Büyük patlama ya da daha büyük varoluş
Selim FERAT yazdı —
- Kurdistan‘daki ezilen geniş kitleleri birleştirecek güç, partilerüstü bir idealle yola çıkarsa, Lozan Antlaşması’nın temellerini sarsacak Kurdistanî bir çıkış sağlayabilir.
100. yılında Lozan Konferansı ve sonrasında, Lozan Antlaşması’na karşı yol ayrımında, Kurdistan dışında yeni bir yol mümkün değil.
Çözümü Kurdistan’da yaşayan halklar bulacaklar.
Başka bir yolun mümkün olmayacağını, Kurdistan’a hükmedenlerin, Kurdistanlıların Lozan Konferansı’yla ilgili küçük bir not dahi düşmemelerine de bağlıyorum.
Bir fenomenoloji düsüncesini aktarmak istiyorum:
Fenomenoloji, latince “Phainomenon“ (olgu, görünüm)‘e dayanıyor.
Hegel (1770-1831), "Ruhun Fenomenolojisi" adlı ana çalışmasında, ruhun bilinçteki ve tarihteki tüm görünüşlerinin bütünlüğünü fenomenlere dayanarak tanımladı.
Husserl, dünyayı önyargısız bir şekilde bilme yolumuzu kavramak istiyorsak, "şeylerin kendilerinin" olduğu gibi gün ışığına çıkması için öncelikle tüm varsayımlardan, teorilerden ve kanıksanmış şeylerden kaçınmamız gerektiği görüşündeydi. Bu yöntemi "Epochê” ("yoksunluk", "duraklama" için eski bir terim) olarak adlandırdı.
Temsilcileri bilgi edinmenin kökenini dolaysız olarak verilen görünümlerde, fenomenlerde gören felsefi hareket.
Geçmişi Hegel’e dayanan ve geçen yüzyılın ilk yarısında Eduard Husserl tarafından geliştirilerek, varoluşçuluk felsefesine yansıyan fenomolojidir.
Özeti, şimdiye kadar varolanları parantez dışı bırakılırsa, ve ne olacağını önceden bilinmeyen yeni bir parantez açılırsa, o zamana kadar betimlemediğiniz yeni bir olgu, görünümle karşı karşıya kalacaksınız demektir.
Yüz yıl sonra Kurdistan‘ı parselleyip özellikle de Türkiye kolonyalizmini yükselten güçlerden bu antlaşmayı iptal etmelerini istemek, eğer yaptırım gücünüz yoksa, kendi sahanızda oynadığınız maç olarak kayda geçer.
Lozan Antlasması’nın imzalandığı dönemde, Kurdistan‘da bu Antlasma’ya karsı Veto hakkını kullanabilecek caydırıcı güçlerin olmadığı iddiasına karşı argümanlardan yoksunsanız, bu şimdi de maçı sadece kendi sahanızda oynayacağınız anlamına gelmez.
Yüzyıl önce var olmakla, günümüzde var olmak arasında bir fark var mı?
Yüzyıl önce büyük bir patlamayla Kurdistan bölündü;
Sonrasında, özellikle de İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya giderek küçülerek küçük bir köye dönüştü.
Şimdilerde, küçük bir patlama bile dünyadaki güçlü devletlerin varlığını tehdit edecek kudrete sahip.
Kürtler ve Kurdistanlıların kurban oldukları savı, kuraklığa işaret ediyor.
Kurdistan’da, dünyaya kapalı bir çemberde Kurdistanlılar çemberi yarmak ve dünyaya açılmak için ikiyüz yıl boyunca direndiler.
Kürt egemenleri, sömürgeci devletlerin yanında yer alarak, namlularını kendi ülkelerinde yasayan Ermeni ve Asurilere doğrulttular.
Kürtler, Kürtlerin katilleri de oldular.
Şimdi burada durmak istiyorum: Yeniden bir olgu, görüntü, tablo resimlemek güç ister.
Şimdiye dek olanlardan arınarak, varolmayı gerçekleştirecek güçleri birleştirmek sevindirici bir güç yaratabilir.
Özellikle de Kurdistan‘daki ezilen geniş kitleleri birleştirecek güç, partilerüstü bir idealle yola çıkarsa, bir parti ya da güç olarak, Lozan Antlaşması’nın temellerini sarsacak Kurdistanî bir çıkış sağlayabilir.
Büyük patlamaya karşı daha da büyük varoluş!
Lozan‘daki konferansın zorladığı ideali böyle resimledim.