Hak gaspı ve işçi direnişi

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Erdoğan faşizmi kod46’yi burjuvaziye hediye ederek tekil işçi kıyımını tazminatsız gerçekleştirme imkanı zaten vermişti. Şimdi bütün işçi sınıfını kapsayacak kısa süreli geçici sözleşme yasasıyla burjuvazinin kârı azamileştirmesi ve direnişleri kırması için keyfi saldırganlığını dayatıyor.

Erdoğan faşizmi, düğmeye bastı. Kırıntı kabilinden kalmış  işçi haklarını da tasfiye edecek yasayı hazırlıyor. “Yeni” iş kanunu, basına sızan bilgiye göre esasen iş sözleşmelerini günlük/haftalık geçiciliğe değin geriletecek. Bu yolla sermayeye işçi kıyımını kolayca yapmasını sağlayacak ve dahası kıdem tazminatı ödeme zorunluluğunu tasfiye edecek.

Erdoğan faşizmi kod46’yi burjuvaziye hediye ederek tekil işçi kıyımını tazminatsız gerçekleştirme imkanı zaten vermişti. Şimdi bütün işçi sınıfını kapsayacak kısa süreli geçici sözleşme yasasıyla burjuvazinin kârı azamileştirmesi ve direnişleri  kırması için keyfi saldırganlığını dayatıyor.

İşçi sınıfının yasal grev ve direniş hakkı yalnızca ekonomik alanda ve toplu sözleşme süreciyle sınırlı. Bununla sınırlı olan bu hakkı, geçmişte Bakanlar Kurulu, şimdi ise aynı zamanda Saray’ın kararıyla grevleri erteleme yoluyla fiilen ortadan kaldırıyor. Bu durum dikkate alındığında grev hakkı fiilen engellenen, kendisiyle ilgili yasalar yapılırken siyasi grev hakkı yasal olarak zaten gasp edilmiş işçi sınıfı, yasal yolları kullanmaktan mahrum.

Tek güvencesi olması gereken kitle ve devrimci öncü örgütlülüğü ise zayıf.

Fakat Saray faşizminin mutlak yoksullaştırmasına ve bunun sürekli ilerletilmesine tepkisi var. Bu, mücadele potansiyeli doğuruyor. Erdoğan faşizmi, muhafazakar, dini milliyetçi ve  apolitik ilgisizliği vb. geniş ölçüde hegemonyası altında uzun dönemdir birleştirmiş olmasına kibirli güveniyle, fiili ve yasa çıkararak işçi sınıfının kırıntı kabilinden kalmış haklarına bile saldırmayı göze alıyor.

Bu konuda burjuva muhalafetin Saray’la uzlaşıcılığına ve sermayeden yana tavır takınacak çizgisine güveniyor. Türk-İş ve Hak-İş’in faşizme destek olan niteliğinden güç alıyor. DİSK’in uzlaşıcılığından cesaretleniyor.

Fakat yine de devrimci örgütler dışında, Erdoğan faşizminin en çok çekindiği işçi sınıfının kitlesel eylemlerinin olası büyük bir dalgaya dönüşmesidir. Bu potansiyelin varlığını biliyor ve çekiniyor.

Saray bürokrasisi kıdem tazminatı gaspını birçok kez denedi fakat geri adım attı. Şimdi fırsat varken, gözü dönük kapitalist saldırganlığıyla yeniden gündemleştiriyor. Kıdem tazminatı gaspını ve güvencesizlik sözleşme sistemini tüm sınıfı kapsayacak ölçüde yasalaştırmak istiyor. Başaracağını umuyor da!

İşçi sınıfı, örgütsel ve devrimci deneyim zayıflığına rağmen, kitlesel olarak yoksullaştırma ve hak gaspına karşı tepkili. Bu tepkiyi mücadeleye dönüştürmek imkanı var. İmkanı mücadeleye dönüştürmek güncel devrimci görev.

Bu başarılabildiği ölçüde hem devrimci hareketin etkisi, sınıf kitlesiyle bağları gelişecek, hem de işçi sınıfı kitlesinde özgüven yükselecek.

Dahası, Erdoğan faşizminin keyfi ve kibirli saldırganlığını kıracak, faşizmle uzlaşan ve sermayeye bağlı burjuva muhalafete bel bağlamaktan, işçi sınıfının yoksul kitlelerinin faşizmin siyasal hegemonyasından kitlesel kopuş hızlanacak.

Bu olası ve gerçekleştirilmesi gereken mücadele ve sonuçlarının ön belirtisi, bu yazın artan işçi eylemleri. İşçiler,  aşırı yoksullaştırılmalarına, yüksek enflasyona rağmen asgari ücret, emekli ücretleri ile çalışan işçilere ek ücret zammı verilmemesine karşı, tekil işyerlerinde eylemleri yaygınlaştırdılar.

Uzun yılları alan sessizlik sonrası küçük üretici köylü eylemleri başladı ve yayılıyor. Bu da halk kitlelerinin mutlak yoksullaştırmaya karşı tepkisinin eylemli belirtisi.

 Tüm örgütsüzlüğe rağmen, işçi sınıfının Erdoğan faşizmi ve burjuvazinin kıdem tazminatı gaspı ve güvencesizlik girdabı  saldırganlığına karşı mücadelesi tutuşturulabilir. 

Komünist, devrimci, işçiden yana olan bütün güçler, buna işçiden yana yerel sendikacılar, temsilciler dahil, birleşik koordinasyon oluşturmalı. Yaygın işyerlerinde işçi direniş komiteleri oluşturulmalı.

Mitinglerden, fiili iş durdurmaya uzanacak biçimlerle eylemler gerçekleştirmeye girişilmeli. Başlıca hedef genel grev ve genel direniş olmalı.

Saldırıyı durdurma, Erdoğan faşizmine ve burjuvaziye geri adım attırma ve dahası şimdiden başlayan işçi kıyımını geri aldırma, ücret erimesine karşı eylemleri yükseltme burjuvaziye ve Erdoğan faşizmine dayatılmalı.

Faşizmin ve burjuvazinin hak gaspı ve güvencesizlik saldırısı ancak işçilerin ileri direniş ve saldırısıyla kırılabilir, kırılmalı.

Bu mücadele, faşizme karşı siyasi alandaki mücadelenin başlıca güç kaynağı, inşanın yeni kilometre taşı olacak.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.