Lozan ve iki yüzlü dinciler

Ahmet TURHALLI yazdı —

  • Kendine İslamcıyım diyenler, batının bu antlaşmasını olduğu gibi kabul etmiş ve bu antlaşmanın din adına bekçiliğini şimdiye kadar sürdürmektedirler.   
  • Kürtlerin kahraman çocukları ve onların mücadelesi Lozan’ı amelde çöpe atmıştır. Lozan hükümsüzdür ve siz Türk İslam sentezcilerin ayetler gibi savunduğu bu antlaşma miadını doldurmuştur. 

24 Temmuz 1923’te imzalanan bu antlaşma ile ülkemiz Kurdistan uluslararası güçler tarafından dörde bölünmüş, kendilerinin kapı muhafızları olan ve daha önce altyapısı bu güçler tarafından oluşturulan, Jön Türkler, İttihat Terakkici katiller ile Arap ve Farslara kutsal ülkemiz Kurdistan hediye edilmiştir. İnsanlığın beşiği olan Kurdistan’da yaşayan Kürt milleti başta olmak üzere, bu coğrafyada yaşayan diller, kültürler, dinler mezhepler yok edilerek tek tip insan oluşturma projesinin de startı verilmiştir. Kemalist sistem on beş bin yıllık bir tarihe sahip olan Kürt milletini, tarihini ve kültürünü yok etme vazifesini üstlenmiştir. Kurdistan’da yaşayan bütün milletler uluslararası emperyalistlerin onayı ile yok sayılmışlardır. Bu antlaşma ile birlikte Kurdistan ve Anadolu’da zora dayalı bir sahte Türklük oluşturularak Kürtler başta olmak üzere, coğrafyamız adeta cehenneme çevrilmiştir. 

Bu antlaşma ile uluslararası güçler Ortadoğu’da oluşturmak istedikleri yeni sistemi, Kemalistlerin rehberliğinde inşa etmeye başlamışlardır.

Kendine İslamcıyım diyenler, batının bu antlaşmasını olduğu gibi kabul etmiş ve bu antlaşmanın din adına bekçiliğini şimdiye kadar sürdürmektedirler.   

Allah’ın kitabını, dinini ve peygamberini savunduklarını söyleyen Türk İslamcılar, Lozan’da batılı güçlerin çizmiş oldukları bu coğrafyayı, Kur’an ayetlerinden daha fazla savunmakta ve başka milletlerin vatanlarını işgal etmeyi kendilerine hak görmekteler.

Kurdistan coğrafyası kendi milleti ile birlikte on binlerce yıldır mevcuttur. Asya steplerinden gelerek burayı kılıç zoruyla işgal edenler, İslam coğrafyası ve Balkanlar’dan sökülüp atıldıktan sonra, batılı emperyalistlerin kendilerine bekçilik vazifesi vererek Kurdistan’ın ve Anadolu milletlerinin başına bilerek ve isteyerek bela etmişlerdir. Kendine Müslümanım diyenlerin ölçüleri Kur’an ve İslam olması gerekirken, 1924’ten beridir, asıl ölçüleri Kemalizm’in kendilerine gösterdikleri “vatan millet Sakarya” olmuştur. Kemalizm Türk İslam sentezinin ölçülerini belirlerken, Kemalizm’in ölçülerini, coğrafyasının sınırlarını, oturdukları sandalyeleri, askerlerin şapkalarını dahi bahsi geçen batılı güçler belirlemektedirler. 

Utanmadan sıkılmadan, tarihe karşı yalanlar uydurarak, “tam bağımsız Türkiye, kurtarılmış Türkiye” diye tarih kitaplarına yazılar yazdırmaktalar. Türkiye coğrafyasının sınır kazıklarını dahi bu anlaşmaya göre batılı devletler dikmiş ve Kemalist sistemi de buraya bekçi olarak bırakmışlardır. Dikkat edilirse Türkiye’de ki rejimler hangi suçu işlerlerse işlesinler, batılı emperyalist güçler asla onlardan vaz geçmemekteler. Erdoğan şahsında ortaya çıkan sonuçlara hepimiz ve tarih tanıklık etmektedir. Türk rejimlerinin yaptıklarını başka rejimler yapmış olsalardı, şimdi uluslararası adalet divanında yargılanmış ve en ağır cezalara çarptırılmışlardı. Batı için Kemalist rejim altın yumurtlayan tavuk gibidir. Her istediklerine koşan ve asla onların emrinden çıkmayan bir yapıdır. Başta Kıbrıs olmak üzere, Rojava’nın işgali de batının istemi ve planlaması ile gerçekleşmiştir. 

Batının emir eri olan bu sistem, ne yazıktır ki kendine Müslümanım diyen kesimlerin de baş tacı olmuş durumdadır. 

Türkiye coğrafyasını çizen batılıların çizdiği sınırları dokunulmaz kabul eden Müslümanlar, Kürtlerin hak talebini küfür ve terörizm ile izah etmektedirler.

Bre gafiller! Sizlerin gavur deyip kendinizi avuttuğunuz ve düşman diye bağırıp çağırdığınız batılılar bu coğrafyayı çizerek sizleri bekçi ilan ettiler. Karşı olduğunuz gavurların kapı kullarısınız, onların dediklerinden asla çıkmıyorsunuz. Onların kararları sizler için Kur’an ve İslam dan daha önce gelmektedir. 

Hiç düşündünüz mü, neden batılı emperyalist güçler sizleri kulüplerinden atmıyor? Neden on beş bin yıllık Kürtleri ve Kurdistan’ı kendi kulüplerine dahil etmiyor? 

Kürt milleti asildir, derin ve güçlü bir kültüre sahiptir, hafızası insanlık tarihi ile eşittir, adildir, hakikatten kopmaz!

Hakikat gümbür, gümbür gelmektedir. Kürtlerin kahraman çocukları ve onların mücadelesi Lozan’ı amelde çöpe atmıştır. Lozan hükümsüzdür ve siz Türk İslam sentezcilerin ayetler gibi savunduğu bu antlaşma miadını doldurmuştur. 

Şimdi herkesin hak ve hukukuna kavuşma zamanı. Cin şişeden çıkmıştır, bir daha bütün dünya bir araya gelse onu şişeye koyamayacaktır.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.