Salgın günleri ve Kürtler
Ahmet KAHRAMAN yazdı —
- Bu halk, kendi deneyimlerinden dersler çıkarıp zenginleşerek bugünlere gelmeyi başardı. Kürt mücadalesini ölümsüz kılan da bu kendini çoğaltan, zenginleştiren yapısıdır.
Yaklaşık iki haftalık bir aradan sonra yeniden merhaba değerli okurlar. Günümüz dünyasını saran salgından ben de payıma düşeni aldım.
Neyse ki, sonunda virüsün etkisi hafifledi. Kaldığımız yerden, yeniden merhaba...
“Buradayım ve hayat devam ediyor“ demek içindir, bu yazı.
Evet, her halukârda hayat devam ediyor. Ve doğal olarak Kürtler, Kürtlerin ulusal mücadelesi de...
Böyledir, ulusal (milli) hareketler. Pek çoğu yüz yıllara yayılıdır. Kürtlerinki de öyle. Bu halk, kendi deneyimlerinden dersler çıkarıp zenginleşerek gelmeyi başardı. Kürt mücadalesini ölümsüz kılan da bu, kendini çoğaltan, zenginleştiren yapısıdır.
Geride kalan deneyimleri tahkimat unsuru yaparak gele geldi.
O nedenle Kürtler, yaşadıklar çetin koşullara rağmen asla gerilemediler. Tam tersine, en onulmaz zamanlarda bile ileriye doğru hamleler yapageldiler.
Düşünün, Şeyh Said hareketi Amed kuşatması kalktığı gün bitmişti. Ağrı Karargâhı dağıldığında da Hoybun hareketi çökmüştü.
Ama günümüz...
Günümüzde, direnme gücü her gün, kendini yeniden yaratıyor. Anka kuşununun kendi küllerinden kendini yaratması gibi...
Çünkü Kürt hareketi, yıllar var ki iş bölümü halinde faaliyet gösteriyor. Her bölüm, kendi kendine yeten...
Bu hayatiyettir, işte.
Bu sayede duraklama olmadı. Körelme yaşanmadı. Kürt hareketi, yüz yıllık Türk ırkçılığı virüsü sarmalında yok olmadı. Kendini yenileyerek devam etti, ediyor...
Şu hale bakın, Kürtleri bitirelim derken kendileri tükendiler. Dünyanın açlarıdır, bunlar. Kimileri, sokak köpeklerinin ağzındaki kemik parçasını kapmak için meydan savaşlarına giriyor. Çöplüklerde ekmek kırıntıları, çürümüş sebze, meyve parçacıkları için boğazlaşıyorlar.
Ve bunca açlık, onca sefalet varken, ayağı yanmış it gibi dört bir yana seğirterek, ona buna “gel beraber Kürt öldürelim“ diye yalvarıyorlar. Katillerin rezalet ve sefaleti işte...
Ağızları, elleri kan içinde bunların. Öyle başladılar, böyle devam ediyorlar.
Bir yandan da fesatlık, fitne...
En son, yaklaşan yerel seçimler nedeniyle, fesatlık tohumları ekip Kürtleri birbirine karşı kışkırtmaya çalıştılar. Ama Selahattin Demirtaş oyunlarını, taklalarını nafileliğe gömmeyi başardı.
Hep diyoruz, bugünün Kürt’ü dünün Kürt’ü değildir, diye. Barbarların oyunlarını bozmak da yeniliklerin en önemlisi...