15 Ağustos’un 40. yıldönümü

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Kurdistan devrimi, 40 yıl sürekliliğiyle bölgede devrim ocağı işlevini gördü. Rojava devrimine yol açtı, Rojhilat’da önemli güç haline geldi. Kürt halkını halkların ileriye doğru hareketinin öncüsü seviyesine yükseltti.

15 Ağustos’un 40. yıldönümü.

Sömürgeci boyunduruğa karşı ulusal özgürlük devrimleri, geçen yüzyıl boyunca iki başlıca deneyim gösterdiler.

Birincisi, devrimler karşı devrimle süreklileşen silahlı mücadeleyle geliştiler. Bunun nedenleri sömürge ulusların legal barışçı mücadele imkanlarının yokluğu ve emperyalist ve yerel sömürgeciliğe karşı dünya çapındaki mücadele dalgalarıydı. Sömürgeciliğe karşı mücadeleyi yerel olmaktan dünya çapında devrim dalgalarına dönüşmesinin yolunu açan proleter devrimler, sosyalizm için mücadele oldu.

İkincisi, sömürge uluslar ezici çoğunluğuyla köylü uluslardı. Bu nedenle de kırsal gerilla hareketini yükselterek ve uzun süreli devrimci savaş stratejisiyle zaferler kazandılar.

Kurdistan devrimi bu iki deneyimi de yaşadı.

Daha önemlisi, 1990 dönemecinde, sosyalizmin yıkılışının emperyalist kapitalizme kazandırdığı ideolojik-siyasi hegemonya dezavantajına rağmen kendisini sürdürebildi. Hatta ABD liderliğindeki emperyalizmin ölçüsüz askeri üstünlükle sömürgeci müttefiklerini desteklemesine rağmen sürdürebildi.

Emperyalizmin desteğindeki çokuluslu sömürgeci sistemde reformsuzluk katılığı daha fazla. Güney Afrika Apartheid, İsrail siyonist sömürgeciliği ve Sri Lanka ilhakçılığı bunun çarpıcı örnekleri. Türk burjuvazisinin sömürgeciliği örnekler içinde yerini aldı.

Filistinli örgütlerin sömürgeci halkla birleşik mücadeleyi reddetmelerinin aksine Kurdistan Özgürlük Hareketi (KÖH) birleşik mücadeleyi gerekli gördü. Sömürgeci ülkenin demokratikleştirilmesi ortak amacını izlemekten kaçınmadı. Kaba ulusalcılığın dar görüşlü itirazlarını bir yana itmekle halklardan destek de aldı. Bu niteliğiyle enternasyonal alanda sempati ve destek toplayabildi.

Sömürgeci burjuvazi, generallerinden Erdoğan ve Bahçeli’sine varan her her türden temsilcisiyle, Kurdistan devrimini içeride ve dışarıda hep ezmek istedi. Erdoğan faşizmi, İsrail sömürgecilerinin yaptığına benzer biçimde diyalog masasını yeniden soykırımcı saldırı hazırlığı için kullandı.

Erdoğan-Bahçeli çetesi, NATO ve ABD destek ve silahlarıyla Kurdistan devrimine soykırımcı ve işgalci savaşlarla saldırıyor. Bölgenin Kurdistan sömürgecisi devletlerini, devrime karşı savaşında birleştirmek istiyor. Suriye ve Irak’ta işgalciliği sürdürürken şimdi de Kurdistan devrimine karşı birleşik sömürgeci savaşla sonuç almaya girişiyor. İsrail’in Filistinlilere soykırımını bölgesel savaşa dönüştürme uğursuz çabasından fırsat kollayarak, Güney Kurdistan’ı askeri işgali altında kalıcı olarak almayı, bu yolla Medya Savunma Alanları’nı gaspetmeyi hedefliyor.

Kurdistan devrimi, 40 yıl sürekliliğiyle bölgede devrim ocağı işlevini gördü. Rojava devrimine yol açtı, Rojhilat’da önemli güç haline geldi. Emperyalistlerin, Türk sömürgeciliği ve İsrail’in önde olduğu bölge gericilerinin, yayılmacı işgaller, milliyetçi ve dinsel boğazlaşmalarla kan banyosuna dönüştürdüğü bölgede Kürt halkını halkların ileriye doğru hareketinin öncüsü seviyesine yükseltti.

Türkiye ve Kurdistan birleşik devrimi için de bölge halkları açısından da tek bir halkın yalnız başına uzun süre öncü olarak kalması, karşı devrimin yararlanacağı asimetrik güç eşitsizliğidir. 

Bunun giderilmesi gereken ağır sonuçlarını yaşıyoruz. Türkiye sömürgecileri Türk halkını Kürt düşmanı şovenizmin baskın etkisi altına alabildiler. Diğerleri dinsel, mezhepsel ve milliyetçi boğazlaşmaya halkları çekerek iktidarlarını korumaya, emperyalistler nezdinde itibar kazanan işbirlikçiler katına yükselmeye çalışıyor.

Demokratik, sosyalist ve anti emperyalist amaçlı mücadelelere halkların seferberliği bu yolla engellenebiliyor.

Bu engeli aşacak mücadeleler geliştirmek, Türkiye ve bölge ülkeleri işçi sınıfı ve emekçilerinin omuzlarında. Komünist, devrimci ve demokratik güçler, Erdoğan-Bahçeli çetesinin İsrail soykırımcılığından cesaret alarak soykırımcı ve işgalci savaşı yoğunlaştırmaları karşısında, özellikle işçi kentleri ve Batı’da kitlesel eylemlilikleri ısrarla örerek, örgütlü güç birikimini büyüterek, faşizmi yenilgiye uğratmaya yoğunlaşmaları gerekir. Şimdi artık kentli halklar dönemi.

Türkiye ve diğer ülke halklarının, şovenist ve dinsel faşizme, yoksullaşma ve açlık intiharlarına, bir avuç tekelcinin yağmacılığına mahkum olmayı reddetmelerinin zamanı. Toplumsal kurtuluş bayrağını ellerine almalarının ve Kurdistan devrimiyle enternasyonalist ve özgürlükçü birliği yükseltmelerinin zamanı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.