Çare; öz değerlere daha sıkı sarılmak

Cihan DENİZ yazdı —

  • Demokratik siyaseti bugünlere getiren kuruluş değerlerine, gerçek bir eleştirisi ve öz eleştirisi üzerinden dönmektir. İktidarın kendine bağlı kesimler araçlığıyla Kürt siyasetine kurduğu tuzaklara düşmeden, pratikteki tüm hata ve yetmezliklere rağmen iktidara en büyük kaybettiren radikal demokrasi mücadelesi hattını derinleştirmektir.

Şu açık ki iktidar nasıl “kazandığı” aşikar olan son seçimlerdeki sonuçlar üzerine muhalefetten daha fazla kafa yoruyor. 2019 yerel seçimlerinden ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden dersler çıkarıp bu dersler üzerinden de yaklaşmakta olan yerel seçimlerde kaybettiği büyük şehirleri geri kazanmanın hesaplarını şimdiden yapmaya başlamış durumda. 

Son seçim sonuçları göstermiştir ki, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere iktidarın geri almayı hedeflediği şehirlerde muhalefetin toplam oyu iktidarın önündedir. Bundan dolayı da iktidarın bu durumu tersine çevirmek için muhalif blokları hedefleyen bir stratejiyi devreye soktuğu anlaşılmaktadır. İktidar, büyük zorlukla “kazandığı” seçim sonrasında stratejisini muhalefeti dağıtmak, farklı muhalif kesimlerin yan yana gelmesini engellemek üzerine kurduğu anlaşılıyor.

Bu stratejinin en öncelikli hedefi ise, kuşkusuz, Kürtler ile demokratik siyasettir. Son seçim bir kez daha göstermiştir ki,  Kürt coğrafyası onca baskıya, onca manipülasyona rağmen iktidarın karşısındaki en dinamik, en örgütlü, en direngen güç olmayı sürdürmektedir. Kendisine 2019 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok yerde büyük bir hezimet yaşatan gücün Kürt siyasi aklı oluğunu bir an olsun aklından çıkarmayan iktidar Kürtler, Kürt siyaseti ve Kürt sosyolojisi ve onun ana omurgasını oluşturduğu muhalif blok karşısında çok katmanlı ve çok boyutlu bir stratejiyi devreye koymuştur. İktidar, bir yandan her zaman yaptığı gibi, baskı, tutuklama ve benzeri zor araçlarını kullanarak bu bloğu oluşturan bileşen parti ve çevreleri çalışamaz hale getirmeyi amaçlamaktadır. Hedef barış ve demokrasi güçlerinin yerel seçimlere örgütsel olarak güçsüz bir şekilde girmesidir.

Bununla birlikte, devrede olan sadece baskı ve zor aygıtı değildir. Her tür ideolojik aygıt da devreye sokulmuş durumdadır. Hemen seçimlerin ardından seçimlerde alınan sonuçları bahane yapan kimi kesimler eliyle iktidar, özellikle HDP ve YSP içinde demokratik siyaseti bugünlere getiren temel değerleri tartışmaya açarak Kürt siyasi aklını stratejik olarak rotasından saptırmayı amaçlamaktadır. Özellikle halk içindeki haklı eleştirileri kaşıyarak, demokratik siyaset içinde suni bir “Türk”, Kürt” ayrımı yaratmak, mücadelenin Kurdistanî boyutu ile Türkiyeli barış ve demokrasi güçleri ile yan yana gelişi bir birini dışlayan stratejiler gibi gösterme bu saptırma çabalarının en önelmi gündemleridir. Bunu amaçlayanlar, iktidarın en büyük rahatsızlık kaynağı olan Kürt siyasi aklının tüm coğrafyanın demokrasi, özgürlük ve adalet mücadelesine öncülük yapan bir konumdan çıkartılarak dar bir milliyetçi sınır içine hapsedilmesini istemektedir. Son seçimlerdeki taktik hatalar bahane edilerek, stratejik bir sapma dayatılmaktadır. Coğrafya halklarını, farklı inançları, kadın mücadelesini, gençlik mücadelesini, emek mücadelesini, LGBTİ+’ların mücadelesini, bu mücadele alanları arasında herhangi bir hiyerarşik ilişkilenme kurmadan bir araya getirmeyi amaçlayan radikal demokrasi mücadele ekseni ortadan kaldırılmak istenmektedir.

Bu stratejik yönelimin bir diğer boyutu ise, aslında yukarıda belirtilen hususun da bir devamı olarak, özellikle Hüdapar eliyle yurtsever kimliğinden arındırılmış, kendi değerlerine yabancılaştırılmış ve iktidara bağlı yeni bir Kürt sosyolojisi yaratmaktır. Ve bu şekilde de ne yaparsa yapsın bir türlü nüfuz etmeyi başaramadığı Kürt coğrafyasında seçimlerde başarı elde etmenin hesaplarını yapmaktadır.

Öyle ise ilk önce şunu belirtelim ki, bu sözler son seçimde yapılan çok büyük yanlışlar tartışılmasın, bunu gündeme getirenler iktidara hizmet etmektedir anlamına gelmemektedir. Tersine, doğru mecralarda yapılmak koşuluyla, süreç en sert eleştiri ve özeleştiriyi, gerçek bir hesap alma ve hesap vermeyi zorunlu kılmaktadır. Dolayısıyla da iktidarın yaptıkları ve yapmayı hedefledikleri karşısında yapılması gerekenler için “Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok” aslında. Demokratik siyaseti bugünlere getiren kuruluş değerlerine, gerçek bir eleştirisi ve öz eleştirisi üzerinden dönmektir. İktidarın kendine bağlı kesimler araçlığıyla Kürt siyasetine kurduğu tuzaklara düşmeden, pratikteki tüm hata ve yetmezliklere rağmen iktidara en büyük kaybettiren radikal demokrasi mücadelesi hattını derinleştirmektir. Özellikle yaklaşmakta olan yerel seçimlerle birlikte, yeni bir toplum inşasını, bunun yöntem ve kurumlarını en önemli gündem maddemiz haline getirmektir.

Ama en önemlisi de, tüm bu süreçleri şeffaf ve hakların her aşamasına etkin katılımını sağlayarak yürütmektir.  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.