Yeni yıla girerken

• Görülüyor ki, 2023 seçimlerini kazanma şansı kalmayan Erdoğan-Bahçeli çetesi, demokratik muhalefeti susturmak-sindirmek için her melaneti yapacaktır. Bu, siyasi cinayetler, seçilmişleri saf dışı edip kendi emirerlerini onların yerine atamak, zindanlarda tutsaklara yönelik azgınlaşan saldırılar gibi yöntemlerle kanlı diktalarını sürdürmek demektir.

Aralık ayı katliamlar ayıdır. "Katliam olmayan gün mü var ki?" demeyin. Aralık ayı bir başkadır. Gericilik sanki yeni yıldan umudumuzu kestirmek için ve eski yıla rekor kırdırmak için bütün büyük katliamları Aralık ayına sıkıştırmıştır. Maraş katliamı, Cezaevleri katliamı ve Roboskê katliamı hala yüreklerimizi kanatıyor. Bunlar yetmemiş gibi hepsini unutturacak bir katliamı da HDP Bahçelievler örgütünü basarak denediler. Katliam girişiminin başarısız olması bu saldırıyı unutturmamalı. Çünkü önümüzdeki dönemin şifreleri bu saldırıda gizlidir.

Erdoğan, iktidarının ilk 13 yılında rahattı. Yüzde otuz altı oyla, tek parti olarak aldığı iktidarı oylarını artırarak sürdürmüştü. Bunda muhalefetin olmayışı, Deniz Baykal şefliğindeki CHP’nin ilk günden beri Erdoğan’a olan açık desteği büyük rol oynamıştır.

Deyim yerindeyse Erdoğan tek kale oynayıp gol üstüne gol atmıştır. Tek gerçek muhalefet partisi olan HADEP-DEHAP-DTP çizgisi suikastlarla vurulmuş, barajlarda boğulmuştur.

Ama buna rağmen direnen yurtsever-devrimci güçler 7 Haziran 2015 seçimlerinde bütün engelleri aşarak meclise girmiştir. Erdoğan’ın tek adam sultası hukuken ve genel oyla bitmiştir. O günden beri Erdoğan’ın bütün çabası diktatörlüğünü sürdürebilmektir.

Bu nedenle "Beka sorunu" uydurarak içte ve dışta saldırganlaşmış, bu kutuplaşma temelinde MHP ve gizli-açık tüm gericilikle bütünleşmiştir.

Bu gericiliğin baş hedefi HDP olmuştur. HDP dışındaki muhalefeti korkutup sindirerek, "beka" diye kandırarak peşine takmıştır.

15 Temmuz çakma darbe bahanesiyle, tek adam-tek parti diktasının önü açılmıştır. Esas darbeyi yapan Erdoğan-Bahçeli çetesi olmuştur.

Erdoğan-Bahçeli çetesinin pervasız diktatörlüğü, iç ve dış politikada tökezledikçe halkın muhalefeti de gelişmiş ve muhalefet partilerine güç vermiştir.

Yenikapı ruhuyla Erdoğan’ın arkasında toplanan sözde muhalefet partileri çıkmaz yolu gördükçe yeni arayışlara girmiştir.

İşte bu iklimde Erdoğan’ın anayasa değişikliğine karşı "Hayır" kampanyasıyla yeni bir dönem başlamıştır. 2019 yerel seçimleri AKP-MHP çetesinin bozgunuyla sonuçlanmıştır. Belli başlı büyükşehir belediyeleri muhalefetin eline geçmiştir.

Erdoğan daha önceki gibi HDP’li belediye başkanlarını hapse atarak yerlerine yeniden kayyım atamıştır.

Darbeciler kendi kontrolleri dışında apartman yöneticisi bile istemezler. Bu nedenle bütün darbeciler ilk günden belediye başkanlarını, muhtarları ve apartman yöneticilerini değiştirir.

Erdoğan bunu Kürdistan’da hep yapmıştı. Büyük şehirlerde ise sandıktan şöyle ya da böyle kendisi çıktıkça sorun yoktu. Ama 2019’da kaybedince oralara da kayyım atamak için sürekli bir çaba içine girdi. Yalan dolan haberler, provokasyonlar, tehditler her gün devam etti.

Görülüyor ki, 2023 seçimlerini kazanma şansı kalmayan Erdoğan-Bahçeli çetesi, demokratik muhalefeti susturmak-sindirmek için her melaneti yapacaktır. Bu, siyasi cinayetler, seçilmişleri saf dışı edip kendi emirerlerini onların yerine atamak, zindanlarda tutsaklara yönelik azgınlaşan saldırılar gibi yöntemlerle kanlı diktalarını sürdürmek demektir.

Seçimleri geciktirmeye ya da bir baskın seçimle kazandıklarını ilan etmeye hazırlanıyorlar. Yani faşist çete sokakta da sandıkta da saldırıya geçiyor. "Seçimleri kaybettik" deyip kendiliğinden gitmek gibi bir niyetleri yok.

Bu çete diktasına karşı olan güçler de her alanda birleşmek ve bu faşist çeteyi yıkmak zorundadır. Yeni yılda bize umut veren bu direniş ve zafer atağına geçiştir. Başka da yol kalmadı zaten.

Yeni yıla yeni umutlarla…