İşgal ve sömürgeciliğin Efrîn’deki izdüşümü

Rojbin EKİN yazdı —

  • Kentin her tarafına Türk bayrakları asıldı. O bayrak altında Kürtler kültürel ve fiziki soykırımdan geçiriliyor Efrîn’de. Kürtçe konuşmak yasak, Kürt olmak tehlikeli ve kabul etmeyenlerin ödediği bedel ölüm… ‘Türk bayrağı ile ne sorununuz var’ diye soranlar o bayrak altında Kürtlere yapılanları ne zaman kabul ederse, işte o zaman Kürtlerin o bayrakla bir sorunu olmayacak artık.

Hafta boyunca Kobanî davası sonuçları konuşuldu. Bu davaya dönük tepkiler, yaşanan hukuksuzluk ve Kürt’e yönelik düşman hukukunun ulaştığı düzey tartışıldı. Türkiye’de yargıyı da yöneten mevcut faşist iktidarın Kobanî paranoyası, derdi ve bitmeyen intikam duygusunun kaynağı gündemdeki yerini korudu. O davada yargılanan Kürt siyasi iradesi açısından ve elbette bu faşist iktidarın zulmüne maruz kalan tüm Kürtler için sonuç şaşırtıcı değildi. Beklenen oldu ve ömürlük hapis cezalarına çarptırıldı HDP çatısı altında siyaset yapanlar. ‘Kobanî olayları’ yargılamanın gerekçesi yapıldı. Ama asıl sorun ‘düştü düşecek’ denilen Kobanî’nin düşmemiş olması, Kobanî ile birlikte Kürtlerin dünya kamuoyu tarafından sahiplenilmesi ve tanınmasıydı. Ve elbette DAİŞ’in yenilmiş olmasıydı…

İçeride kalanların da, çıkanların da ve dışarıda olanların da ortak mesajı; direnişe devamdı. Kürtleri daha zorlu bir mücadele beklemiyor, Kürtlerin zaten zorlu olan mücadele süreci faşizmi yenme iddiasıyla başka bir aşamaya evriliyor. Bu konuda cezaevinden çıkan kadın siyasetçilerin söyledikleri bu faşist sistemle hesaplaşma ve yenme andı içmiş herkesin duygu ve düşüncelerinin tercümesi gibiydi zaten.

Direniş ile bütünleşen o sihirli eşsiz cümleyle, Seyit Rıza’dan günümüz direnişçilerine taşınan ve faşizmin yüzüne vurulan ‘diz çökmeyeceğiz’ gerçeğiyle yola devam ediyor Kürtler.

Eksilerek de olsa, bu çağın en acımasız zulüm düzeniyle sınanarak da olsa yürümeye devam edecekler.

Buradan Efrîn’e gelmek istiyorum. Kürt’ün kapanmayan yarasına dönüşmüş Efrîn. Kürtler Efrîn’i faşizm ile tarihsel hesaplaşmanın rövanş alanı olarak seçmiş. Böyle bir anlam biçiliyor Efrîn’e. Efrîn’den çıkmak zorunda kalıp da bir daha hiçbir toprağa kök salamayan Efrînlilerle ortak kaderi paylaşıyor tüm Kürtler. İşgal edilmiş ya da işgal altındaki tek kent değil Efrîn, ama orada yaşananlar tüm Kurdistan’da yaşananların en açık örneği. Faşizm, sömürgecilik ve işgal orada örtünme gereği duymadan, başka bir kılıfa girmeden özüne, gerçeğine göre hareket ediyor.

Aslında bir bütün Kurdistan gerçeği gibi. Son yüzyılda Kürtlerin neler yaşadığını merak edenler dönüp Efrîn’e bakabilir, Efrîn’de yaşananları inceleyebilir. Agirî, Zîlan, Dersîm ve Halepçe’ye, Serdeşt’e kadar uzanan coğrafyada yaşananlar bugün Efrîn’de tekrarlanıyor. Bir toplu mezara dönüştürülmüş Efrîn. İçinde kültür, tarih ve inancın da insanlarla birlikte katledilip gömüldüğü bir toplu mezar…

Oysa yeşilin kentiydi. Zeytin ağaçlarının güzelliğine güzellik kattığı Kurdistan’ın en nadide parçasıydı. Farklı inançların, kültürlerin birlikte nefes alabildiği, ortak yaşamın, kardeşliğin ve barışın kentiydi. Efrîn’de ortaya çıkan kültürel değerler, dayanışma ve birlik ruhu günümüz dünyasının ihtiyaç duyduğu, insanlığın adeta kana kana içmeye hasret kaldığı su misaliydi. Orada hayata tutunanlar barışıktı her şeyle. Yapıcı, onarıcı ve güzelleştirmeyi seçiyorlardı. Yaşam böylesi dokunuşlarla şekilleniyordu. Sadece zeytin bahçelerini görenler bile böyle bir sonuca ulaşabilir. Toprağa, doğaya ve insana değerin yeri başkaydı. Kadınların emeği, onlara biçilen roller ve seçimleri Efrîn’i bir kadın kenti olarak hafızalara kazımıştı. Kadın gerçeğiyle, kimliğiyle bu kadar özdeşleşmiş başka bir Kürt kenti yok. Kültürel değer ve tarihin korunduğu bir hafıza merkeziydi Efrîn.

İşgal edildiği günden bu yana adım adım katledildi, yukarıda belki de tarifini yapmaya gücümün yetmediği tüm bu güzellikler. Çıkmak zorunda kalanlar sınırından uzaklaşamadı. Altı yıldır çadır kentlerde, Suriye rejiminin ambargosu altında, Türk devlet faşizminin saldırıları altında yaşıyorlar. Kendi anayurdunda mülteci statüsüne düşmek kadar insanın canını acıtan başka ne olabilir ki? Efrînliler işte bununla sınanıyorlar. Kendi ülkesinde mülteci konuma düşmekle... Oysa yanı başlarında Efrîn, ama gidemiyorlar. İşgal edildiğinde çıkmaya fırsat bulamayanların ve başlarına gelebilecek her türlü kötülüğü, zulmü Efrîn’de kalmaya bedel olarak görüp de çıkmayanların her gün yaşadıklarıyla benzer şeyleri yaşayacaklardı.

O kökünden acımasızca sökülen, gövdelerinden kesilen zeytin ağaçlarıyla her bir Efrinlinin kurduğu bir yaşam bağı var. Toprağın yüzde altmış beşlik oranı zeytin ağacıydı, tam 18 milyon zeytin ağacı dikti Efrînliler. Efrîn-Suriye İnsan Hakları Örgütü’nün Şubat ayında açıkladığı son verilere göre 2018 yılından bu yana 13 milyona yakın ağaç kesildi. Hala her gün ekolojik yıkım haberleri düşüyor ajanslara. Tarihi ve kültürel miraslar da ağaçlar gibi katledildi. Kentin her tarafına Türk bayrakları asıldı. O bayrak altında Kürtler kültürel ve fiziki soykırımdan geçiriliyor Efrîn’de. Kürtçe konuşmak yasak, Kürt olmak tehlikeli ve kabul etmeyenlerin ödediği bedel ölüm… ‘Türk bayrağı ile ne sorununuz var’ diye soranlar o bayrak altında Kürtlere yapılanları ne zaman kabul ederse, işte o zaman Kürtlerin o bayrakla bir sorunu olmayacak artık. İşgal edilirken el konulan tüm maddi ve manevi değerler gibi kadınlar da ganimet. Efrîn’de Kürt kadınları kaçırılıyor, tacize ve tecavüze maruz kalıyor.   

18 Mayıs günü Efrîn-Suriye İnsan Hakları Örgütü yeni bir rapor yayınladı ve bu rapora göre 2018’den bu yana Efrîn’de toplam 463 kişi katledildi, 10 bin 332 kişi kaçırıldı, 142 kişi ise cinsel saldırıya uğradı. Bunlar tespit edilebilen soykırım suçları.

Efrîn gerçeğinde bir bütün Kurdistan’da Kürtlere dönük işlenen soykırım suçlarına karşı kurulmuş dünya barış güçleri, insan hakları kuruluşları vs. hepsi sessiz. Söz konusu Kürtler olunca susmayı seçenler başka savaşlar için barışa çağrı yapıyorlar.

Efrînlilerin adına ‘hêviya vegerê’ dedikleri dönüş umudu Kürtlerin yüzyıldır koruduğu özgürlük umudu. Bu umuda tutunarak varoluyorlar, direniyorlar ve başarmayı hedefliyorlar…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.