Erdoğan’ın CHP’de aradığı

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Erdoğan iktidarını ve faşizmi bu kez de dıştan CHP’nin desteğini payanda ederek sürdürmeyi deneyecek. Erdoğan’ın SETA’cı tetikçileri “Irak’ta PKK’ye operasyon ilk test”, “yeni Anayasa” ve “kayyımlar”ı ilk sınav” görerek CHP’nin tavrını ölçmeyi dile getiriyorlar.

“Politikada yumuşama”, Özel-Erdoğan görüşmesi, Özel’in iktidar blokundaki dalaşta IŞİD katliamları yöneticisi/işgalin sivil valisi Yerlikaya’yı desteklemesi herkesin tartıştığı soruyu gündeme getirdi. Erdoğan-CHP işbirliğiyle yeni bir döneme mi giriliyor?

Erdoğan 31 Mart seçiminde önemli nicelikte kitle desteği kaybetti. Erdoğan zayıf konumda. Zayıflığını gidermek için elindeki araçlardan biri kitle desteğini artırarak birinci parti olan ve Erdoğan faşizmine muhalif kitleye dayanan CHP’yi politik hegemonyası altına almak.

Erdoğan pek beklemediği halde Özel kendisini Saray’a davet ettirince, bunun kendisine yarayan çıkış olduğunu hemen sezdi. Özel iktidar içi dalaşta tarafını belirtince, Erdoğan, kanlı elini kitleler nezdinde yıkamasına ve narkofaşist yüzünü olası aklamasına yarayacağını anladı ve olumlu buldu.

Emekli generallerin zindandan bırakılmaları, Cumartesi Anneleri’ne Galatasaray’a çıkmalarına bir defayla sınırlı izin gibi çok küçük çaplı tavizler karşılığında CHP’nin destek kitlesini aldatıcı manevra imkanı bulabildi.

Mali ekonomik alanda emperyalist devlet ve tekellerden gelecek sermaye akışını kolaylaştırmanın bir aracı olarak da bunu kullanmaya çalışıyor. CHP halkın yoksullaştırılmasına karşı mitinglerle muhalefet gösterse de, Saray’a elini uzattığı için Erdoğan bu muhalefetin bir rüzgar estirmeyeceği sinyalini aldı.

Erdoğan  faşizmini anayasal düzeyde güçlendirme girişimine ilişkin CHP‘nin “mevcut anayasaya uysun ki yeni anayasa yapılabilsin” mealindeki tavrının büyük bir engel oluşturmayacağı deneyimine sahip.

CHP lideri Özel, Erdoğan’la görüşmesinde parlamenter rejime veya yarı-başkanlık tarzı bir rejime geçiş pazarlığı yaptı mı, bilinmiyor. Ama Özel elini uzatma yoluyla adım adım Erdoğan’ın yumuşayacağı beklentisini taşıyor.

Erdoğan küçük çaplı tavizlerle, CHP’nin burjuva anlamda da olsa muhalefetini etkisizleştirip güçsüzleştiği bu dönemi çok zarar görmeden atlatmak istiyor.

Dahası bu kez Erdoğan burjuva fraksiyonlarla ilişkisini yumuşatarak onları etkisizleştirmeyi muhtemelen deneyecek.

Karşılığında muhalif kitleyi uzlaşmaya çekmeyi ve işgalci yeni savaş suçuna kuvvetli destek almayı hesap ediyor.

Erdoğan 2014’ten başlayarak yayılmacılığı /büyük devlet şovenizmini kitlesel dayanağının başlıca aracı olarak kullandı. Bu yolla burjuva muhalefeti de arkasına dizerek etkisizleştirdi. 2016’dan bu yana Rojava devrimi toprakları ve Kuzey Suriye’de gerçekleştirdiği işgallerde ve Pençe-Kilit işgallerinde şovenizmi İslamcı faşizmi kurumsallaştırmada işlevli kıldı. Nitekim CHP biri hariç birlik yaptığı partiler tüm savaş tezkerelerine evet oyu verdiler. Erdoğan faşizminin ayakta kalması ve güçlenmesine katkıda bulundular.

31 Mart öncesinden Erdoğan-Bahçeli çetesi Pençe-Kilit savaşını yoğunlaştırma ve Rojava’da işgali genişletme kararı almıştı. Seçimde kitle desteği kaybedince Erdoğan, “81 ilde iktidar bizde” hatırlatmasıyla durumu lehine çevirmeye, nabız yoklamaya çalıştı. Burjuva fraksiyonlar arası ortak çıkarlar “nezaketi”ni bir yana bıraktı.

Özel kendi ayağıyla Erdoğan’a gelince tetikçileri iki farklı görüşle karşıladı. Burjuva muhalefetle “yumuşama” ile Saray bürokrasisinden ve Bahçeli’den “seçimle iktidar verilmez” tehditi bir süre dalaştı. Diktatör duruma el koyarak, CHP’nin “terörizmle, bölücülükle arasına mesafe koyan tavrı”nı övdü. Oysa her ikisinin himayecisi olduğu ajitasyonunu düne değin aralıksız sürdürmüştü. Destek kaybı koşullarında CHP’nin “makama saygı” biatını nimet görerek tavır değiştirdi. Özel’in “dış politikada yüzde 85 ortak düşünüyoruz” demecinden işgalci savaşlara ilişkin tam destek alacağını anladı. Muhtemelen görüşmede planlanan savaşa destek sözü aldı.

Erdoğan aldığı/alacağı destekle savaş kudurganlığını geçekleştirmeye girişecek, bu yolla şovenizmi tırmandırarak kitlesel desteğini artırmayı, iktidarını ve faşizmi bu kez de dıştan CHP’nin desteğini payanda ederek sürdürmeyi deneyecek.

Bu, içte kirli savaşı ve bağlantılı baskıları sürdürmek demektir. Erdoğan’ın SETA’cı tetikçileri “Irak’ta PKK’ye operasyon ilk test”, “yeni Anayasa” ve “kayyımlar”ı ilk sınav” görerek CHP’nin tavrını ölçmeyi dile getiriyorlar.

CHP burjuvazinin “merkez partisi” işleviyle siyasi krizsiz bir geçişi Erdoğan’ı meşrulaştırma yoluyla kotaracağını hesap ediyor, burjuva sorumluluğuyla hareket ediyor.

Oysa işçi sınıfı ile ezilenlerin demokratik ve devrimci hareketinin çıkarı Wan halkının direnişinin gösterdiği kitlelerin eylemliliği yolunda yürümekten, Kürt sorununda savaşçılığa karşı barış mücadelesini yükseltmekten yana.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.