Yeni anayasa mı?

• Yeni bir anayasa yapılması için öncelikle bütün siyasi davalara son verilmesi, tecridin kaldırılması ve bütün siyasi tutsakların serbest bırakılması şarttır. Ondan sonra oluşacak olan bir kurucu meclis, yeni ve demokratik bir anayasa yapabilir.

Erdoğan'ın şapkasından çıkardığı son tavşan "anayasa değişikliği" oldu. Ama şimdiye kadar ki değişim, açılım, çözüm yaygaralarının ardından gelen felaketleri bilenler için bu çok da heyecan yaratmadı. Yalancı çobanın yangın var feryatları gibi yerel seçimlere kadar bir oyalama olmaktan öte gidemez. Halkı yeni anayasa aldatmacasıyla oyalarken zamları ve yolsuzlukları unutturmak istiyor. Daha önce umut yaratmasa da, acaba dedirten girişimler şimdi acaba altından ne çıkacak dedirten şüpheli manipülasyonlar olarak görülüyor.
Yeni Anayasa’nın gelişi Gezi davasından bellidir:
Erdoğan anayasa değişikliği derken, mavi tablolar çizerken Yargıtay gezi davası kararını onaylıyor, devam eden Kobanê ve HDP davalarında olumlu bir gelişme ihtimali zayıflıyordu. Bunun üstüne Sivas katliamı sanıklarının davasının zaman aşımına uğratılması ve AB Komisyonu’nun Türkiye hakkındaki olumsuz ve umutsuz raporu geldi.
Sayın Öcalan üzerindeki hukuk dışı tecrit ise insafsızca, ahlaksızca ve vicdansızca sürüyor.
Bu durumda Erdoğan’ın “Türkiye artık darbe anayasası ayıbından kurtulmalıdır. Benim milletim çağın şartlarına uygun, sivil, özgürlükçü, dili ve bütünlüğü ile milleti kucaklayan bir anayasa ile yönetilmeyi sonuna kadar hak ediyor. Zaman içerisinde yapılan müdahalelerle belli bir mesafe alınsa da mevcut anayasa Türkiye Yüzyılı’na yakışmayan bir yapıdadır. Hedefimiz tüm vatandaşlarımızın “benim anayasam” diyeceği bir anayasa ortaya koymaktır. Umarım uzlaşı içerisinde Türkiye’ye yakışır birlikteliği ortaya koyarak anayasa metnimizi ortaya çıkartırız. Çağrımız tüm siyasi partilerimizin vaadi olan yeni anayasa konusunu bizlere yakışır bir biçimde neticelendirmek ve millete verdiğimiz sözü tutmak içindir.” demesinin anlamı nedir?
Erdoğan, 21 senedir tek parti olarak iktidarda değil de, sanki iktidara hazırlanan bir muhalefet lideri gibi konuşuyor. Seçim barajını bile kaldırmayan, AİHM, Anayasa Mahkemesi gibi yargı kararlarını paspas yapan ve bununla övünen bir Erdoğan’ın yapacağı anayasadan ne çıkar?
Açık ki, Erdoğan’ın hedefi demokratik bir anayasa yapmak falan değil, kendi hukuk dışı diktasını anayasal kılıfa büründürmektir. Tıpkı Evren’in yaptığı gibi…
Bütün bunlar olurken meclisteki muhalefet ne alemde dersiniz?
Onlar hala birbirlerini kandırmak çabası peşinde. Halka hesap vermeden ve hiç utanmadan belediye seçimleri için yeni pazarlıklar çeviriyorlar. Halkın temel sorunlarına bir çözüm getirmeyi bırakalım gündeme getirmekten bile kaçınıyorlar. Sezgin Tanrıkulu'nu linç etmekle meşguller. Onlar tepedeki koltuk pazarlıklarıyla, al-ver oyunlarıyla vakit geçirmeyi değişim zannediyorlar. Onlar, değişim falan istemiyorlar. Erdoğan'ın çizdiği çerçevede muhalefetçilik oynamak onlara yetiyor.
Oysa demokrasi güçlerinin ilk günden beri söylediği gibi, 12 Eylül'ün kışla nizamnamesi olan anayasası yırtılıp atılmadan hiç bir değişimden söz edilemez. Daha öncekiler gibi yapılan makyajlarla demokratik bir anayasa olmaz.
Yeni bir anayasa yapılması için öncelikle bütün siyasi davalara son verilmesi, tecridin kaldırılması ve bütün siyasi tutsakların serbest bırakılması şarttır. Ondan sonra oluşacak olan bir kurucu meclis, yeni ve demokratik bir anayasa yapabilir.
Yoksa Erdoğan'ın insafına ve keyfine kalmış bir anayasa bir kandırmaca olmaktan öte gidemez.
12 Eylülcü darbeci faşistler kendi diktatörlüklerini sürdürebilmek için bir anayasa uydurdular ve yoksa hiç gitmeyiz tehdidiyle halka dayattılar. Erdoğan da kendi diktasını meşrulaştırmak ve hiç gitmemek için sahte bir anayasa uyduruyor.
Erdoğan, “Yeni Osmanlı” dedikçe bu Abdülhamitçilik olarak anlaşıldı. Oysa ortaya çıktı ki, Erdoğan, Osmanlı’nın İttihatçı-Enverci kanadının geleneğini sürdürüyor. Arkasındaki Bahçeli-Ergenekon desteği de bu nedenledir.
Bu oyunu bozmak, halkların özgürlük, demokrasi ve barış istemlerini gündeme getirmek gerekiyor. Bu mümkün ve zorunludur.