Türk faşizminin “it, kurt başı” meselesi

• 1970’lerde katillerin simgesi olan kurt, giderek hızla faşizme oturan Türklerin kutsalı oldu. Kimi eski solcular, dünün “sos demokratı” CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da kurt başı işareti yapanlara katıldı. Faşizm kitleselleşti.

Mitoloji kelimesi, Yunancada “masal, hikaye” demektir. Kökü derinlerde olan her halkın türeyiş kahramanlarını, tanrılarını konu edinen, devleri, perileri anlatan mitoloji, yani efsaneler, masallar vardır. Pek çoğu da birbirinin benzeridir.

Mesela Türklerin türeyiş (Ergenekon) efsanesi, bir Çin masalıdır. Bu masal, ırkçı İttihatçılar iktidarında, “Türkleri anlatıyor” denilerek yaygınlaştırıldı. Türkleri gerçek anlamda çeşitli ırklardan türetip yaratan İttihatçı Atatürk ile Ergenekon efsanesini Türk tarihinin başlangıcı olarak gördü. Masalı, gerçekmiş gibi sundu. Hatta ressamlara figürler bile çizdirdi. Paralara, “ata kurt” resimlerini işletti.

Irkçı yazar Hüseyin Nihal Atsız, “Bozkurtların Ölümü” adındaki romanında, Ergenekon’un dişi kurduna Asena adını verdi. Asena, Roma efsanesinde ise “Rosena”ydı.

Yani diyeceğimiz şudur, her şeyi uydurma olan Türk ırkçıları, bir masaldan da kendilerine ırk, soy, kısacası tarih çıkardılar.

Ergenekon kurdu, ta başından beri Türk ırkçılığının simgesi olarak görüldü. Alman Nazileri, İkinci Dünya Savaşı’nda yenilince, kutsal kurt “tedavül” den kaldırıldı.

Annesi Beyrutlu, babası Kıbrıslı olan Türk ırkçısı Hüseyin Feyzullah (Alpaslan Türkeş) kurdu, 1960’larda yeniden tedavüle soktu. Vurucu güç olarak kullandığı “Ülkü Ocakları”na simge yaptı, uluyan kurdu. MHP Türklerinin, Türklere karşı “üstün Türk” savaşında, bu kudümsüz hayvan, “saf kan Türklerin" simgesi olarak kulanıldı. İt, kurt ama “kanı safi” Türk…  

 1975-1980 arasında işlenen 6 bin kişinin katili simgenin gölgesinden çıktı. Bu ağzı kanlı kurt simgesi, 1990’lardan beri de, bir lanetli olarak Kurdistan’da dolaştırılıyor. Türk askerleri köy yakan, Kürt kaçırıp katleden, diri diri yakan ve de mezbahanede boğa başını keser gibi, huzur içinde Kürt gençlerinin başını kesen kimi askerler kurt başı işareti yapıyor ve it, kurt gibi “uuuuu!” diye uluyorlardı. Kurdistan’a gönderilen “özel savaş” aygıtının personelinin silahları, o lanetli kurt başı kertmeliydi. Kollarında, göğüslerinde kurt başı...

Rojava’ya, Efrîn’e giden işgal güçleri, kameralara kurt başı işareti yapıyorlardı.

Ve 1970’lerde katillerin simgesi olan kurt, giderek hızla faşizme oturan Türklerin kutsalı oldu. Kimi eski solcular, dünün “sos demokratı” CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da kurt başı işareti yapanlara katıldı. Faşizm kitleselleşti.

Ama Kürtler için, kurt zaten lanetliydi. Çünkü, bir sürüye girdiğinde yiyeceği kadar değil, gücü yettiği kadarını öldürüyordu. O kurt, Kürtler tarafından insanlık düşmanı olarak da ikinci kez lanetlendi.

Almanya başta olmak üzere, bazı Avrupa ülkelerinde, Türk ırkçılığının bu simgesi, Nazi işareti gibi yasaklıdır.

Ancak Türk devleti bu sene, Avrupa Futbol Şampiyonası’nı bahane ederek, yasağı delme, “Türk faşizmini legalleştirme” girişiminde bulundu. Halkın açlık acılarını da hiçe sayarak, büyük bir harcamaya girişti, Türk devleti. Türk bayrağından on binlerce üst giysisi (gömlek, yelek) üretip, şampiyonanın oynandığı Almanya’da, ırkçı yandaşlara dağıttı. Mehter takımının da rol aldığı gösteriler düzenledi.

Birkaç kere başkalaşım geçirmiş, mesela solculuğa heveslenmiş, sonra militaristlerin yayın organında sorumluluk yüklenmiş, ardından “sıradan Türk” olmuş, derken zamanın ruhuna uyumla demokratlığa çark etmiş, öldürülen Ermeni gazeteci Hırnt Dink’e sahip çıkmış, acı çeken Kürtleri bile yazmış olan gazeteci Hasan Cemal, İttihatçıların üç şefinden biri olan dedesi Cemal Paşa’nın ruhundan çağrı almış gibi, Türk ırkçı gösterilerin odağında “amigo” oluvermişti.

Her neyse Avrupa yemedi, faşizmin gövde gösterisini. Sahada kurt başı ile ırkçılaşan Türk’ü cezalandırdı. Almanya ırkçı göstericiler için, soruşturma açtırdı.

Açlık çeken Türk’ün parasıyla, uçaklar dolusu avenesi, Bilal’i, koruma orduları ve makam araçlarıyla Berlin’de gösteriye katılan Recep Tayyip’e yüz vermedi. Onu görmedi bile…

Ha, bunca yazı ile demem ne? Diyorum ki, her şeye rağmen insanlık ölmedi, ayakta. Bunların değerlisi, yani kutsalı insanlık nezdinde suçlu ve suçlu aşağılanarak cezalandırılıyor. Özetin özeti: Acı çekenleri hatırlayanlar da var, yer yüzünde…