KNK Eşbaşkanı Amerika’da
Ahmet KAHRAMAN yazdı —
- KNK programıyla, bir siyasal parti ya da bir parçanın öncü organı değildir. Kafkasya ve Orta Asya Kürtleri dahil, dört parça Kürdistan’ın ortak evi, müşterek sesi, Büyük Kürdistan idealinin ortak çatısıdır.
En son Amed ve Mardin kırsalında yaşanan yangın ibretle görüldüğü gibi, Kürtler taşıdıkları nüfus kağıdının aksine yurttaş değil, başlarına gelen bela karşısında, zil takıp oynanmayı hak düşmandır. Kürdün evladı, eşi, emeği, alın teri, ekmeği yandı, kimi iki ayaklı timsah şenlik yaptı.
Türk yenilgisinin yasını tutmayan, karşı takımı (Portekiz) alkışlayan Kürtler medyada linç edildiler.
Ancak, vandallık yeni değil. Bugün, İttihatçılardan miras alınan deve kininin devamıdır. Bugün, ataları ile başladı.
O nedenle, 1990’larda canlarını kurtarıp Avrupa’ya ulaşan bir grup Kürt siyasetçi ve aydın, uluslararası hukukun kendilerine tanıdığı “kaderini tayin hakkı” özgürlüğünü kullanarak, “Sürgünde Kürdistan Parlamentosu”nu faaliyete geçirdiler.
Sürgündeki Parlamento, bağımsızlığa doğru atılmış, “İLK ADIM”dı. Kuruluşundan itibaren, “dört parça Kürdistan”ın yaralı avazına ses oldu. “Kürtlerin kaderi”ni (gelecek) belirleme çalışmalarını başlattı. Bu amaçla, uluslararası ilişkiler geliştirmeye çalıştı.
Ama 2000’lere gelindiğinde niçin, ne amaçla ve ne oldu bilmiyorum, Parlamento lağvedildi. Lakin, hayat boşluğu kabullenmiyordu. Bir süre sonra Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) kuruldu.
“KNK’nin Kuruluş Senedi” oldukça kapsayıcıdır. Kısacası; KNK programıyla, bir siyasal parti ya da bir parçanın öncü organı değildir. Kafkasya ve Orta Asya Kürtleri dahil, dört parça Kürdistan’ın ortak evi, müşterek sesi, Büyük Kürdistan idealinin ortak çatısıdır.
Ebette, Kürdistan her parçasında faaliyet gösteren örgütlenmeleri var. Ama, “büyülü idealin tek çatı” altında birleşmesi de gerekliydi.
Gazete yazısının dar alanı nedeniyle ayrıntıya girmek olanaksız ama, örneklemek gerekirse eğer, milyonlarca Kürt 50 yıla yaklaşan zamandan beri Avrupa’da yaşıyor. Ama kıtanın kaderini belirleyen, giderek dünyanın gidişatını etkileyen “ana akım” diyeceğimiz siyasal partilerde, doyasıyla devletlerin beyin gücü parlamentoda kimliğiyle yer alan bir Kürt yok.
Oysa, Avrupa ırkçı Türk devleti değildir. Her halktan, ırk, insan soyundan kişi her yere gelebiliyor Avrupa’da. Amerika’da siyahiler Başkan-Başkan yardımcısı seçiliyor, Bir Hintli Britanya’da, bir Filistinli İskoçya’da Başbakan olabiliyor. Bir Çerkez Almanya’da bakandır.
Demem o ki, Kürtler de yer kürede hak ettikleri yeri almalıdır. Kim bilir belki bu eksiklik, KNK girişimiyle giderilir. Kim bilir…
KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamus ve beraberindeki bir heyet, geçtiğimiz günlerde Amerika Birleşik Devletlerindeydi. Kürdistan heyeti, Amerikan Kongresinin kanaat önderleri ve Komiteleriyle, Savunma, Dışişleri Bakanlıklarının yetkililerince kabul görüldü. Görüşmeler, karşılıklı görüş alış-verişi yapıldı.
Ahmet Karamus, ziyarete ilişkin izlenimlerini anlatırken, “Çok sıcak karşılandık, samimiyet gördük” diyor ve ekliyordu:
“Bu bakımdan, temaslarımız çok verimli geçti. Karşılıklı olarak bilgilenme olanağımız oldu. Görüşmelerimiz devam edecek.”
KNK yönetimi şimdi, Kanada ziyareti için hazırlanıyor. Avrupa ülkeleriyle ilişkiler temelinde çalışmalar yürütülüyor.
Kürtler, dünya akademisinde, kültüründe, sanat ve sporunda vardır. Türklerin şu sıralar en nefret ettiği Kürt sporcu Deniz Naki’den sonra, şimdi Deniz Ündav’dır. Deniz Ündav Türk takımında futbol oynamayı reddetmişti. Geçenlerde de “Ben bir Kürdüm” diyerek Türk Milli takımında oynamayı geri çevirmiş, Alman Milli takımıyla sahaya çıkmıştı.
O nedenle Deniz Ündav, şimdi “azılı bir terörist” olarak, Türklerin kara listesinde.
Öte yandan savaşçı Kürt kadınlarının giyim tarzı, Kobanî destanından sonra Avrupa modasına da girmişti.
Kürtler, şimdi de diplomaside dünyaya açılıyor. Amerika’dan sonra ikinci durak Kanada…