Kim kardeş?
Rojbin EKİN yazdı —
- DEM’e öz değerlerini hatırlatanlar gidip dünün Hizbullah’ının, bugünün Hüdapar’ının zarar verdiği aileleri dinlesin. Onların tanıklıklarına kulak versin, bu dünyadan göçüp gidenlerin son vasiyetlerini öğrensin.
Newroz’a sayılı günler kaldı. Kürdistan’ın dört bir yanında, dağ başlarında ateşler yakılıyor. Newroz hem bayram hem de direniş günü. Kürtler, tarihsel bağlamını her yıl daha da güçlendirerek karşılıyor. Bu yıl da aynı şekilde. Çünkü bitmedi zalim Dehaqlar...
Kim ve ne besliyor günümüzün Dehaqlarını? Neden bitmiyorlar, yenilmiyorlar? Gerçekten çok güçlü olduklarından mı? Kürtlerin tarihsel direnişi hiç mi bu zalimleri kırmaya yetmedi? Bu minvalde o kadar çok sorulacak soru var ki... Hasılı kelam soru çok. Önemli olan Kürt’ün tarihsel lanetinin kaynağını açıklayabilecek cevaba ulaşmak. ‘İhanet’ adını kahramanlık destanları, direnişle tarihe yazdıran bir halkın bahtına çalınmış en büyük talihsizliği, utancı...
Savaşlar, çatışmalar gibi barış da, barışmak da mümkün. Ama her şey gibi barışın da ilkeleri olmalı. Affetmek, bağışlamak insanın içine oturmalı. Bu eylemin gerçekleşme an’ı insanda bir vicdani rahatlamaya yol açmalı. Birine kardeş demek de, onu bağrına basmak da bu ölçülere uymalı. Kan bağı, aynı ırktan olmak, aynı dili konuşmak, aynı kültürden gelmek insanlar arası bir kardeşlik hukukunun oluşması için yeterli sebepler değil. ‘Kardeş ihanetiyle’ onca yaralanmış Kürt halkı için hele hele hiç yeterli değil. Kardeşlik tanımına yaklaşımı belirleyen ölçüler Kürtler için de değişti. Onurunu koruyan, unutmayan, tarihsel ve kültürel değerlerine, geçmişine bağlı Kürtler için bu tanım artık pek kabul görmüyor.
Sömürgeci, soykırımcı bir gücün tetikçiliğini yapmış, ondan daha çok Kürt’ten nefret etmiş birileri neden ‘kardeş’ olsun? Olmasın, olmamalı da...
’90’lı yıllarda soykırımcı güçlerin tektikçisi olarak ve Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmek amacıyla örgütlendirilen Hizbullah, bugün hala aynı amaca hizmet ediyor. Kürtleri kültürel ve fiziki soykırımdan geçirmek isteyen aklın stratejisini uyguluyor. ’90’lı yıllarda kendilerine nasıl pilot bölgeler belirleyip oralarda örgütlenip Kürt özgürlük mücadelesinin bel kemiği haline gelen yapıları tasfiye etmeyi amaçladılarsa şimdi de aynı şekilde hareket ediyorlar, örgütleniyorlar. Batman bu pilot bölgelerden biri. Hatta kendileri için stratejik önem atfettikleri en önemli kent. Mevcut faşist iktidar tarafından Hüdapar’ın siyaset sahnesine çıkarılmasının, onlara mecliste koltuk verilmesinin, yer açılmasının tek nedeni yenilgiye uğratamadıkları Kürt siyasal hareketini bir de böyle yenmeyi denemek.
Genel seçimler boyunca uyguladıkları stratejiyi şimdi yerel seçim sürecinde devreye koymuş durumdalar. Hüdapar adına konuşanlar, gidip DEM’in seçim bürolarını ‘nezaket, hoşgörü, birlik ve kardeşlik’ adına ziyaret edenler, aynı fotoğraf karesine girenler hiç de öyle iyi niyetli değiller. Gerçeği gören hiç kimse bu hareketlerini iyi niyet çabası olarak okumuyor. İslam inancını şeriatçı, cihadist emellerine alet eden, din istismarına bir de Kürt kültürel değerlerini, kimliğini, dilini ekleyen bu yapı Kürdistan coğrafyasında ‘bir farklılık ve zenginlik değil’ en büyük zarardır.
DEM’e öz değerlerini hatırlatanlar gidip dünün Hizbullah’ının, bugünün Hüdapar’ının zarar verdiği aileleri dinlesin. Onların tanıklıklarına kulak versin, bu dünyadan göçüp gidenlerin son vasiyetlerini öğrensin.
Hüdapar, Kurdî hangi değeri temsil ediyor? İşgal altında bulunan Efrîn için kaç açıklaması oldu? Rojhilat’da İran rejimi tarafından idam edilen Kürtler için kaç duyarlılık çağrısı yaptı? Kaç kınaması oldu? Soykırımcı güçler karşısında direnen hangi Kürt’ün arkasında durdu? Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya ‘teröristan’ diyen, Rojava’da, Başur’da Kürtleri fiziki soykırımla tehdit eden, fırsat buldukça bu temelde saldıran, yeni işgal planları yapan bir faşist iktidarla kol kola girmiş, ona dayanarak koltuk kapmış bir oluşum Kürt’ü hangi açıdan ve nasıl temsil ediyor, savunuyor?
Kürt halkına bu kadar düşmanlık yapmış, zarar vermiş, yaralamış bir oluşumu ‘Kurdî’ göremeyiz, görmüyorum. Biricik oğlunu Hizbullahın katlettiği amcamın bıraktığı vasiyetin takipçisiyim, affetmiyorum... Bize yaşattıkları tüm travmalar için hem onlardan hem de onları sahneye süren güçlerden DEM seçmenleri sandıkta hesap soracaktır.
Batman yine herkesi şaşırtacak ve Belediye Eşbaşkan Adayı Gülistan Sönük’ün de dediği gibi kendi rekorunu kıracaktır. Bir kadın kenti olarak tarihe adını yazdıracaktır.
Şimdiden tüm Arî halklarının, halkımın ve Kürt kadınlarının direniş günü Newroz’unu kutluyorum. Newroz Pîroz Be...