Bölgesel savaş alevleri
Ziya ULUSOY yazdı —
- ABD-İsrail savaş odağı ile İran mollaları arasında vekâlet savaşı şiddetleniyor ve suikastler ile Erdoğan-Bahçeli çetesinin yönlendirmesi ihtimali olan IŞİD’in kitlesel sivil katliamları tırmanıyor.
İsrail siyonist devleti Gazze’de soykırımcı savaşı sürdürüyor ve Lübnan ile Batı Şeria’ya doğru yayıyor.
Erdoğan-Bahçeli çetesi, Gazze savaşını fırsat bilerek, Rojava’da işgali genişletmeye çalışıyor. İsrail’in Gazze’de yaptığı gibi Rojava’da yaşam altyapısını defalarca yerle bir ediyor. Sivil halkı bombalıyor. İsrail siyonizmi gibi yerleşimci sömürgeciliği uyguluyor.
Medya Savunma Alanları’nda kimyasal silah kullandığı savaşı ısrarla sürdürüyor. Emrinde yüzbini aşkın çeteyle Rojava’da suikast ve saldırılarını sürdürüyor.
Savaş kudurganlığını ve en acımasız devlet ve çete terörünü kendisi uygularken “teröristan’ı yokedeceğiz” narasıyla bütün Kurdistan bölgelerini işgal hedefini önüne koyuyor. Batılı emperyalistlere de Kürtlerin bölgenin devrimci öncü halkı olması tehlikesini karşı devrim adına savaşla tasfiye edeceğini müjdelemek istiyor. Bu yolla engel çıkarmalarını önlemek istiyor.
ABD- İngiltere emperyalist ittifakı savaş gemileriyle Siyonist savaşın yardımına koşuyor. Yemen Husilerini füzelerle vurarak savaşı Yemen’e yayıyor.
ABD-İsrail savaş odağı ile İran mollaları arasında vekâlet savaşı şiddetleniyor ve suikastler ile Erdoğan-Bahçeli çetesinin yönlendirmesi ihtimali olan IŞİD’in kitlesel sivil katliamları tırmanıyor. Mollalar Kürt bölgelerindeki sivillere füze saldırıları üzerinden mesaj veriyor ama doğrudan İsrail-ABD’yle savaşı göze alamıyor.
Mollalar ve Pakistan hükümeti, diğerinin sınırları içindeki Beluci örgütlerini bombardımanla vuruyor ve savaş gerginliğine yol açıyorlar.
Bölgede ABD-AB odağı ile Rusya-Çin ittifakı arasındaki emperyalist hakimiyet rekabeti artıyor. Geçmişte ABD’nin tek başına hakimiyetinin yerini alıyor. Bundan başta Netanyahu ve Erdoğan savaş kudurganları olmak üzere bölge gerici devletleri “kendi” çıkarları için savaş naralarını emperyalist efendilerinden iplerini kopararak yükselterek yararlanıyorlar.
Bu durum vekâlet savaşları üzerinden ve bölge devletlerinin kısmi işgalleriyle süren savaş yangınının büyümesine, savaş alevlerinin bölgeyi kaplamasına yol açabilir.
Tabii ki yükselen savaş alevleri, emperyalist paylaşım savaşını yakınlaştırıcı rol de oynar, oynuyor da.
ABD-AB bloku, her yıl tekrarladığı Avrupa’da NATO savaş tatbikatının en büyüğünü 90 bin askerle bu yıl tekrarlayacak. Rusya’ya bu yolla gözdağı vermeyi hedefliyor.
Almanya silahlanmasını tırmandırıyor.
Emperyalist ülkeler neofaşist hareketleri ve milliyetçilik dalgasını geliştirerek savaşa kitle desteğini inşa ediyorlar.
Askeri bölgesel paktları çoğaltarak savaşa hazırlanıyorlar.
Bölgedeki yükselen savaş alevleri, emperyalist ve bölgesel gerici devletler doğrudan savaşa ihtiyatlı yaklaşsalar da, savaş yangınını bütün bölgeye yayarsa, tabii ki halkların ve sömürgeci boyunduruk altındaki ulusların bundan çıkarı olmaz. Sınıf mücadelesi, ezilen Kürt ve Filistin halklarının, İran’daki ezilen halkların mücadelesi üzerine, egemen ulus halklarının savaş şovenizmiyle zehirlenmiş faşist saldırganlığı desteğinde savaş saldırganlığı boca edilir.
Denenmiş enternasyonalist devrimci politika, işçi sınıfı ve ezilenlerin, kendilerini ezen burjuva savaş kudurganlarına karşı içerde mücadeleyi yükseltmeleri ve halklar arasında barış şiarıyla savaşa karşı mücadeleyi bununla birleştirmeleridir. Eğer savaş alevleri bölgeyi kaplar ve bazı devletlerin kaybetmelerine doğru yol alınırsa bu durumu iç sınıf mücadelesiyle iktidarı hedefleyecek devrime dönüştürmek enternasyonalist denenmiş politikanın gösterdiği yoldur.
Savaş kudurganlarına karşı işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelesini yükselterek barikat örmek, barikatlardan savaş kudurganlarının krizini devrimci krize dönüştürmek, işçi sınıfı ve ezilenler için tek yararlı enternasyonalist yoldur.