Erdoğan’ın Firavuni halleri
Ahmet TURHALLI yazdı —
- Erdoğan bir kibir abidesi olarak tarihe geçmiştir. Dünya malı ve iktidar yetkisi onu zehirlemiştir, çevresindeki şakşakçıları onu nerdeyse İlah olarak gösterme cüretindedirler. Kendisi de sultanlık, halifelik, yer yer Peygamberlerlik halüsinasyonları gördü /görüyor.
Kutsal kitap olan Kur’an, firavun hadisesini birçok ayette İslam’a inananların ve dinler tarihini merak edenlerin görüşüne sunar.
Firavunluk, bir aile hanedanının uzun süre Mısır ve çevresindeki coğrafyada bir iktidar sistemi olarak bilinmektedir. Günümüze kadar bu hanedan tarafından imar edilen ve halen ayakta duran binlerce yapı mevcuttur. Dünya harikaları arasında yer alan Piramitler Firavun hanedanlarının eserleridirler.
Tarih yüzlerce firavundan söz etmektedir. Hz Yusuf as’ın da bir firavunun maliye bakanlığını yaptığı dinler tarihi ve Kur’an da anlatılmaktadır.
Kısacası firavunluk değerlendirilirken, bir tarihin ret ve inkar edilmesi yerine, İsrail oğullarına zulüm eden ve Kur’an da bahsi geçen firavun ailesinin o dönemki halkasından bahs etmek istiyorum.
Adı geçen Firavun karakterinin çözümlemesinin yapıldığı ayetlerde, bir yönetim biçiminin toplumu nasıl manipüle ettiğini ve İsrail oğullarının başına getirilen zulmü açıklar.
Bu minvalde Kur’an da ki firavunun hallerini açıklarken, İslam adına muktedirlik yapan çağdaş firavun Erdoğan ın da hallerini karşılaştırmak istiyorum.
Toplumu manipüle etmek
Toplumu aldatma ve onlara yanlışı doğru olarak aks ettirmedir. Erdoğan’ın bu kadar medya gücünü ele geçirmesi toplumu manipüle etmek içindir.
Yandaş medya sadece bir manipüle aracıdır. Diyanet ise din adına toplumu aldatma aracı olarak kullanılmaktadır. Firavunun Kur’an daki özelliği: Ama zulmedenler, kendilerine söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, üzerlerine gökten iğrenç bir azap indirdik. (Bakara 59)
Firavun, kendi kavmini şaşırtıp saptırdı ve onları doğruya yöneltmedi. (Taha 79)
Kibir
Erdoğan bir kibir abidesi olarak tarihe geçmiştir. Dünya malı ve iktidar yetkisi onu zehirlemiştir, çevresindeki şakşakçıları onu nerdeyse İlah olarak gösterme cüretindedirler. Kendisi de sultanlık, halifelik, yer yer Peygamberlerlik halüsinasyonları gördü /görüyor.
Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu-günahkar bir kavimdi. (Yunus 75)
Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı. (Yunus 83)
İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler." (Mü‘min 35)
Görüyor musunuz? Hakikatler karşısında Erdoğanın gözleri, ve kalbi açılmamak üzere mühürlenmiştir.
Erdoğanın hiçbir ölçüsü yoktur, sadece kendi iktidarı onun yegane ölçüsüdür. Etrafındaki devşirme, dinci ve suçlu ırkçılar da çeteleşmiş çıkarcı bir tayfadırlar. Ölçüleri dünya malı ve iktidardır.
Yobazlık
Erdoğan ve cenahı oldukça kirli ve aşağlık bir dincilik yaparak, başkalarını da, din ve Allah karşıtı göstermektedirler. Bu karekter bütün peygamber ve toplum karşıtı iktidarperestlerin karekteridir.
Bize anlatılan ve onunla oluşturulan algıda, firavun dinsizmiş, Musa ona din tebliğ etmişmiş. Oysa fil hakika Firavun bir dinci ve yobazdı. Hz Musa ve kardeşi Hz Harun ise, dindar ve toplumlarına özgürlük isteyen önderler idiler. Firavun dinci ve din satarak, sattırarak iktidarını sürdürüyordu. Hz Musa as’da dinsiz ve din karşıtı olarak gösteriliyordu.
Firavun kendisinin baştan çıkarmış olduğu topluma şöyle seslenmişti:
Firavun dedi ki: "Bırakın beni, Musa'yı öldüreyim de o (gitsin) Rabbine yalvarıp-yakarsın. Çünkü ben, sizin dininizi değiştirmesinden ya da yeryüzünde fesat çıkarmasından korkuyorum."(Mü’min 26)
Ne kadar tanıdık değil mi? Bugün aynı sözler Erdoğan tarafından Tv’ler de, Camilerde ve diplomasi de kullanılmaktadır. ‘Muhammedi ordu’ ile Efrîn’ Serêkanîyê ve Grê Spî’yi “Kafir ve dinsizlerden temizliyordu. Firavunun Hz Musaya söylediği ne ise, bugün Erdoğanın da hakikati savunanlara söylediği aynı şeydir.
Karun haline (mülkü gasp etmek) gelmek
Erdoğan herşeyi ben yaptım; ekmek yoktu ben verdim, ev yoktu ben yaptım, yol yoktu, hastahane yoktu, buzdolabı yoktu, hiç bir şey yoktu ben yoktan var ettim demektedir.
“Ben en iyi ve en bilgiliyim, iktisadı ben bilirim, siyaseti ben bilirim, sosyoloji yi ben bilirim, benden başka kim bilebilir ki?
Millet kahvelerini ben açmıyor muyum, torba çayları ben size atmıyor muyum? sizler neden başkalarını dinliyorsunuz. Ben bin odalı saraylarda oturuyorum, onlarca uçak ve gemim var, ya bu muhalefet yapanların neyi var?”
Firavun, kendi kavmi içinde bağırdı; dedi ki: "Ey kavmim, Mısır'ın mülkü ve şu altımda akmakta olan nehirler benim değil mi? Yine de görmeyecek misiniz?"(Zuhruf 51)
"Yoksa ben, şundan daha hayırlı değil miyim ki o, (musayı işaret ederek) aşağı (sınıftan) bir zavallı ve neredeyse (sözü) açıklamadan yoksun olan (biri)dir."(Zuhruf 52)
"Bu durumda (eğer doğruysa), üzerine altından bilezikler atılmalı, ya da yakınında yer almış vaziyette onunla birlikte melekler gelmeli değil miydi?"(Zuhruf 53)
Allah Kur‘an da bizlere firavunun bütün özelliklerini anlatmıştır.
Kur’an’dan ders almak
Bu suretle onları, sonradan gelecekler için bir selef ve bir örnek kıldık. (Zuhruf 56)
Erdoğanın bütün fiilleri ve yaptıkları firavunun yaptıklarından kat be kat fazladır. Bu halleri anlayacak dürüst ve samimi Müslümanlar neredeler?
Ne zaman bu din tüccarı firavuna karşı çıkacak ve onu alt edecekler?
Kürt mücadelesi bunun bütün Firavuni özelliklerini teşhir etmiştir. Şimdi sıra dürüst dindarlarda.