutuklanıyor. Çoğu çocuk, onbinlerce kişi “onu sevmeme suçu”ndan yargılanıyor, Türk’ün mahkemelerinde.

“Ağzı bozuk, sözün neresinden çıktığının farkında bile olmayan” kendince bir Tanrı Kral. “Bu yollar bana helal” tertibinden yalan, iftira dümdüz gidiyor. “İyi sıhhatlerde” olmayasıcası, tepesi attığında “vatan haini deyyus, namussuz, terörist” naraları fışkırıyor, şey gibi ağzından.

Dün İspanya’daydı. Ta oradan, Kürt lider Selahattin Demirtaş ve çağı onurlandıran entelektüellerinden biri olan Osman Kavala’ya bir kere daha “terörist” diye pislik atıyordu.

Ve kendisi bir Kürt düşmanıydı. Öldürülen Kürt sayısıyla “gömdük” diye övüyordu. Katilliğe övgü...

Kurdistan’ın üç parçasında yaptığı işgal, talan, hırsızlık, soygun ve kırım, ama kimseye bir kötülüğü dokunmamış, yarasını kaşıyacak tırnağı bile olmayan, sadece barbarın postalı altındaki insanlığını isteyen Kürt “terörist...”

Yer yüzünün tüm Kürtleri, Kürt soyundan tüm insanlar onun dilinde Kürtlerden teröristtir. “Son teröriste kadar ölüm” diyor, ölüme tapınıyor, Kürt’ün ülkesini işgale gönderdiği adamlarının ölümü üzerine, annelere “sevinin, oğlunuz şehadet şerbeti içti” diyor. İnsanlığa bakın ki bu nesne, vahşet çağının “Tanrı kralları” gibi kutsal. Yani put...

Ve bir Kürt bunu, yani katilinin fotoğrafını asıp altında oturmayı onuruna sindiremeyince, “birlik ve beraberlik bozuldu” diye adliyeye sürükleniyordu.

Oysa, Kürtler hiç bir zaman bunlarla “bir ve beraber” olmadı ki. Bunlar “zuhur” ettiklerinden beri, kendilerince bunlarla savaş halinde. Tatvanlı Mumin Erol’un yaptığı da bunun  Tanrı Krallığına, “hadi oradan” demekten ibaret…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.