Katilin Rojava seferi!..

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Utanmaz adam, Rojava işgali ve Kürt kanında banyo için naralanadursun, kendine benzetip sırtına bindiği aç kitle de, İsrail, Filistinli İslamcı Hamas teşkilatı savaşıyla meşgul. İsrail, Ankara veya İstanbul’da savaşıyor gibi, Yahudi düşmanlığını fokurdatıp diş biliyor ve sövüyorlar.

Bunların tarihi can kıyımı, hırsızlık, talan ve mala mülke çökme ile başladı ve öyle sürüyor. “Yeryüzünün iyi insanları” da sağır, dilsiz ve kör taklidi ile seyrediyor...

Seri katilin, uykusu gelmiş misali, yine “Kürt kanı dökmesi gelmiş...

Kendisi Suriye’de, talana, çalma ve soyguna çıkmış İslamcı katillerle, ortaklaşa işgalci, ama yerlisi Kürt, özgürlük ateşi yakınca, orasına burasına yangın düşmüş gibi, işgalciliğini yok sayıyor. Başka bir deyişle yurt hırsızlığını, mal mülk gaspı, insan kanı dökmeyi kendinde hak görüyor. Sonra “Suriye’nin toprak bütünlüğü” diye diye, Kürt yurdu Rojava’ya işgal naraları haykırıyor.

Bu utanmazlıktır. Ve tabii olarak utanmazlık onun ebedi işi, gücüdür. Onun yurt hırsızlığına (işgal), kan içiciliği, gasp ve talancılığına karşı duran her Kürt, dün eşkıya idi, bugün teröristtir.

Ve tabii olarak, dünyanın neresinde yüzü gülen bir Kürt varsa, o da teröristtir. İntikam ateşinin kör ettiği gözlerle baktığı Rojava Kürt’ü, Suriye’yi yakıp yıkarak en az bir milyon kişinin canına kıyan İslamo faşist koalisyonunu ülkelerinden kovduğu, katil koalisyonunu Kobanî’den ettiği için, büsbütün teröristtir.

Bu yüzden yıllar var ki, saldırı altındadır. Çocuklar, kadınlar öldürülüyor. Yaşama alanları, gıda depoları bombalanıyor. Ama kinleri bir türlü dinmiyor, Kürt kanına da doyamıyorlar.   

Ama Rojava (onlar Kuzey Suriye diyorlar) yönetimi, onların her türlü saldırılarına rağmen ayakta ve 11 Haziran’da seçim yapmaya hazırlanıyor. İşte, kendi halkını da soyan ve köle gibi saltanatına payanda, direk yapan faşist haydutun onuru, bu yüzden kırık, kendisi kendinde değildir. Suriye’de işgalci olduğu, yerli halkı, Efrîn’den, Serêkaniyê, Girê Spî’de Kürtleri topluca sürüp İslamcı katilleri, tecavüzcü ve hırsızları koyduğu halde, hafıza kaybına uğramışçasına “Suriye’nin toprak bütünlüğü” diye diye, Kürt canı alıp ruh söndürmek üzere, yamyam tamtamları çalıyor.

Faşistin taş kafası işte. Düşman yaratıp can almak gıdasıdır, onun. Kitlesini de bu gıdayla besliyor ve insanlıktan çıkarıyor. Nazi Almanyası’nın Hitler’i, İspanyol Franco, dünün Arjantinli generalleri, Iraklı Saddam da böyleydi. Kendi halkıyla savaşan Şilili Pinotche de...

Utanmaz adam, Rojava işgali ve Kürt kanında banyo için naralanadursun, kendine benzetip sırtına bindiği aç kitle de, İsrail, Filistinli İslamcı Hamas teşkilatı savaşıyla meşgul. İsrail, Ankara veya İstanbul’da savaşıyor gibi, Yahudi düşmanlığını fokurdatıp diş biliyor ve sövüyorlar.

Oysa kadim halklar, kendilerine Türk diyenlerin çöktüğü bu coğrafyada, kırıla sürüle soyları kurutulurken bunlar, “ganimete hücum” sevincinden kendinden geçmiş, katilleri alkışa durmuşlardı. Kürtler, yüz dört yıldır soyları kurutulmak üzere kırılıyor. Bunlardan kitlesel tepki gören olmadı. Mala mülke çökme hayali kuranlar, katilleri kutsayıp alkışladılar.  Elinde Kürt kanı ile eve dönen oğullarını yücelterek kucakladı, kucaklıyorlar. Türk tipi muhalefet, en birinci katil benim yarışına çıktılar.

Ama aldığı canlarla değil, yetiştiriği peygamberler, İslama da Hristiyanlığa da armağan ettiği ritüellerle bile övünmeyen alçak gönüllü İsrail oğullarına bakın bir de. Tel Aviv’de başka şehirlerde muhalefet, insanlığın evrensel sesi olarak sokaklardadır. Kadın, erkek göstericiler, bir arada savaşçı iktidara “dur” diyor. Meydanlar savaş karşıtlarıyla doluyor.

Oysa, hakkında tehdit naraları savrulan, yamyam dansıyla katliamları Türk’e şenlik olarak sunanların hedef aldığı Rojava, bir başka yerde, anlamaları için söyleyeyim ülkedir Rojava. Evrenin hukukunda ve ben insanım diyenin kültüründe, oraya müdahale etmek, iç işlerine elini kolunu daldırmak, fesatlık şırınga etmek, dışarıdan kimseye hak değildir. Kimsenin haddi de değildir. Orası, Kürt’ün yurdu. Dilediği gibi yönetmek için bir kaçık utanmaz, haddini bilmez faşistten izin istemek yok. Ayrıca, her halk gibi Kürt’ün de mesela tıpkı 250 bin kişilik Kıbrıslı veya Filistinliler gibi egemen devlet, yani hür ve her türlü tasalluktan bağımsız yaşama hakkı vardır.

Kürt’ün, bu hakkı teslim alma zamanı çoktan geçti. Faşist kaçığın kafası almıyor ama, tarihin en kadim halklarından biri olan Kürtler de haklarını alacak, alıyorlar.

Bunların anlaması gerek. Kürt bir yerden gelmiş göçmen değildir. İşgalci hiç değil. Toprağı kadar, ülkesinin eskisi, kadim sahibidir. Orada, kendi devletinde, bayrağının altında yaşamak ona haktır.

Utanmaz adam, sözüm sanadır. Devleti olmadığı için, Amed’li kahve işletmecisi Remezan Brusk (Şimşek) müşterileriyle Kürtçe konuşarak hizmet vermekten tutukladın. Rojava’lı Kürt dilini  konuştuğu, Kürtçe eğitim gördüğü, öldürülme, tutuklanma korkusundan azade kilamını söylediği için, işgalle  tehdit ediliyor ki, lanet senin insanlığına ırkçı!..

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.