Soykırım ve rehine genel grevi

Ziya ULUSOY yazdı —

  • İsrailli rehinelerin hayatı, tümü rehine olan Filistin halkının hayatından daha mı kıymetli? Rehineler için eylem yapan İsrail halkı ve işçileri, İsrail’in soykırımcılığına karşı neden eylem yapmıyor? Bu sorular haklı ve sömürgeciliğin İsrail işçi sınıfı kitlelerini de arkasına bağlayan etkisine duyulan tepkinin ifadesi.

İsrail’de “rehinelerin kurtarılması için anlaşma yapılsın” talebi, rehine ailelerini aşarak, işçi sendika konfederasyonu Histadrut’un 2 Eylül genel grevine ve yüzbinlerin gösterisine yolaçtı.

Rehine aileleri, Histadrut sendikacıları, küçük burjuva liberalleri ve işçi sınıfının aristokratik kesimi, burjuvazinin ve siyonizmin “liberal” kanadının destekçileri. Geçmişte İşçi Partisi’ni destekliyorlardı, bugün de muhtemelen daha sağa kayan ama Netanyahu, Smotrich, Ben-Gvir gibi dini faşist liderlere kıyasla nispeten “ılımlı” partilerin destekçileri.

İsrailli rehinelerin hayatı, tümü rehine olan Filistin halkının hayatından daha mı kıymetli?

Rehineler için eylem yapan İsrail halkı ve işçileri, İsrail’in soykırımcılığına karşı neden eylem yapmıyor?

Bu sorular haklı ve sömürgeciliğin İsrail işçi sınıfı kitlelerini de arkasına bağlayan etkisine duyulan tepkinin ifadesi.

Fakat, sömürgeci ulustan halkın, özellikle işçi sınıfının burjuvazinin savaş ve sömürgeciliğinden koparılması, destekteki kitlesel yarılmalar, hiç değilse burjuvazinin en savaşçı faşist kesimlerinin en keyfice saldırganlığını frenleme bakımından önemlidir. Ayrıca geçen kitleler, mücadele içinde değişimin fikirlerini daha hızlı benimserler.

Filistinli bütün örgütler, İslamcısından devrimcisine, İsrail siyonizminin ancak dışarıdan güçle yıkılabileceğini, iç sınıf mücadelesinin gelişmeyeceğini, kendilerini ikna edecek argümanlarla savunuyor ve vurguluyorlar.

Güncelde, burjuva liberalizminden ırkçı faşizme doğru egemen sınıf partilerinde gelişen eğilimin, İsrail işçi ve halk kitlelerini genişçe etkilemesi, bu argümanı güçlendiriyor.

Fakat yine de bu görüş yanlış ve ezilen ulus ve halklardaki haklı ama hatalı tepkiden doğan bir dogma.

İsrail halkı, 7 Ekim Aksa Tufanı eylemi öncesi, Netanyahu ve çetesinin, İsrail halkına üzerinde rejimi faşistleştirmesine karşı aylarca süren kitlesel eylemler içindeydi. Filistin örgütleri, bu direnişin sonucunu almayı pek önemsemediler. Netanyahu çetesi, 7 Ekim’de sivillerin de öldürülenler ve rehin alınanlar içinde varolmalarını savaş kudurganlığını yükseltmede ve kendisine karşı olan kitleleri savaş destekçiliğine çekmede kullandı. Geçici de olsa sonuç aldı. Aparthed sömürgeciliğine desteği yükseltti.

Soykırımcı savaşta Netanyahu ve koalisyonunun “rehineler o kadar da önemli değil” tavrını takınmasına karşı sosyal şoven kitleden tepki yükselmeye başladığına göre, bunun örtük olarak iki nedenden de beslendiğini varsaymak yanlış olmaz. İsrail’in siyaseten dünya halklarının nezdinde saygınlığını tamamen yitirmesi ve içte genişlemiş desteğini İsrail halkına karşı faşist rejimi inşada kullanacağı endişesi!

Bu nedenlerle başlayan ama pankartına “rehinelerin kurtarılması için anlaşma” talebini yazan İsrail halkının eylem ve genel grevi, muhtemelen önümüzdeki süreçte yeni eylemlerle ve soykırımcı savaşın sona erdirilmesini doğrudan talep etmeyle sürecek.

Bu ihtimal gerçekleşirse, Gazze soykırımını durdurmada öne geçen rol oynayacak ve sömürgeci uluslardan halkları etkileyen örnek olacak. İsrail savaş makinasınının dümenindeki ABD ve İngiltere emperyalizmine karşı, o ülke halkları ve göçmenlerinin, İsrail’deki eylemden cesaretlenerek kitlesel eylemlerini yeniden yükseltebileceklerini söyleyebiliriz.

Türkiye’de Erdoğan-Bahçeli çetesine ve Kürt düşmanı kirli/işgalci savaşa karşı, zayıf taleplerle de olsa işçi sınıfı ve Türk halkı, genel grev/direnişe geçecek olsa, süreç içinde doğrudan anti-şovenizmi güçlü talepleri yükseltmeye doğru, faşizmi yıkacak talepleri benimsemeye doğru değişir.

Sömürgeci ulustan halklar, kirli/işgalci savaşlara karşı çıkarak da, güncel kısmi talepleriyle savaş ortamında eylemlerini yükselterek de, her iki biçimiyle şovenist destekçilikten koparak devrimci doğrultuda ilerlerler.

Sadece emperyalist büyük ülkelerde değil, kapitalist gelişmenin hızlandığı yeni sömürge çokuluslu ülkelerde de, egemen ulus halklarının mücadelelerini geliştirmek, sömürge ulusların kurtuluşunu hızlandıracaktır.

Emperyalist dünyanın savaş alevlerini yükselttiği ve faşizmi kitleler içinde yükseltmeye bu nedenle daha fazla ihtiyaç duyduğu bugünkü koşullarda, İsrail işçisi ve halkının genel grev ve gösterisi, enternasyonalist umudu büyütmeye çoban ateşi olsun!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.