Van darbesi ve Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğü
Cafer TAR yazdı —
- On binlerce insanın aynı gün büyük bir heyecan ve sabırla Kürt Halk Önderi’nin mesajını beklediği koşullarda Van Belediyesi’ni gasp etmek, her şeyden önce Kürt Halkı ve Önderi arasına bir mesafe koyma, aynı zamanda O’nun iradesinin Kürt toplumundaki karşılığını sınama girişimidir.
Gerçekten Türkiye’de herkesin sabrını zorlayan şeyler oluyor; bunların bir kısmı tarihten günümüze devam eden problemlerin devamı, fakat diğer ve belki de daha önemli kısmı Erdoğan’ın kendi iktidarını her şeyin üzerine koyan tutumu…
Erdoğan gerçekten de çok uzun bir süredir iktidara tutunabilmek için bütün Türkiye halklarına çok ağır bedeller ödetti. Ancak son birkaç ayda yaptıkları ile Türkiye’de yaşayan her milletten, genç yaşlı birçok insana çok ağır bedeller ödetecek.
Öyle ki bir süre sonra bırakın sadece Kürtler/Türkler, Aleviler/Sünniler gibi toplumsal fay hatlarının üzerinde oturan insanlar değil, bizzat rafine Türkler kendilerine benzemeyen diğer Türklerle yaşayamayacak hale gelecek.
Erdoğan toplumu sürekli parçalayarak iktidarını güvenceye almaya çalışırken aslında sürekli ortak yaşamın temeline dinamit koyuyor. Aynı ülkede yaşayan insanlar birbirine inanılmaz yabancılaşıyorlar.
Tam da bu noktada Kürtlerin Türkiye’deki kolektif yaşama özgür iradeleri ile katılımı çok önemli ve Erdoğan yönetimindeki Türk devletinin uygulamaları ile her geçen gün daha imkânsız hale geliyor.
Türk egemen sınıflarının uzun bir süredir devam ettirdikleri tarihler ve semboller üzerinden topluma mesaj verme geleneği var. Erdoğan da bu uğursuz geleneği sürdüren liderlerden birisi.
Türkiye’deki rejim önceden takvimi hazırlanmış bir programla Van Belediyesi’ni gasp etti, fakat söz konusu gaspın özellikle Kürt Halk Önderi’nin Türkiye’ye teslim edildiği güne denk getirilmesi özel olarak Kürt halkına ve siyasetçilerine bir mesajdır.
Özellikle Van Belediyesi’nin gaspının uzun bir süredir ağır tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi’nden bütün bölge halklarının kördüğüm olmuş sorunların çözümü konusunda mesaj beklediği koşullarda Van Belediyesi’nin gasp edilmesi büyük bir ciddiyetsizliktir. Bütün bu olaylar Kürtlerin ortak yaşam arayışının sınırlarını zorlamaktadır.
On binlerce insanın aynı gün büyük bir heyecan ve sabırla Kürt Halk Önderi’nin mesajını beklediği koşullarda Van Belediyesi’ni gasp etmek, her şeyden önce Kürt Halkı ve Önderi arasına bir mesafe koyma, aynı zamanda O’nun iradesinin Kürt toplumundaki karşılığını sınama girişimidir.
Dünyanın her yerinde insanların Kürt Halk Önderi’nden gelecek özgür birliktelik, sürekli barış beklentilerini yükselttiği koşullarda, tam da ondan muhtemelen barış mesajının beklendiği bu önemli günde halkın iradesini gasp etmek, bu ülkede yaşayan insanların ortak yaşam iradesine büyük bir darbedir.
Gerçekten de ortalama bir Kürt ortak yaşama olan inancını önemli ölçüde yitirmek üzeredir. Bir parça eğer ortak yaşam isteği, iradesi varsa o da Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt Halk Önderi’nin özel çabaları sonucudur.
Fakat bunun da bir sonu var. Kürt Sorunu sadece bugünün sorunu değil, yüz yıldan uzun bir süredir bu topraklarda Kürtler büyük zorluklar yaşadılar. Kürtlerin yaşadıkları sorunlar sadece onları mağdur etmedi, Türkiye toplumu da bundan çok mağdur oldu.
Daha fazla vergi verdi, daha az hizmet aldı. Çocuklarını sınır içinde ve ötesinde yaşayan çatışmalarda kaybetti. Birçok gözlemci son kırk yılda çatışmalarda toplam 500 milyar dolar kadar maddi kayıp olduğu söylüyor. Buna toplumsal kayıpları da eklerseniz, elli yıllık savaşın ne kadar yıkıcı sonuçlar ürettiğini daha net görmüş oluruz.
Türk devletini yönetenler bu sorun bir yüz daha sürsün, binlerce insan evini, işini, ailesini kaybetsin mi istiyorlar?
Devlet ne yapmak istiyor? Kürtlerin özgürlük inancını ve umutlarını mı kırmak istiyor?
Bütün bu çabalar beyhude. Kürtlerin artık başka seçenekleri de var. Eskiden Kürtler yerel devletlerle muhataptı. Şimdi ise Kürtlerin dünyanın geri kalanı ile aracısız; askeri, politik ilişkileri var.
Devleti yönetenler tarihin tam da bu noktasında sorunlara her zamankinden daha ciddi yaklaşmalıdır; aksi sadece bu coğrafyada barış içinde yaşamak sadece Kürtler için değil. bütün bölge halkları için çok zor olur.