Ateş Lübnan’a sıçradı
Ziya ULUSOY yazdı —
- İsrail şimdi Litani ırmağı güneyindeki köyleri savaş tehciriyle boşaltmayı ve bu yolla Lübnan halkına “dehşet saçarak” teslimiyet dayatmayı hedefliyor. Bu amaçla savaşı Lübnan’da tırmandırıyor.
Netanyahu çetesi, Gazze halkını soykırıma uğrattıktan ve Gazze’yi yıkıntıya dönüştürdükten sonra, savaşın yönünü kuzeye, Lübnan’a çevirdi.
İsrail işgallerine karşı direnişin öncüsü, 1982’de Lübnan Komünist Partisi iken, 2000 ve 2006 savaşlarında Hizbullah öncülüğü ele geçirdi.Şii İslami bir hareket olarak Lübnan yurtseverliğinde öne çıktı.
Netanyahu faşist çetesi, sınırlanmış da olsa diğer siyonist klikten ve ABD-İngiliz (ve AB) emperyalist ittifakından destek alarak savaşı gidebileceği yere kadar sürdürmek istiyor.
İsrail sömürgeci faşizmi, Gazze’de ateşkes görüşmelerini, Lübnan’a savaş hazırlığının Biden’ın yardımıyla örtüsü, aldatıcı bir tuzağı olarak kullandı. Hizbullah’ın beklemediği hedefli savaş bombardımanıyla komutanlarını, kadro ve taraftarlarını ve liderini katletti. Yanısıra Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin Lübnan’daki 3 liderini ve Hamas temsilcisini öldürdü.
Şimdi Litani ırmağı güneyindeki köyleri savaş tehciriyle boşaltmayı ve Hizbullah’ın destek kitlesinin yoğun olduğu alanları bombardımanla katliamlara ve yıkıma kısmen de olsa uğratmayı, bu yolla Lübnan halkına “dehşet saçarak” teslimiyet dayatmayı (Erdoğan da bu stratejiyi 2015’te Kürdistan’da uyguladı) hedefliyor.
Bu amaçla savaşı Lübnan’da tırmandırıyor.
Faşist siyonist çete, kara savaşına da girişmeyi göze alarak, bu hedefine varıncaya değin savaşı sürdürecek görünüyor. ABD-İngiliz ve AB emperyalist yönetimlerinin desteğini almış durumda.
Netanyahu çetesi yönetiminde siyonist savaş makinası, Batılı emperyalizmin, bölge hakimiyetinin sömürgeci aygıtı işlevini kanlı ve soykırımcı tarzda gerçekleştiriyor.
Batı ve İsrail savaş sanayisinin asimetrik üstün tekniğe sahip ölümcül silahlarının avantajını kullanıyor.
Silahsız sivil halkı öncelikle soykırımdan geçirme (Gazze), sivil halk ile direnen örgüt yönetici ve kadrolarını birlikte imha (İsrail, Gazze ve Lübnan’da, Erdoğan ise Kürdistan’da), Arap halklarına “dehşetle korku”, savaş alanlarında “kitlesel imha”yla teslimiyet stratejisi izliyor.
Sonuçta, örgütleri direnemez duruma düşürmeyi, İran, Suriye gibi rejimlerine boyun eğdirmeyi, diğer Arap devlet yönetimlerini ise ABD/Batı emperyalizminin hakimiyetinin dayanakları olarak İsrail’le kalıcı ittifaka girmelerini amaçlıyor.
Hizbullah, ateşkes görüşmeleri tuzağına düşerek, İran’ın savaşı tırmandırmaması telkinine uyarak, İsrail’in kendisinin genel siyasi- askeri kurmayının imha etmesine tedbirsiz yakalandı. Sayısız kadrosunun önceden savaş dışı düşürülmesine uğradı. Eldeki kadro ve silahlarla mutlaka direnecek. Eğer elindeki İran ve Rus yapımı füze/roket stoku imha olmamışsa, İsrail’e 2006’dakine benzer büyük kayıplar verdirecek.
İran mollaları savaşın kendi topraklarına sıçramasını önleyecek “sınırlı karşılık”la yetinecek.
Netanyahu faşist çetesi, emperyalist destekçilerini tam savaş kapasitesini kullanmaya zorlayarak İran’a saldırtmayı istemesine rağmen, İran ve Batı emperyalizminin daha büyük savaşa ihtiyatlılıkları nedeniyle, muhtemelen İran’a sınırlı/seyrek hava saldırılarıyla yetinmek zorunda kalacak.
İsrail siyonizmi, askeri ölümcül başarısına ve Lübnan ile Filistin halkında muhtemelen oluşacak çekingenliğe rağmen, Arap halkları başta olmak üzere, bölge ve dünya halkları nezdinde siyaseten geri dönülmeyecek tarzda kaybedecek. “Antisemitizm bahanesi”sini kullanarak suçlarına sağladığı tarafsızlık sona erecek.
Batılı emperyalizm, İsrail’in soykırımcı savaşını vargücüyle destekleyerek, faşizmi iktidara getirme kapısını açarak hazırlandığı emperyalist paylaşım savaşına giderken, “demokrasi” demagojisi silahını kaybedecek.
Erdoğan, Gazze ve Hamas için sahte gözyaşı dökmeyle, Lübnan ve Hizbullah için bir iki lafla yetinerek ama bu yolla kitle desteği alırken savaş makinasını ölümcül seferler için hazırlıyor. Netanyahu’nun destek savaş gücü ABD-İngiliz savaş uçakları gemileriyle ortak tatbikat yaparak aynı emperyalist savaş şemsiyesi altına giriyor, Netanyahu gibi kuralsız savaşı tırmandırmayı kurt sabırsızlığı/fırsatçılığıyla planlıyor.
Emperyalist ve bölge burjuva devletleri savaş ve faşizmi istiyor, işçi sınıfı ve halklar barış ve özgürlük mücadelesini yükselterek sosyalizmi istemeli. Bu yolla da güç kazanarak, faşizmi, emperyalist ve bölge yayılmacı savaşlarını sona erdirecek tutarlı kuvvet oluşturabilsin.