Görgüsüz “jet sosyete...” 

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • “Jetgiller"den olmanın da bir raconu vardı. Önce dilenci değil, her yerinden dolar akan olmak gerekti. Sonra, ortalıkta dolanıp iş arayan Mafya tetikçisi veya seri katil gibi “öldürdüğü Kürt sayısı”, yakıp yıktıları “bajar u avahi” ile övünmemek gerekti.

“Sonradan görme”nin “şatafatı”, yazık ki insanı “vezir” etmiyor, rezil ediyor. Mesela, 1950-1960’lar dünyasının bir yüzü, “görgüsüzlerin şatafat çağı”,  “Jet Sosyete” devranıydı. 

Hollywood yıldızları avcısı İsmailiye tarikatının reisi Ali Han, “pexas”lıktan gelip, Hollywood yıldızlarına özenen Filipinler diktatörü Marcos’un eşi İmelda, derin yoksulluktan gelme ve ünlülere düşkünlüğünü Amerikan Başkanı merhum Kennedy’nin dul eşi Jacqueline Kennedy ile evliğe vardıran armatör Onasis “Jet sosyetesi”nin en ünlü üyelerindendi. 

İran Şahı Reza Pehlevi ile Prensesleri Süreyya ve Farah Diba ile petrol kuyularının maliki Arap Kral, Emir ve şeyhleri “Jetgillerin” yüksek tabakasındandı.  

Günün “Jetgiller” katının heveslisi Recep Tayyip’i temaşa ediyoruz. “Ih!”, onlara oranla “pine” (yama) bile olamıyor.  Çünkü para yok, pula kurşun atıyor. Kürt Memed’i ortalığa salmış, sadaka ister gibi, Kürtleri kırmaya harcayacak borç para arıyor

Mesela, Jetgillerden Şah ile Krallar, kapı kapı dolaşan dilenci değildi. Sadaka jetlerle de uçmuyorlardı. “İtibar beş para değil”, çok dolar olduğu için, Amerikan Başkan’ıyla çat kapı hallerdeydi. 

Bir de şu manzaraya bakın: 

Dünyanın yedi zengin ülke temsilcileri, İtalya’da “halvet” hallerdeydi. Hayatın adap, görgü merdivenlerini atlayarak, “pexas” çıkıp gelmiş, punduna getirip “Türk”lerin tepesine çökmüş, onların sırtında Saraylı olmuş ve harcamaları, götürdükleriyle “nan”a, çöplükte kemik kırıntısı aramaya mahkum etmiş Recep de, yanında eski kelle avcısı Kürt devşirmesi Hakan’ı, oralarda dolanıyor, Amerika’nın yolunu kolluyordu. Sonra nasıl sızdı bilinmez, bir baktık ki, Başkan’ının yanında oturmuş, bizlere gülümsüyor, “şekilde görüldüğü gibi bütün bu benim” dercesine. Hakan da kafasını uzatmıştı, “beni de görün” diye...

Sonra, İtalyan medyasından öğrendik. Recep Amerika Başkanı’yla fotoğrafta görünmek için, bir otelin 15 odasını kapatmış. Ama zenginlerle olamadığı oteli beğenmemiş, beğenmeye kalkışmış... 

Oysa “Jetgiller"den olmanın da bir raconu vardı. Önce dilenci değil, her yerinden dolar akan olmak gerekti. Sonra, ortalıkta dolanıp iş arayan Mafya tetikçisi veya seri katil gibi “öldürdüğü Kürt sayısı”, yakıp yıktıları “bajar u avahi” ile övünmemek gerekti. Ülke, toprak hırsızı işgalci, kiralık katiller, tecavüzcü ve hırsızlarla iş tutmamak...

Ve mesela, “Jetgiller”den Şah veya kralların kadınları, alış veriş için gidip “Brüksel’de Süper Mağaza” kapatmıyor, halkı açken çıkışta koluna taktığı milyonluk çanta ile poz vermiyorlardı. Alış-veriş ayaklarına geliyordu.

Kıyaslama olmasın, ama “Jet sosyete çağının Kralları” seyahatlerinde, bir otelin on beş odasını değil, tümünü kapatıyorlardı. 

Mesela İran Şahı Pehlevi, hiç bir kurban bayramında, halkını sevindirmek için, “Kürtleri son ferdine kadar öldüreceğiz” deme vaadinde bulunmadı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.